Ülkemize son aylarda baş gösteren ekonomik dar boğaz tüm illeri etkiledi. Edirne esnaflarımız Yunanistan ve Bulgaristan’dan gelen Edirne’de alışveriş yapanlar sonucu bu ekonomik bunalımı az hasarla atlatma çabasında. Diğer illerdeki ekonomik sıkıntılar Edirne’de nispeten az hissediliyor.
Bunu fırsat bilen diğer illerdeki seyyar, kayıt dışı alış veriş yapanların Edirne’deki ticari hareketliği görerek Edirne’ye geldikleri, son aylarda kayıt dışı alışveriş yapanların sayyür satış yapanların sayısında artış olduğu esnaflarımız tarafından dile getiriliyor Esnafların bu yöndeki yakınmaları şöyle:” Bizler vergimizi verip yasal yükümlülüklerimizi yerine getirip işyerlerimizde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu imkândan yararlanmak isteyen hiç bir vergi vermeden kazanç sağlayan, ülkenin diğer yörelerinden gelen kişilerin denetlenmesi gerekmez mi?
Bir kazanç vergiye tabi olmalı. Bu kişilerin böyle bir yükümlülükleri yok. Bunlar aynı zamanda Edirne esnafına olduğu kadar ilimiz ekonomisine de zarar veriyor. Edirneli esnaflarımız büyük marketlerden yeterince zarar görüyor. Bir de bu ithal seyyarlardan zarar görmeseline göz yumulmamalı.
Vergi vermeyen, Edirne’de vergi kaydı olmayan işler her zaman ilimizin devlet imkanlarından faydalanmasını engeller.
Ne yazık ki bölge yöneticilerimiz bunu yeterince değerlendirmiyor. Kaçak olarak belediye denetiminin dışında mal getirip burada biraz ucuz vergisiz mal satanların aslında Edirne’ye büyük zararı olduğunu, il kaynaklarını sömürdüklerinin ne zaman farkına varacağız.?
YARDIMLAR DEVAM ETMELİ
Sel felaketinden büyük zarara uğrayan Oğulpaşa köyünde sular altında kalan mahallede devletimizin özel sektörün çalışmalarını takdirle karşılamak gerekir.
Tüm yardım kuruluşları mahallede su altında kalan evleri temizlemek için seferber oldular. Bu bizim milletimize has dayanışma örneği. Su altında kalan evler temizleniyor , sular çekiliyor. Selden zarar gören insanlarımıza gereken yiyecek yardımı yapılıyor.Hatta hayvanları için de saman ve yem veriliyor.
Bunlar güzel de iş bununla bitmeyecek. O insanların evlerinin yapılmasında, zarar görenlere maddi yardımda da el ele vermek zorundayız. Bu insanlarımızın evleri ve malları zarar gördü. Onlara ev yapımı ve sel sularına kapılan hayvanları konusunda da yardım yapılmalı,zararları giderilmeli.
“ Mahalle sel sularından temizlendi bizim işimiz buraya kadar siz ne yaparsanız yapın” denmemeli.
Yardımsever Edirne halkı ve meslek kuruluşlarımız mağdur olan bu insanlara gereken yardımı yapmalı acıların gidermeli .
Her şeyden önemlisi Edirne’nin bir daha böyle felakete uğramaması için gereken önlemler alınmalı, dere yataklarının temizlenmesine hız verilmeli. Buradaki felaketin ana nedeni dere yatağında gerekli temizlik yapılıp suyun akışının sağlanamaması olmuştur.
Bu durumda olan yerleşim alanlarına yakın dere yataklara belirlenip gerekli önlemler alınmalı. Devletimiz böyle bir tehlike olmayacak yerlere kanallar açtı . Oğulpaşa gibi köylerden neden bu tür hizmetler esirgendi. Bunun sorgulanması gerekir.
KEPİRLİLERİN BİTMEYEN DAYANIŞMASI
Kepirtepe Köy Enstitüsü, ülke genelinde kurulan köy enstitüleri içinde bu tür eğitim kurumundan mezun olanların her zaman birlik ve dayanışma içinde olduğu bu bağlarının kopmadığı bir eğitim yuvası…
Köy Enstitüleri ülkemiz eğitiminde çığır açan eğitimin yaygınlaşmasında önderlik eden çağdaş eğitimin merkezi olan eğitim kurumlarıydı.
Sermaye çevreleri bu okullarla halkın uyanmasını kendi hakkına sahip çıkmasını istemedi.
Yoğun baskılar sonunda bu eğitim yuvaları önce gerçek amacından saptırıldı. Şimdi de yerlerinde öğretmenlikle ilgisi olmayan okullara dönüştürüldü.
Kepirtepe köy enstitüsü de bunlardan biri. Köy Enstitülerinin kapatılmasından sonra bu eğitim kurumunun adı öğretmen okulu oldu.Eğitim enstitüsünden sonra , Anadolu Öğretmen Lisesi haline geldi. Şimdi de düz Anadolu sise olmasına karar verilmiş. Bu okul mezunları Kepirtepe’nin tekrar Anadolu Öğretmen Lisesi olması için çaba harcıyor. Bu konuda işleri çok zor.
Hafta sonunda Acar Tesislerinde Kepirtepeliler Vakfı Edirne Şubesi tarafından Genç Kepirtepeliler adında bir kahvaltı düzenlendi.
Bu kahvaltıya Köy Enstitüsünü bitiren emekli öğretmenler, ile aynı okuldan mezun olup şu anda görevde olanlar ile Kepirtepe mezunu olup üniversitenin çeşitli fakültelerinde okuyan öğrenciler ve öğretmenlik dışında mesleklerden olanlar katıldı.
Kepirtepeliler bu arada bir kez daha Kepirtepeli olmanın dayanışmadaki örneğini sergilediler.
Okul mezunları bu tür dayanışmanın diğer köy enstitülerinde olmadığını, en kalıcı, bağlılığın, dayanışmanın Kepirtepeliler arasında olduğunu söylediler.
Kepirtepelileri bu sevgiyi yaşattıkları için Başta Kepirtepeliler Vakfı Edirne Şube Başkanı Hasan Çevik olmak üzere, bu vakfa gönül verenleri Kepirtepe sevgisini yaşatanları kutluyorum, Bu sevginin diğer Köy Enstitülerine de örnek olmasını diliyorum.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
NECMETTİN İNCE’DEN İNCİLER
Ast üst ayırımı olamaz desin,
Bir baş soğan-ekmek bizimle yesin,
Sizin üzüntünüz benim de desin,
Diyebilen, olan “ Başkan” isterim.
Baksın , görsün ,duysun, düşünebilsin,
Uyuyan halinden şehrim silkinsin,
Halka diyelim artık: Sen bilirsin.!
Halkın seçeceği” Başkan” isterim
Necmettin İNCE
