Demir rayların üzerinde süzülen bir zaman makinesi gibi... Tarihin, edebiyatın ve nostaljinin izlerini taşıyan Venice Simplon Orient Express, Avrupa'nın kalbinden yola çıkarak Edirne'ye ulaştı. Agatha Christie’nin kaleminden çıkıp dünya okurlarının hayalinde yer eden tren, bu kez gerçek bir yolculukla Kapıkule’den Türkiye’ye giriş yaptı.
Paris’ten 30 Mayıs’ta hareket eden tren; Macaristan’ın başkenti Budapeşte ve Romanya’nın başkenti Bükreş üzerinden, sabah saatlerinde Edirne’deki Kapıkule Tren Garı’na ulaştı. Karşılaması da gelişine yaraşır şekilde oldu. Tren Garı’nda yerel halk oyunları ekibi, davul-zurna eşliğinde yolcuları geleneksel bir gösteriyle karşıladı. Farklı ülkelerden gelen yolcular, ritme kendilerini kaptırarak gösteriye katıldı. Bu coşkulu karşılama, trenin taşıdığı zarafetle birleşince ortaya adeta sinematografik bir sahne çıktı.
64 yolcusuyla Türkiye’ye giriş yapan tren, sadece bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda tarihsel bir anlatı gibi ilerliyor. İlk kez 1883 yılında seferine başlayan Orient Express, dönemin aristokrat yolcularını İstanbul’a taşırken Doğu ile Batı’nın kesişiminde benzersiz bir yolculuk deneyimi sunuyordu. Bugün ise bu tarihi rota, çağdaş bir gezginin nostaljik arayışını ve kültürel keşif tutkusunu beslemeye devam ediyor.
Edirne’den İstanbul’a doğru yolculuğunu sürdüren Orient Express’in yolcuları, Türkiye’de geçirecekleri günlerde Boğaz’ın kıyılarında dolaşacak, kentin tarih kokan sokaklarında gezinecek ve Osmanlı’dan günümüze uzanan zengin bir kültürel dokuyla karşılaşacak. Trenin Türkiye rotası boyunca yaşattığı deneyim, her bir yolcunun zihninde yeni bir hikâye olarak yerini alacak.
8 Haziran akşamı İstanbul’dan Paris’e dönecek olan tren, yolcularıyla birlikte sadece coğrafyaları değil, zamanları da birbirine bağlamaya devam edecek.
Mert Hamarat
