AMAN HA!... KIŞ SAMANI AŞK ZAMANI
Soyundum güz giyindim sonbahar
Çürük yaprakların hüznü bana sor bahar
Yollar ıssızlanınca in-cin top oynuyor inancına
Yürüdük ve geldik işte, ayın kaçıncı kaçına
Sevdasızlar adasında mor ötüşlü al kuşlar
Gelir konar, sonra kanar
Baklagil soyundan gelen virüsüne
Aramızda köklenir, armudun sapı üzümün çöpü
Kapı arkasında dış kapı rüzgarlı çatı
Bahçemde kış, sobamda odun ateş ve kül
Ne zaman nerede uyanacak çok derin uyku
Kış Samanı aşk zamanı işleme alınınca saatler
N. Tezcan
İtilip kakılan, ya da bir yerlerde unutulmaya bırakılmış şiirlerden biri bu.
Karalama defterlerinden birini karıştırırken göz göze geldik. Sırıttı beni görünce.Dikkatimi çekince ilgilendim.Hoşuma gitti meret.
Üj-bej kez okudum.Gerekli ve acil düzeltmeleri yapınca, gün ışığına çıkarmaya karar verdim. Bundan sonra o; okuyan okumayan beğenen-beğenmeyen okur karşısında olacak.Yeni yetme bir genç gibi utangaç ve sıkılgan.Tıpkı sahibinin çocukluğu gibi.
---
Gün ışığı deyince yerli malı gündönümlerine takıldı aklım.Ayçiçeği, günebakan…dense de onun halk ağzındaki adı gündöndüdür..
Hem de gerçek adı. İsterseniz üretenlere sorabilirsiniz.
Neden gündöndü?
Çünkü onun çiçekleri daha doğrusu kafaları hep doğuya; yani güneşin doğduğu yöne bakar.Kimsenin değiştiremediği bir içgüdüsel gerçek bu.
Birçok insanda görülemeyen işte bu güzellik yağ deposu danelerini bile sevimli ve yararlı kılar. Cebimizi doldurup; sinemalarda, parklarda az çitlemedik çocukluğumuzda.
Yağı, çok önceleri koktuğu için makbul değildi. Rafine olayından sonra kullanım alanı genişleyiverdi, yağı ünlendi ve ucuz olduğundan daha çok tavada görülmeye başladı.
Trakya’nın göz nuru,Trakyalının eğlenceliği, artık paketlendi ve satışa sunuldu.
Trakya Birlik bu işlerin organizatörü durumunda ve konumunda şimdilik.
Saros kıyılarına gelip-giderken, sarı sarı çiçeklenmiş uçsuz bucaksız görüntüler…Bakmadan edemezsiniz. Fotoğrafını çekip, heykelini dikmek geçer aklınızdan.
