Bana göre tabiî ki.

Veya benim gibi düşünenlere göre.

Siyaset belli süreçlerde yapılan, partilerin kıyasıya mücadeleler verdiği, bazı konuların ve söylemlerin hoş karşılanabileceği ve özünde kazanma hırs ve heyecanın olduğu bir faaliyettir.

Siyaset kimine göre toplumu yönetme kimine göre kamu kaynak ve nüfusundan yararlanma sanatıdır. Hangi amaçla olursa olsun, siyasette başarılı olabilmek için sahip olunan veya karşılaşılacak fırsatlardan sırasıyla yararlanmak ve tehditlere karşı da sırasıyla tedbir almayı, tehditleri fırsata çevirmeyi becerebilmek gerekir.

Engel ve krizleri fırsata çeviren kazanacaktır.

Çünkü hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez.

Bu yazımda vurgulamak istediğim konu siyasetin her zaman ve hayatın tüm süreçlerinde insan hayatının içinde olmasının yanlışlığıdır.

Siyaset bir yarıştır ve bir başlangıcı bir de sona erişi vardır.

Birileri kazanır birileri kaybeder ama hayat devam eder..

Rakip olduğunuz insanın veya taraf olduğunuz kişi veya partinin insanlarının seçim süreci dışında dost ve kardeşçe yaşamak zorunda olduğunuz insanlar olduğu gerçeğini unutmamalıyız.

Geçtiğimiz günlerde Ak Partinin 18.Kuruluş yıldönümü nedeniyle bir yazı yazmıştım.

Ve başlığını da şöyle koymuştum; “Siyasette Başarının adı; Ak Parti 18 Yaşında”

Normal karşılayanlar ve doğru bulanlar olduğu gibi itiraz edenler ve kabul etmeyeler de çok oldu tabiî ki.

Hatta Sosyal medyada Partizanlıkla suçlayan ifadeler bile gördüm.

Bu ifadelerin sahipleri dünkü köşe yazımda yaşanan sel ve yağmur felaketinin siyasi malzeme ve eleştirme mekanizması olarak kullanılmasının yanlışlığını ifade edince yıldızlı beğeniler koymuşlar.

İşte bunu vurgulamak istiyorum.

Alt yapı sorunu nedeniyle yaşanan bu afeti siyasi malzeme yaparak Belediye Başkanını eleştirip suçlu göstermek ne kadar yanlışsa, 18 yıllık siyasi ömrünün 17 yılını iktidarda geçirmiş, ülke yönetimini elinde bulunduran bir Ak Partinin bu başarısını küçük görmek ve eleştirmek o kadar yanlıştır.

İstesekte istemesekte, kabul etsekte etmesekte siyasette başarı budur.

Çok Partili hayata geçtikten sonra tek başına iktidar olamamış, yüce önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu, ruhunu ve felsefesini verdiği bir parti daha dün kurulmuş ve kuruluşundan iki yıl sonra tek başına İktidar olmuş ve bundan sonraki tüm seçimleri oylarını arttırarak hükümet kurma görevi üslenmiş bir partinin yıl dönümünde köşe yazımda tebrik etmek neden yanlış olsun.

Bunu hazmedemeyip yazmamı doğru bulmayanlar önce bu partiyi yenebilmek için neler yapması gerektiğini çok iyi planlayıp hayata geçirme uğraşı içinde olmalıdır.

Bu partinin mensupları da siyasette Taban hareketlerinin başında gelen iktidarı uyarma ve yönlendirme görevini en iyi şekilde yapmalıdır.

Yapılıyor mu?

Yapılabilir mi?

Bana göre hayır.

İşte daha şimdiden Teşkilat seçimlerinin hizipleşme ve gruplaşmaları başladı bile.

Delegelik seçimleri ile başlayacak olan süreç Bucak ve İlçe Başkanlıkları ve daha sonra da İl Başkanlıkları seçimleri ile sürecek.

Edirne’de daha şimdiden benim tespitlerine göre 5 grup oluştu ve hepsi de ayrı telden çalıyor.

Sonuç olarak şunu söylemek isterim ki; bizler köşe yazılarımızda yazmış olduğumuz yazılar ile daima İlimizin daha iyi yönetilmesi ve insanlarımızın daha müreffeh bir hayat sürmesi konusunda gayret göstererek doğrunun bulunmasına yardımcı oluruz.

Dostça ve kardeşçe yaşamaktan daha güzel ne var şu fani dünyada.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.