Ne zaman ki hayatın gerçeği olan Doğal afetlerin en önemli ve can alıcılarından biri olan Depremin korkunç yüzünü görüyoruz işte o zaman her kez neleri yapması ve yapmaması gerektiğini düşünerek vicdan muhasebesi yapma gereğini duyuyor.

Acı gerçeği bir kez daha gördük ve yaşadık güzel İzmir'imizde.

Şu anda 17 binada odaklanan çalışmaların yanı sıra İzmir ve çevresinde 5-6 bin bina veya bina türü yapının ağır hasar görmüş olduğunu tahmin ediliyor ki bu da 25-30 bin konut ediyor.

Yani bu depremde 25-30 bin konut ağır hasar görmüş demektir.

İşin en vahim tarafı ise bu binaların bir çoğunun çürük raporu bulunmasına rağmen belli bir süre sonra oturma ruhsatı verilerek içinde yaşam sürülmeye başlanması.

Yüzün üzerinde kişinin hayatını kaybetmesine 150 den fazla kişinin de yaralanmasına neden olan bu felaketin bundan sonraki davranışlarımız ve düşüncelerimize yön vermesi ve doğru yolda işler yaparak ilerlememize vesile olması en büyük dileğimiz.

Bir Mimar ve Müteahide tanınan imtiyazın nelere mal olduğunu bu güne kadar birçok depremde görmemize rağmen ayni yanlışlık ve duyarsızlıkları yapıyoruz ne yazık ki.

Belediyelere bu konuda çok önemli görevler düşüyor.

Hele hele İmar Müdürlüğünün ve de seçilmişlerden oluşturulan İmar Komisyonlarının bu konuda çok büyük sorumlulukları ve vicdanlı olma mecburiyetleri var.

Ahbap çavuş ilişkileri neticesinde gösterilen tolerans ve hoşgörülerin en vahip sonuçlarını maalesef bu tür felaketlerde görebiliyoruz.

Ama ne yazık ki ders almıyoruz.

Dünyada heyşeyin mehfaat ve çıkar olmadığı,vicdanın en büyük ruh deneticisi olduğunu biliyoruz ama uygulamada hayata geçirmiyoruz ne yazık.

"Herşey para değil" söylemi sadece lafta kalıyor.

Helalinden kazanılmayan paranın hayrını göremeyeceğimiz ve bir şekilde elimizde gidip yok olacağını yaşanılan örnekler ile görmemize rağmen yine de insan vicdanının kabul etmediği suistimalleri yapıyoruz veya yapanlara göz yumuyoruz.

Böyle hatalar ve yanlışlar nedeniyle yaşamını yitiren insanların ve geride bıraktıklarının vebalini üslendiklerinin bilincinde olmalı herkes.

Türkiye’nin deprem gerçeği yaşadığımız terör sorunu kadar önemlidir ve üzerine gidilmelidir aslında.

Türkiye’nin sağlıklı, modern, akıllı kentlere kavuşabilmesi için gerçekten de büyük bir devrim yapması gerekir.

İstersek yaparız aslında ama istemek önemli.

Yasaları tam uygulamalı, sıfır toleransla hareket etmeliyiz.

Ahmet Mehmet ayrımı yapmadan zengin fakir düşüncesi ile hareket etmeden işimizi yaptığımız takdirde ve bunu sıkı denetimini hayata geçirdiğimizde bana göre arzulanan olumlu sonuçlar kendiliğinden gerçekleşecektir.

Üstelik bu sadece İzmir’in sorunu değil, bütün Türkiye’nin bir gerçeği...

Tehlikenin farkında olmalıyız,olamayanları uyarıp ikazlar yapmalıyız.

İzmir depremi bize bunu bir kez daha hatırlattı.

İstanbul için beklenen tehlike gerçekleşmeden İstanbul ve Çevre İl ve İlçelerde şu anda İzmir için alınan kararların alınarak felaket yaşamadan yapılması gereken iyileştirmelerin hayata geçmesi gerekir.

Depremde yıkılan ve ağır hasarlı olan binaları yapanlar hakkında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığı açıklanırken,

depremde yıkılan binaların müteahhit ve fenni mesullerin de aralarında bulunduğu 11 kişiden 9'u gözaltına alındığı belirtildi.

ÇARŞAMBA GÜNÜ AYNI KONUDA YAZIM OLACAK

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.