Ülkemizde bir yanda gteçim zorluğu çekip ihtiyaçlarını ucuza temin etme çabasında olan dar gelirliler,diğer yanda bırakınız geçim sıkıntısı çekmeyi onların sorunlarından da habersiz olan yöneticilerimiz var. Bunlar arasındaki mesafe ,uçurum her geçen gün artıyor.
Her zaman olduğu gibi pahalılık en çok fakir fukarayı vuruyor. Pazarlar genellikle geliri sınırlı olan insanlarımızın alışveriş yapmak amacıyla gittikleri yerlerdir. Oralarda satılan ürünlerin fiyatlarının da alma güçlerini aşması nedeniyle,kilo ile alacağı patlıcan,biberi,domatesi tane ile alıyor.Bir lahana alacağı yerde yarım lahana aşlıyor. Daha önceleri ihtiyaç karşılanarak dolu olarak evlerine döndükleri poşetleri şimdi yarım olarak dönmek zorunda kalıyorlar.
Bakıyoruz çok zorunlu olmayan ihtiyaçlar “ belki daha zor günler gelebilir” endişesiyle alımı erteleniyor. Sağlığın yanına bir de geçim derdi eklenince hayat dayanılmaz boyuta ulaşıyor:Bunlardın ikisi de sağlıklı yaşamamız için çok önemli.Yeterli gıdayı almayan insanların sağlıklı olmaları mümkün mü?
Böyle darda olan toplumu afaki vaatlerle nasıl ikna edebilirsiniz?
O nedenle, ülkemizde siyasilere karşı duyulan güven her geçen gün azalıyor.Çünkü iyi yaşam koşullarında onların fakir fukaranın derdini anlamaları mümkün değil.Zira tamamına yakını daha önceleri de geçim sıkıntımsı görmeyen insanlardan oluşuyor:Bugün bir araştırma yapılmış olsa Parlamentoda kaç tane alt tabakadan insanımız vardır.?
-----------------
İNSANIN İÇİ SIZLIYOR
Kalbur üstü denilen kimseleri yemek yediği toplantılara , otellere veya lokantalara gidip yemek yenilen yerlere baktığınızda yiyeceklerin bir bölümünün çöpe gittiğine tanık olursunuz.Halkımız ihtiyacından fazla yemeklerin önlerine getirilmesine hoşgörü ile yaklaşıyor.Önlerinde kalan tüketemedikleri yemek artıkları ile kaç kişinin karnını doyurabileceğinin hesabını yapmıyor.Yemekli düğünlerde,toplantılarda de durum bundan farklı değil. Bakıyorsunuz yemeklerin bir bölümü el değmeden çöp olarak atılıyor.Bu israf değil midir? Ekonomisi bizden çok daha üst düzeyde olan ülkelerde dahi böyle bir israfın görülmesi mümkün değil. Yiyeceğin her şeyden önemli olduğu
,ülkenin geçim sıkıntısı yaşadığı günümüzde yiyecekleri daha tasarruflu kullanılması gerektiği halde buna aldıran yok.Dinimiz dahi israfın haram olduğunu belirtmesine karşın yiyecek israfı devam ediyor.Çok yazık
------------------
ZENGİNLİK HER KAPIYI AÇIYOR
Ülkemizde seçim sözünün gündeme gelmesinden bu yana Ankara hayali kuranlar şimdiden sermayelerini biriktirme peşinde.Onlar da parası olmayanın o göreve gelemeyeceğini biliyorlar. Propaganda dönemlerinin sermaye ile karşılanacağının farkında.Bugüne kadar böyle olmuş.Parası,sermayesi olan mecliste koltuğu kapmış.Bazı istisnalar olsa da genelde temsilcilerimiz geliri yüksek olan kimselerden oluşmuş.Bundan sonra da bundan farklı olmayacak. Fakirlik çekmeyenin dar gelirlini halini anlaması mümkün mü.?
Hal böyle olunca dar gelirlilerin beklentilerinin karşılanması, onların sesi olabilecek temsilcilerin koltuklarda yeterli sayıda yer alıncaya kadar devam edeceğe benziyor.
-----------
FIKRA
SÜT
Öğretmen okulda öğrenciler sorar:
“Söyleyin bakalım çocuklar biz hangi hayvanların sütünü içiyoruz.?
“İnek”
“Keçi”
“koyun”
Sıra arka sıralarda oturan Küçük Ayşe’ye gelir.Ayşe sıkıla sıkıla cevap verir:
“Biz sütçünün bize getirdiği sütü içiyoruz öğretmenim” der