Günümüzde hızla gelişen teknolojiyle birlikte hayatımızın her alanında köklü değişimler yaşanıyor. İnsanlar arasında İletişim biçimimiz de bu değişimden nasibini alıyor. Ancak, bir sorunun giderek daha belirgin hale geldiğini gözlemliyoruz: Karşımızdakini dinleme alışkanlığımız neredeyse yok oldu. Sosyal medya platformlarının, anlık mesajlaşma uygulamalarının ve dijital iletişimin hâkim olduğu bu dönemde, dinleme becerisinin zayıfladığı bir gerçektir.
---------------
İNSANİ İLİŞKİLERDE DİNLEME ÖNEMLİ
İletişimin temel unsurlarından biri olan dinleme, sağlıklı ilişkilerin ve anlamlı sohbetlerin oluşmasında kritik bir rol oynar. Ancak çoğumuz, karşı tarafı yeterince dikkatle dinlemek yerine, kendi düşüncelerimizi veya telefonumuzda kaybettiğimiz zamanı değerlendirmeye odaklanıyoruz. Her an elimizde bir ekranla yaşarken, gerçek insan bağlarını göz ardı etmemiz kaçınılmaz oluyor.
-----------
EMPATİ KURMAK ÖNEMLİ
Anlık çoğu zaman yanımızdaki insanın sesine pek kulak vermiyoruz. Dinlememenin birçok olumsuz sonuçları vardır; bu durumlarda empati kurma yeteneğimiz azalıyor, yanlış anlaşılmalar artıyor ve sosyal bağlar zayıflıyor. Özellikle genç nesil, dijital platformlar üzerinden iletişim kurarken yüz yüze iletişim becerilerinin körelmesine neden oluyor.
Göz teması kurmak, vücut dilini okumak ve karşılıklı etkileşimde bulunmak özellikle genç neslin gündeminden çıkmış durumda. Bu sorun sadece bireyler için değil, toplumsal açıdan da tehlikeli bir durum oluşturuyor.
Dinleme alışkanlığının eksikliği, anlayış empati ve hoşgörüsüzlüğü besliyor. Fikir alışverişinde bulunmak , karşımızdakinin düşüncelerine saygı duymak yerine hemen yargılama yoluna gidiyoruz. Kendimize ait bir düşünce dünyasında hapsolmuşken, başkalarının bakış açılarını anlayabilme imkanımızı kaybediyoruz. Bu durum, toplumsal kutuplaşmanın artmasına ve daha fazla nefret söyleminin önünü açıyor.
--------------
KONUŞMALARIMIZDA KARŞIMIZDAKİNE DE SÖZ HAKKI TANIMALIYIZ
Peki, bu durumu düzeltme yolunda neler yapabiliriz? Öncelikle, konuşma ve dinleme dengesini kurabilmek adına kendimize zaman ayırmalıyız. Sadece duyduğumuz kelimeleri değil, arkasındaki duygulara ve niyetlere de odaklanmalıyız. Bir sohbet başlattığımızda, karşımızdakine zaman tanımak, onun düşüncelerini anlamaya çalışmak, bu alışkanlığı yeniden kazanmada önemli bir adımdır. Ayrıca, teknolojiyi bir araç olarak kullanmalı, dijital dünyanın cazibesine kapılıp insan ilişkilerini ihmal etmemeliyiz. Atalarımız “Söz gümüşse sükut altındır” sözleriyle bunu çok güzel ifade etmiş.
Her zaman dinleme becerimizi geliştirmek için çaba sarf etmeli ve karşımızdaki bireylerin düşüncelerine değer vermeliyiz. İnsanlarla olan ilişkilerimizin kalitesini artırmanın yolu, önce onları dinlemekten geçiyor. Unutmayalım ki, her insanın bir hikayesi var ve onların hikayelerini dinlemek, hayatımıza anlam katacak zenginliklere kapı aralamak demektir.
