Bu sözcük sorunları olumlu ve olumsuz boyutları ile irdelemek amacıyla kullanılır. Abidin Daver adında Cumhuriyet gazetesinde köşe yazısı yazan rahmetli köşe yazarımız yazının başlığında bu sözcükleri kullanırdı .
Son yıllarda çok özlediğimiz bu anlayış ne yazık ki köşe yazarlarımız arasında ilgi görmüyor. Her biri yazılarında ya nalına ya da sadece mıhına vurmayı adet edinmiş.
Sorunları olumlu ve olumsuz yönleriyle yorumlayıp kamuoyuna duyuran yazarımızın sayısı yok denecek kadar azaldı.
Medya sahiplerinin uyarıları ile şekillenen köşe yazarları da onların istekleri doğrultusunda yazma geleneğini sürdürüyorlar.
Yazarların daha önceki yıllarda bugün yazdıklarının tam tersini yazmış olmaları onlara meslek etiğini hatırlatmıyor.
Çıkarlarını ön plana çıkarıp bazı siyasilerin yaptığı gibi “dün dündür bugün bugün” anlayışı ile yollarına devam ediyorlar.
Bu konuda yapılan uyarılar da onları hiç etkilemiyor.Yanlış ta olsa bildikleri yoldan devam ediyorlar.
Onlar için kendileri de inanmasa da çıkarı doğrultusunda tek doğru var.Yanlış ta olsa en doğrultuda yollarına devamda kararlılar .Bu medyanın güvenilirliği açısından ne getirip götürmeyeceğini hesap eden yok.
---------------------
O GÜNLERİ ÇOK ÖZLEDİK
Daha önceki yıllarda merkez medya olarak bilinen bir yayın grubu vardı.Taraflı yayın yapan televizyonların haberlerini bir de o kanaldan izlemeyi haberin doğruluğu açısından gerekli görürdük.
Daha sonra bunlar hakkında kesin kanaate varırdık.Peki şimdi öyle mi ? Sorunlara objektif yaklaşan doğru olarak kamuoyuna yansıtan kaç televizyon kanalı gazete var .Tamamına yakını sorunları siyasi anlayışları ağır bastığı için tek yönlü olarak halka duyuruyor.
Bunu izleyen halk haber yanlış ta olsa inanmak zorunda kalıyor.Eski tarafsız yayın yapan televizyon kanalları sahibini sesi haline geldi.
Dün savunduklarına karşı yayın anlayışları artık yok.:Bakıyorsunuz halk için çok önemi olan haberler buralardan gerçeğinden saptırılarak halka duyuruluyor.Bu durum halka doğru haber vermekle yükümlü olan medya kuruluşlarını huzursuz etmiyor mu?
Bir süre sonra gerçeklerin onların söylediklerinin tam zıddı olduğunda hicap duymuyorlar mı?
Demek ki medyada böyle bir meslek anlayışı ortadan kalkmış.Meslek ilkelerinin yerini çıkarlar almış.
Ülkemizde sıradan insanlar dahi televizyonların bu vıcık vıcık yağ kokan, alenen taraflı olan yayanlarını izlemez duruma geldi.
İzlenme oranlarının azalması da bunu kanıtlıyor.Halk haberleri ve her şeyi bildiğini sanan uzman geçinen kişilerin katıldığı tartışma programı izleme yerine ya defalarca izlediği bir filmi tekrar izliyor ya da belgesel programları izlemek istiyor.Medyanın irtifa kaybetmesi,güvenirliğini yitirmesi sonunda en çok onlara zarar verecektir.Televizyonlar yalancı kutusu haline dönüşecek.
---------------------
BAŞKA ÜLKELERDEN ÖRNEK ALMIYORLAR
Avrupa ülkelerinde de medya kuruluşları var. Oralarda da tek yanlı yayın yapan televizyonlar var.
O ülkelerde ayrıca sorunları iki yönden yansıtan çok sayıda yayın kuruluşu da mevcut.Halk tereddüt ettikleri sorunların haberini oradan izliyor.Ondan sonra da doğru kanaate varıyorlar.Bizdeki gibi sorunu sadece bir ucundan yansıtan medya kurulmuşları bizim kadar yaygın değil.
Son yapılan Amerika Başkanlık seçimlerinde bunun örneklerine tanık olduk.Bizde de medya olayları kamuoyunu yanıltacak görüntüden kurtulması için televizyon kanalları ve Ulasal düzeyde yayın yapan gazeteler gerçek haber verme ilkelerinden sapmamalı.
Zira sosyal medya bu tür haber yapanların yalanlarını kısa zamanda ortaya çıkarıyor.
Ondan ders almaları gerekir.
Bugün olduğu gibi doğruları yanlış gibi gösterip yayın hayatlarını sürdürmeleri onların kamuoyundaki güvenirliğini yok eder.
----------------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ.?
AVRUPA GEZİSİİNE ÇIKAN İLK PADİŞAH ABDÜLAZİZ HANDI
Tarihimizde Avrupa gezisi yapan ilk Osmanlı Sultanı Abdülaziz Han’dı.
21 Haziran 1867 günü Fransız İmparatoru 3.Napolyon’un çağırısı üzerine deniz yoluyla Avrupa’ya gitti.
Fransa’nın Tulon kentine çıkarak,Paris’e geldi ,orada uzun süre kaldı.Uluslararası Paris sergisini gezdi .İki ülkeyi ilgilendiren konularda görüşmeler yaptı.
İngiltere Kraliçesi Viktoya’nın konuğu olarak Londra’ya da gitti.
Viyana,Budapeşte ve Rusçuk’a uğradı. 7 Ağustos 1867
Tarihinde ülkesine döndü.Abdülaziz’in Türk Hükümdarı kişiliği ile yurt dışına ilk kez çıkışı.Türk dış ilişkileri açısından önemli bir olaydı.
---------------
FIKRA
EKSİLEN YAŞ
On sekizinci yüzyılın güzelliği ve zeki olmasıyla ünlü Fransız şarkıcı Sophie Amould2un kızı Mme de Murville’ye bir gün annesinin kaç yaşında olduğunu sormuşlar,Zeki kadın bu soruya şöyle bir cevap vermiş:
“Ben artık annemin yaşını bilemiyorum.Çünkü annem her yıl bir yaş gençleştiğini sanıyor.Eğer bu böyle devam ederse yakın zamanda ben onun ablası olacağım”
