Ülkemizde diğer okul öğrencilerinin yanında özellikle ilkokul çağındaki öğrencilerin öğlen saatlerindeki yiyecek arama görüntüleri dikkati çekiyor.
Bu konuyu köşemde defalarca dile getirdim.Aynı sorunun ulusal düzeyde gündeme taşınması umut verici.
Bu konuda verilen yasal girişim kabul edilmese de gündeme gelmesi, çözüm yolları arayışını da gündeme taşıyacak.
Geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerin sağlıklı olması çok önemli.
Bugünün ekonomik koşullarında bazı dar gelirli ailelerin çocuklarına yeterli besin sağlaması çok zor Özellikle çok çocuklu aileler öğrencilerine gerekli gıdayı vermede yeterli değil.Bakıyorsunuz ekonomik şartları iyi olan ailelerin çocukları okullarındaki öğlen yemeklerinde gerekli gıdayı alabiliyor.Dar gelirli aile çocukları ise onlara bakmakla yetiniyor.Bir öğrencinin kalan yiyeceğini dar gelirli bir ailenin çocuğuna vermesi ne kadar acı.
Okullarda kantinlerin ihaleye çıkarılması, Bu alanda rekabet sonucu kantin ihalelerinin yüksek fiyata çıkması ile ihaleyi alanlar kiralarını alabilmek için sattıkları ürünleri yüksek fiyatla satmak zorunda kalıyor.
Bunu faturası da öğrencilere çıkarılıyor. Daha ucuz fiyatla satılması gereken yiyecekler dar gelirli öğrencilerin alamayacağı fiyatlarla satılıyor.Milli Eğitim gibi geleceğimizin güvencesi olacak çocuklarımızın eğitim gördüğü kurumlarda yiyecek satan kantinlerin ihaleye çıkarılması zorunlu mu ?
Devletimiz bu alanda kolaylık sağlayamaz mı?
Onun ötesinde İlkokul öğrencilerine bir öğün yemek sağlamak devletimiz için külfet mi oluyor.Başka alanlarda fazlasıyla sağlanan imkanlar öğrencilerimizin sağlığı için kullanılamaz mı?
Bugün, öğrencilere süt dahi vermeye gerek görmeyen yöneticilerimiz gelecek nesillerin sağlıksız yetişmesine nede olmuyorlar mı?
Siyasilerimiz yeni seçim döneminde gençlerimizin bu sorununu gündeme getirmeli,çözüm yollar önetmeli.
-------------------------
MİNİBÜS DURAKLARINDAKİ KİTAP DOLAPLARINA İLGİ AZ
Edirne Belediyesinin halka kültürel hizmet olarak bazı minibüs duraklarına koyduğu , halkın elindeki kitapları koyacağı dolaplara ilk zamanlar büyük ilgi oldu.
Halkımız evlerindeki kitaplardan başkalarının da yararlanması için kitaplarını bu dolaplara koyuyordu.Bu kitaplar okunduktan sonra tekrar yerine iade edilmesi gerektiği halde konulan kitapların hiç biri geri gelmedi.
Ben de onlarca kitabımı bu dolaplara koyduğum halde okumak için alanların geri getirdiğini görmedim.
Alanın elinde kaldı.Edirne Belediyesinin bu kültürel hizmetine destek vermek gerekir.
Bu dolaplara konulan kitaplar daha sonra yerine konulma zorunluluğu halka daha iyi anlatılmalı.
Duraklardaki kitap dolaplarının boş olması Edirne gibi kültür seviyesi yüksek olan bir il insanlarına yakışmıyor.
Bu olumsuz görüntüye rağmen yine evlerimizde okumadığımız kitap ve dergileri bu dolaplara koymaya devam edelim.
Bir süre sonra halkımız belediyenin bu hizmetinin ne kadar yararlı bir hizmet olduğunun bilincine varacaktır.
--------------------------------
FIKRA
KABAK
Nasrettin hoca bir gün ceviz ağacını altında dinlenirken,bakmış ki az ileride koca koca kabaklar incecik sapların ucunda yerlerinde yatıyor.Öte yanda insan gövdesi kadar kalın olan ağacın üstünde ise ufacık cevizleri taşıyor.
-Hoca:
“Hey Allah’ım bu ne oransızlık .Şu kabağa ve bir de sapına bak.Sonra da ceviz ağacının verdiği küçücük yemişine bak” diye kendi kendine söylenirken ağaçtan bir ceviz hocanın başına düşünce:
-“Aman yarabbi senin işine karışanın vay haline.Ya benim dediğim olsaydı da şu kabaklar ceviz ağacında yetişseydi, şimdi benim kafam ne hale gelirdi”,diye şükretmiş.