Edirne’mizin Tarihi ve turistik bir kent olduğu ile övünüyoruz. “Lafla peynir gemisi yürümez” diye Edirne menşeli bir atasözümüz vardır. Bu örnekte olduğu gibi gayret gösterip gereken yapılmadan başarı elde edilmiyor.
Turizmin gelişmesinde de kentimizin buna layık olması çok önemli.Dünyadaki örnekler dikkate alınarak gereken yapılmalı.
Edirne Avrupa’da Floransa’dan sonra en çok tarihi esere sahip ikinci kent,adeta açık müze konumunda.
Bu arada şehrimizin uluslararası üne sahip değerli şahsiyetleri de var. Bunlardan biri de kentimiz doğumlu ünlü heykeltıraş İlhan Komandır. Bu rahmetli sanatçımız mesleğinin dünya çapında en önemli örneklerinden biridir. Edirne’de olduğu gibi Anıt Kabirde ve birçok yerde de eserleri var.
İlimizde onun anısına yapılan, özgeçmişinin de yazılı olduğu bir yer bugün çöplük haline dönüşmüşdurumda .Edirnelilerin çoğu bu eserin yerini bilmez. Bu eserin görüntüsü bir anıt olmaktan çıkmış adeta çöplük olmuş.
Eski Cami altında bulunan Koman anıtının durumu konusunu bugüne kadar defalarca bu köşemde gündeme getirdim.Tarihi eserlerimizin, geçmişte kentimizi tanıtan değerli insanlarımızın bizim için ortak değerler olduğunu ise dilim döndüğünce satırlarıma yazdım.
Bu konudan sorumlu kişi ve kuruluşların dikkatini çekmemiş olacak ki , burasıkentimizin tanıtımı için utanılacak bir görüntü veriyor.Başka ilden gelen bir dostuma İlhan Koman’dan bahsederken ona bu anıtını gösteremedim,utandım.
Vatandaşlarımıza özellikle gençlerimize bu değerli insanımız adına “Eski Cami yanında bir anıtı var,onu biliyor musunuz”? Diye sordum kimse bilmiyor.Edirne halkımız deryada yaşayıp kıymetini bilmeyen balık misali, ilindeki güzelliklerden habersiz,özellikle turizm için yaralı olacak tarihi değerlerimizi bilmiyor ve sahip çıkamıyoruz.
Buradan bir kez daha yetkililere duyurmak istiyorum.Bu değerli insanın kemiklerinisızlatmayalım .Bu ve benzeri tarihideğerlerimizi sahiplenelim.Bu alanda çok duyarsızız.Bu geleceğimiz için hayra alamet değil.
------------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
İLK KURUŞU BAYAZIT HAN BASTIRDI
Ülkemizde ilk kuruşun kullanılmaya başlanması Osmanlı padişahı 1.Bayazıt zamanına uzandığı söylenir.1.Bayazıt Eflak prensine 1392 yılında verdiği beratta, prensin Osmanlı ülkesine her yıl üç bin “kızıl kuruş” vereceğini bildiriyordu.
Kuruşun değeri il kez1. Selim devrinde belli oldu.Kuruş 40, bir başka kuruş da ( yaniesedi) 35 kuruş yerine geçiyordu. Naima Tarihi 1637 yılında her kuruşta 9 dirhem ( bir dirhem 31 desigramdır) olduğunu belirtir.
İlk basılan Osmanlı kuruşları mecidiye büyüklüğündeydi. Sonraları altmışlık ( bir buçuk kuruş) adında değerleri ve büyüklükleri farklı olan kuruşlar basıldı.
