Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, binbir zorlukla kurduğu Cumhuriyetimiz 99. Yılı kutlu olsun !
Nice senelere.
Cumhuriyetimizin 99. Yılı nedeniyle Havsa Belediyesi tarafından ilçe girişine konulan Atatürk rölyefi haftanın konusu oldu.
Sosyal medya farklı görüşlerle adeta yıkıldı.
Havsa Belediye Başkanı Aydın Balkan’la bir tanışıklığımız yok, bir iki toplantıda denk gelip merhabalaştığımız olmuştur.
Atatürk’e benzemeyen ‘Atatürk’ rölyefini, Havsa ilçesi girişine koyduktan sonraki açıklamasında Atatürk’e bağlığını, Cumhuriyet sevdalısı olduğunu, Trakya evladı olduğunu özellikle belirtmiş.
Bundan bir şüphemiz yok!
Ancak ‘iyi niyetle’ yaptırıldığını düşündüğüm Atatürk rölyefinin ‘Atatürk’e’ benzemediği de ortada.
Konu bu kadar hassas olunca, ‘ben yaptım oldu’ zihniyeti kabul edilemez.
Merak ediyorum, Havsa Belediye Başkanı Sayın Aydın Balkan, Atatürk rölyefini yaptırdıktan sonra yerine takmadan, sanatsal ve entelektüel birikime sahip kişilere ‘nasıl olmuş’ diye sormuş mudur ?
Sorsaydı, bugün bu tartışmalara mahal verilmeyecek, iyi niyetle başlayan bir iş bu hale evrilmeyecekti.
Tavsiyen odur ki;
Bir işi yapmadan, yaptıktan sonra mutlaka fikir alınmalıdır.
***
Kent Ormanı’nın ‘Millet Bahçesi’ olma projesi resmiyette devam ederken, STK’ların olumlu-olumsuz tavırları da devam ediyor.
Bu konuyu detaylı yazdığım için fazla uzatmadan yeni konuşulan bir fikre yer vermek isterim.
“Edirne’de Millet Bahçesi olsun buna itirazımız yok, ancak söğütlük olmasın” diyen kitle epey fazla.
Önerilerini sordum, çalışıp gelmişler.
Tunca ve Meriç Nehirlerinin birleştiği, her iki yanından iki önemli nehrin geçtiği Bülbül Adası’nı işaret ettiler.
“Hem Millet Bahçesi olur, halkımız nefes alır, hem de Edirne turizmine hizmet eder, şahane olur” dediler.
Aklıma yatmadı değil.
Neden olmasın ?
***
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla aynı adı taşıyan ‘Yüzme Müsabakaları’ hafta sonu kentimizde gerçekleştirildi.
Şehir dışından farklı il ve ilçelerden yüzlerce 8-9 yaş grubu pırıl pırıl çocuklar ‘Cumhuriyet’ için yarıştılar.
Yakından izledim, organizasyon büyük ve önemli.
Çocukları bu erken yaş gruplarında spora teşvik daha da önemli.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de bu anlamda güzel bir sözü var, “Sporcunun Zeki Çevik ve Ahlaklısını Severim” diye.
Kendisi de yüzerdi.
Çocuklar da O’nun için yüzdü.
İyi niyet, spora teşvik için kural hatalarını görmezden gelindi.
Türkiye Yüzme federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Yüzme İl Temsilcisi Ayhan Dinç’in ifadeleri bu.
Yarışın son günü ise tam bir kıyım!
Yan döndü, yukarı baktı yarıştan diskalifiye et!
Cumartesi günü, ‘iyi niyet’ diyenler, Pazar günü ‘cellat’ kesildi.
Sonuç ?
Göz yaşları içinde hakkı yenen onlarca çocuk.
Teknik detaylara girecek kadar bilgili değilim, ancak iyi bir izleyiciyimdir.
Kelebek stil yarışında serbest yüzen sporcular dahi, diskalifiye edilmezken, stilinde yüzüp incir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerden yarıştan elenen çocuklar gördüm.
Ya tam kuralcı olalım, ya da kuralsız devam edelim.
Minicik çocuklar aylardır verdikleri emekle o havuza girdiler.
Tabi bu emeği anlamak için yüzme bilmek gerekir, yüzmek emek vermek gerekir!
Anlamadan bilmeden, siyaset yapar gibi bu işe hamilik yapanlar bunun ne anlama geldiğini bilmezler.
Her işte olduğu gibi bu işte de önemli olan ‘liyakat’.
Yoksa koy yarışmanın adını ’29 Ekim Cumhuriyet’ yarışı, ama Cumhuriyeti kuranın “Sporcunun zeki çevik ve ahlaklısını severim” sözünü kulak arkası et.
Sporcular kadar orada görev yapan hakemler de bu sözü hafızalarına kazımalı, en az sporcular kadar ahlaklı, hakkaniyetli ve objektif olmalı.
Baktın olmuyor, yapamıyorsun, ağır geliyor!
O zaman ne Cumhuriyeti ne Atatürk’ün ismini bu tür işlerde kullanma!
