Her ramazan ayı geldiğinde odalarımız, siyasi partilerimiz iftar yemekleri düzenliyor.

Milletimiz bu ayda hayır yapmayı seviyor.Bazı vatandaşlar elden veya muhtarlıklar kanalıyla mahallelerindeki muhtaç kimselere yardım yapıyor.

Bu hayırseverlik milletimizin değişmez yapısında var.Diyebilirim ki, milletimizi asırlardan bu yana  egemen olmasını  bağımsızlığımızı sağlayan başkalarına muhtaç duruma düşürmeyen bu dayanışma birbirine destek verme içgüdümsüdür

Bu diğer ülkelerde görülmeyen bir dayanışma örneği.Bu yapımızla ne kadar övünsek azdır.Son yıllarda halk arasındaki güven ve dayanışma zedelenmiş olsa da özellikle kırsal kökenli yerlerimizde varlığını sürdürüyor.

------------

 İFTAR YEMEKLERİ KÖRLER SAĞIRLAR BİRBİRİNİ AĞIRLAR TARZINDA OLMAMALI

Bakıyoruz  özellikle odalarımızı ,esnaf dernekleri ile bazı kurum ve kuruluşlarımızın iftar yemekleri  onlardan en çok yararlanması gereken dar gelirli halkın katılımı yerine kendi  ve benzer kuruluş üyelerinin katılımı ile yapılıyor.Tıpkı “körler sağırlar,birbirini ağırlar” özdeyişinde olduğu gibi.Bu yemeklere   genellikle ekonomik dorumları iyi olan  fakirlikle ilgisi bulunmayan kişiler katılıyor.

Meslek kurum temsilcilerimiz ramazan ayı boyunca bu tür yemeklerde iftar açıyor.

İftar yemeklerine baktığınızda baş köşede protokol masalarında bunlar bulunuyor.Peki bu tür iftar yemekleri dinimizin amacına uygun mu?

Bu ayda yapılan bu tür etkinlikler genellikle muhtaç olan insanlarımıza yapılması ,onların da yemekler davet edilmeleri gerekmez mi ?

Yemek sonrası masalara baktığınızda onlarca dar gelirliyi doyuracak yiyecekler kalıyor.Bunlar yemek arttığı gibi görülse de düzenli olarak toplanıp fakirlerin nafakası sağlanamaz mı?

İsraftan bir türlü vazgeçemiyoruz İslam dininin en önemli kurallarından biri olan “israf haramdır” kuralına uymuyoruz.

Böyle yemeklerde yiyeceklerin bir bölümü ziyan olup gidiyor.böyle gösteriş amaçlı iftar yemekleri yapılacağına oralara harcanacak para ile yiyecek kolileri yaptırılıp muhtaç insanların bir kısmını da olsa nafakası sağlanamaz mı?.

Bazı iller ramazan ayında böyle meslek mensupları ve benzer kurumlarda genellikle yöneticilerinin katılacağı iftar yemekleri yerine yiyecek koliler hazırlayıp  amacına uygun hayır yapıyorlar Yardıma muhtaç kimseleri belirlemek kolay. Çoğunun ismi mahalle  ve köy muhtarlarında var.

Oralardan  amacına uygun yardım yapılamaz mı?

İftar yemeklerinde ekonomik durumlar yerinde insanların katılımı yerine  evinin nafakasını sağlamada zorlanan insanlarımıza yardım  halkımızın özünde olan yardım anlayışına daha uygun olmaz mı?

----------------

FIKRA

SEN DE HAKLISIN

Nasareddin Hoca’nın komşularından ikisi dargınmış.Hoca karısı ile evinde otururken komşularından biri gelmiş.

Dargın olduğu kişi hakkında  bir sürü suçlayıcı söz etmiş. haksızlıklarını sayıp dökmüş.

Sözleri bitince hocaya dönmüş:-“haklı değil miyim hocam ”demiş

Hoca.

“haklısın “ diye cevap vermiş..

 Daha sonra dargın olduğu öteki komşusu da  gelip sorununu anlatmış.

O da “haklı değil miyim hocam “diye sormuş.

Hoca o komşusuna da

“haklısın” demiş.

Hocanın bu davranışına karısının  canı sıkılmış. Komşuları gittikten sonra  Hoca’ya

“Hoca komşulardan ikisine de haklısın  dedin .İkisi de haklı olur mu? Bu sözlerini doğru bulmadım.”diye çıkışmış.

Hoca gayet sakin:

“Sen de haklısın hatun ”demiş.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.