Geçtiğimiz Cuma günü Cuma namazını Hasan Sezai Camiinde kılmak nasip oldu.
Cuma namazından evvel tarihi ciğerci Bahri Bey’in İstanbul'daki bir arkadaşının talebi üzerine Mevlid-i Şerif okutuldu.
Hasan Sezai Camii’nin onarılmış hali gerçek bir restorasyon örneği olmuş.
Ben ve benim yaşımdakiler, o tarihi caminin yıkık dökük halini de biliriz. O tarihi eserin harabe hali bizi hep üzmüştür.
Uzun yıllar süren onarım çalışmaları, yanılmıyorsam 3 yıl önce bitmişti.
Onarımı bittikten sonra camiyi dışarıdan gezmiş, incelemiştim. O zaman da onarımın güzelliği beni etkilemişti.
Ancak geçtiğimiz Cuma günü mabedin içerisine girdiğimde; ayrıca duygulandım ve bu muhteşem yapıya hayranlığım arttı. Çünkü bu mabedin içerisi, ahşap ustalığının da en güzel örneklerindendi.
O günün ustaları, taş ile ahşabı ne kadar da ustaca kaynaştırmışlar, bir bütün haline getirmişler.
Bu güzel mabedi ilk yapanlardan ve sonradan onarıp bugünkü haline getirenlerden Allah razı olsun. Hasan Sezai Camii (Dergahı) bugünkü haliyle Edirne deki tarihi eserler arasında baş yapıtlardan bir tanesidir.
Edirne’ye gelen konuklarımızı şehirde gezdirirken; mutlaka Hasan Sezai Camii’ne de getirmeliyiz. Çünkü bu mekanda tarihi yapının mimarisine duyduğumuz hayranlık kadar, orada yaşanan manevi hava da görenlerde hayranlık uyandıracaktır.
Yeri gelmişken şu notumu da sizlerle mutlaka paylaşmalıyım
Geçtiğimiz Cuma günü bu muhteşem mabette Mevlid-i Şerif’i Selimiye Camii emekli imamı Sn. Yusuf Karabıyık Çengelci hocamız okudu.
Yusuf hocamız 70’li yaşların olgunluğunda öyle güzel okudu ve bizi mana aleminin doruklarına öyle bir çıkardı ki dinleyenler ; ” Bu hoca efendi keşke Selimiye Camii’nde görevine devam etseydi de onu orada da dinlemek şansımız olsaydı.” dediler.
