Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik şartlar ileri sürülerek,halka tasarruf önerisinde bulunuyor ülke yönetiminde olanlar, zor zamanlarda halktan fedakarlık istenmesi doğaldır. Peki, geçimini sağlamak için zorunlu ihtiyaçlarından dahi kısıtlama yapmak zorunda kalan, aldığı maaş veya ücretle açlık sınırı altında kalan insanlarımız nasıl yaşamlarını sürdürüyor onu hesap eden yok. Halkın refah düzeyinin yüksek olduğunu, geçim sıkıntısının söz konusu olmadığı iddiasında olanlar eline kalem alıp bir ailenin asgari giderlerini hesaplasın bakalım sonunda elinde para kalacak mı?

Toplumun büyük kesimi marketlerin ürünlerinde indirim listelerini izler hale geldi. Semt pazarların dağılım saatlerine bakın, o saatler normal saatlerden daha kalabalık oluyor. Dar gelirliler neden o saatlerde alışveriş yapma ihtiyacını duyuyor.?

Başka çareleri yok ki ne yapsınlar. Ülkede tasarruf yapılacaksa tepeden başlanmalı. Onlar bir eli yağda bir eli balda yaşarken dar gelirliden tasarruf istemek neye yarar.

Halkta kemerleri sıka sıka sıkılacak yer kalmadı. Özellikle kış aylarında masraf artıyor.

Yemek, yakacak giyecek derken elde avuçta para kalmıyor. Halk her akşam televizyonlarda zam haberi dinlemekten bıktı usandı. Elektrik fiyatlarına yapılan zam nedeniyle evinde karanlıkta oturanlar var. Doğalgaz,ve kömürün zamlanması ile fazla masraf olmasın diye evinde soğukta giyinik oturmak zorunda kalanlar gittikçe artıyor. Bunlara bir de pandemi tehlikesini eklediğinizde halkın yaşam koşulları daha da zora giriyor. Bu arada bakıyorum sorunlara vakıf birkaç parlamenter her akşam tarımın içine düştüğü açmazı halka duyurma gayreti içinde. Bunlardan biri Edirne CHP Milletvekili. Okan Gaytancıoğlu oluyor. Mesleği gereği tarımın içinde bulunduğu durumu bıkıp usanmadan topluma duyurmak amacında. Bu arada tarım kuruluş temsilcilerinin de pek sesleri duyulmuyor. Geçim sıkıntısı çeken insanlarımızın sorunları sadece o kesimi ilgilendirmiyor. Yaşanan zorluklar tüm halkımızın ortak sorunudur. Esnaf temsilcileri, işçi temsilcileri, işveren temsilcileri kısaca farklı halk yöneticileri dar gelirlilerin sorunlarını sahiplenmesi gerekir.

Nasıl bir uzvumuzda hastalık olmasından tüm bedenimiz etkileniyor, rahatsız oluyoruz. Toplumda dar gelirli kesiminin geçim sorununa hiç kimse "beni ilgilendirmez benim rahatım yerinde" diyemez. Toplumun bir kesiminin içine düştüğü huzursuzluk her kesime sirayet eder. Toplumun huzuru gibi huzursuzluğunun da ortak sorun olduğunu kabullenmek zorundayız.

---------------------

ÇOĞU BORCU KAPSAYAN YÜZLERCE TEBLİGAT

Şehir merkezindeki muhtarları ziyaret ettiğinizde masalarının yanında birikmiş yüzlerce zarf görürsünüz. Bunların çoğu trafik cezası ve mahkeme tebliğ zarflarıdır. PTT dağıtıcıları son yıllarda mektup dağıtımı yapmıyor.PTT elemanlarının dağıtım yaptığı zarfların çoğu sahiplerine imza karşılığı tebliğ edilen genellikle mahkeme tebligatı ile trafik cezalarından oluşuyor. Ne yazık ki yüksek oranda gerçekleşen bu trafik cezalarından halkımız gereken dersi çıkaramıyor. Bunun sonunda diğer masraflarına kısıtlama yaparak trafik cezasını ödemek zorunda kalıyor. Önümüzdeki yıl trafik ceza kalemleri daha da artacak. Cezaları denetleyen fahri, sivi gezen denetçilerin olduğunu sürücülerimiz unutmamalı. Mesela aracınızda maske takmamanız ceza almanıza sebep oluyor.Aracınıza binip evinizden çıktığınız anda dikkatsiz davrandığınız, trafik kurallarını ihlal ettiğiniz her an ceza il yüz yüze gelebilirsiniz. Bu cezalar dar gelirli araç sahibinin bütçesini sarsacak oranda yüksek. Siz siz olun. "Çevrede trafik polisi yok trafik kurallarını ihlal etmemi kimse görmez" demeyin. O anda yakınınızda sizi gözleyen bir fahri trafik denetçisi olabilir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.