Geçtiğimiz Haftasonu Edirne Valisi H. Kürşat Kırbıyık başkanlığında yapılan ‘Saros Körfezi’nin sorunlarının ve geleceğinin konuşulduğu toplantıda Vali Kırbıyık’ın ‘Alan Başkanlığı’ önerisi siyasi tartışmaya neden oldu. CHP Teşkilatının ‘Alan Başkanlığı’ önerisine sert çıkışının hemen ardından Vali Kırbıyık, açıklama yaparak açıklamaların özensizliğine dikkat çekti.
Edirne Valisi H. Kürşat Kırbıyık dün yaptığı basın toplantısında geçtiğimiz günlerde Keşan ilçesinde bir çalıştayı gerçekleştirdiklerini vurguladı. Saros’un sorunlarını, avantajlarını ve dezavantajlarını hep birlikte konuşup tartışmayı amaçladıklarını vurgulayan Vali Kırbıyık, toplantının iki bölümden ve uzun süren bir toplantı olduğunu da hatırlattı. Vali Kırbıyık, “Toplantının ilk etabında konunun tüm taraflarını davet ettik. Yani yerel yönetimler oradaydı. Keşan Belediyesi, Enez Belediyesi, İl Özel İdaresi muhtarlıklarımız, altyapı birliğimiz oradaydı. Sivil toplum kuruluşlarıyla da odalar, borsalar oradaydı, ilgili dernekler oradaydı, çevre dernekleri oradaydı işletmeciler oradaydı. Otel işletmecileri, konaklama işletmecileri, plaj işletmecileri, temsilcileri her türlü oralardaydı. İlgili tüm kamu kurum ve kuruluşları burada dahil, bölge müdürlerimiz, il müdürlerimiz hep birlikte üç saat Saros'la ilgili bir değerlendirmede bulunduk” dedi.
‘ALAN BAŞKANLIĞI’ KİŞİSEL GÖRÜŞÜMDÜR
Vali Kırbıyık, toplantıyı oldukça şeffaf bir şekilde yaptıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
“Toplantının basına açık bölümünde ben de Saros'la ilgili kendi kişisel görüşlerimi paylaştım. Yaklaşık yedi aydır burada görev yapıyorum. Gözlemlerim oldu. Çalışmalarımız oldu. İncelediğimiz dosyalar oldu. Ya ben de doğal olarak bir ilin valisi olarak görüşlerde, önerilerde bulunma durumundayım. Orada bu basın toplantısında bu çalıştay bu bölümde açıkladık ettiğimiz avantajlar vardı, dezavantajlar vardı. Bunları söyledik. Bir de bir öneri getirdik alan başkanlığıyla ilgili bir önerinin tartışılmasını istedik. Bakın, şunu söylemedik. Biz alan başkanlığını çalıştık, hazırladık sunuyoruz, yapıyoruz demedik. Bu bölge için mevcut Türk idare sisteminde alternatifler şunlar dedik. Bir mevcut durum devam edebilir. Yani ilgili belediyeler, özel idareler muhtarlıklar arasındaki bu yetkisel paylaşım devam edecek. Eğer yetkisel bütünlük olmasını istiyorsak elimizde iki seçenek var. Türk idaresi büyükşehir modeli. Büyükşehir modeliyle ilgili mevcut kanun düzenlemede yedi yüz elli bin nüfus şartı var. Bu yedi yüz elli bin nüfusa ulaşana kadar Edirne bunu bekler. Ya da yine Türk idare sisteminde halihazırda uygulanan alan başkanlığı modeline de geçmeyi bir teklif olarak öneri olarak bulunur. Bunu yaparken temel amacımız bakın bu bir fikir boyutunda. Daha henüz ete kemiğe bürünmüş çalışması yapılmış bakanlıklara taşınmış ya da kamu kurum ve kuruluşlarıyla burada bir noktaya getirmiş bir iş değil. Sadece konunun tüm taraflarının bilgisi olsun ve fikirlerini alalım. Ve bundan da büyük mutluluk duyuyoruz. Yani bu konunun tartışılmasından da o toplantıları destekleyen de oldu, eleştiren de oldu. Olacak tabii, doğaldır. Yani herkesin bunu desteklemesi filan beklemiyoruz Eleştirenlerin de olacağını öngörüyoruz. Karşı çıkanların da olacağını öngörüyoruz. Ki bu tartışma yapılıyor.
TARTIŞMALARIN SINIRLARI OLMALI
Ama bu tartışmalar yapılırken değerli arkadaşlar bazı kriterlerimizin bazı sınırlamalarımızın olması lazım. Yani nedir bu sınırlamalar? Kişilik haklarıyla ilgili durumlarımız var. Kurumların saygınlığıyla ilgili, sorumluluklarımız var. Kamu yöneticilerinin gündelik siyasi tartışmalarının dışında tutulmasına dair sorumluluklar var.
BİZ MUHATAPLARIMIZA YAKIŞTIRAMIYORUZ.
Bakın dün Bir siyasi partimizin Keşan İlçe Başkanı'nda bir toplantı gerçekleştirildi. Şimdi ifadelere bakıyorum. Karşı çıkmak yine söylüyorum çok doğal. Herkes karşı çıkabilir. Değişik bir fikir verebilir. Ama bir ilin valisinin bir bölgeyle ilgili önerisinin altında yağma aramak, talan aramak, bir özensizliktir. Ya bunu da biz muhataplarımıza yakıştıramıyoruz.
SİYASİ TARTIŞMALARIN İÇERİSİNDE BİR AKTÖR DEĞİLİM
Benim burada bir sorumluluğum var. Ben kamu kurumlarını buradaki en üst yöneticisiyim. Siyasi tartışmaların içerisinde bir aktör değilim Bundan uzak durmak için de elimden geldiğince özen gösteriyorum. Ama bu sorumluluk sadece bana ait değil. Siyasi aktörlerin de bu sorumluluğu aynı şekilde taşıması lazım. Yani bir valinin önerisiyle ilgili olarak bir tartışma yapılacaksa buradaki söylenecek ifadelerin belli çizgiler içerisinde kalması hem kişilik hakları arasında son derece önemlidir, hem o kurumların saygınlığı açısından önemlidir. Arkadaşlar ben Edirne Valiliğinin iki yüz dördüncü valisiyim. Benden sonra da valiler gelecek, benden önce de çok vali geldi gitti. Biz bu bilincin içerisindeyiz. Buradaki sorumluluklarımızı biliyoruz. Ona göre de gayret ediyoruz.”
Yavuz Göktaş
