Hala kar yağmadığı, hatta kış mevsiminin kendine özgü önemli emarelerini göremediğimiz için olsa gerek bugün soğuk ve kıştan bahsetmek geldi içimden.

Çokta beklediğimden veya arzuladığımdan değil ha.

Şubat ayının ortalarına yaklaşmamıza rağmen hala kışın meyvesi sayılan kar yağışı olmadığı ve benzer bir iklim yaşamadığımız için eski kışlar aklıma geliyor ve o günleri hayal ediyorum.

Kar kış ve olumsuz hava koşullarının olmaması bir anlamda benimde işime geldi tabiiki.

Rahatsızlığım nedeniyle 5.katta bulunan asansörsüz evimizi satarak bir giriş katı daire satın aldığımız için taşınma ve yerleşme uğraşımızda havanın güzel oluşu işimize yaradı tabiiki.

Vali beye komşu sayılırız artık.

Hani bir söz vardır ya; kış mevsiminde yaşanması gerekenlerin geç gelmesiyle insanlar; “bu yıl kış olmayacak galiba” söylemlerine cevaben "Sen öyle san kış kışlığını puşt puştluğunu yapar”derler.

Ben de hemen her yıl bu söylemi dile getiren köşe yazısı yazarım zaten.

Kış kışlığını yapar söylemini anladık ta kış ve kar ile puşt kelimesinin ayni söylemin içinde oluşuna çok anlam veremem doğrusu.

Benin bildiğim Puşt kelimesi argo bir sözcüktür.

Kafiyeli bir sözcük olması için mi yakıştırılmış bilemiyorum ama sıkça duyduğum bir söz olduğu için de kullanma aşinalığı da kazanmışım demek ki.

Geçen yıl da Aralık ayının ortasında kar görmüştük ve geç kalmış olarak değerlendirdiğimiz için de bu sözcüğün başlık olarak kullanıldığı bir köşe yazısı yazmıştım.

Edirne’nin kuru soğuk ve ayazının oldukça etkili olduğunu herkes çok iyi bilir.

Hava sıcaklığı eksi beşe düştüğünde Edirne de soğuk ve ayaz yaşamı olumsuz hale dönüştürür.

Oysa Erzurum’da eksi 20–25 derecelerde bu kadar etkilenmeden normal yaşamınıza devam edebilirsiniz.

Benim hatırladığım en büyük kışlar çok uzun süreli ve o günün şartlarında hayatımızı çok olumsuz etkileyen yıllara aitti.

Mesela; 1956 kışı.

Meriç İlçesinde hemen herkesin oturduğu yer evlerinin çatılarına kadar karlar vardı ve insanlar tünel kazarak komşuya giderdi.

Bir aydan fazla bir süre kar kalkmamıştı.

Zaten her evde kapının arkasında bir kürek ve kazma mutlaka bulunurdu o yıllarda.

Meriç-Uzunköprü yolunun kar nedeniyle kapanmadığı kışlar çok azdı o zaman.

İkinci büyük kışı Öğretmen Okulunda okuduğum yıllarda yani 1962-1963 Eğitim Öğretim Yılında yaşamıştık.

Kale içinde kiraladığımız evde oda arkadaşım olan sevgili Hasan Boz ile tam 33 günü İsmail Eniştenin (AV. Mustafa Yüksel'in rahmetli babası)bakkalından veresiye aldığımız zeytin peynir ile geçirmiştik.

Çünkü bu süreçte Edirne'nin dünya ile bağlantıları kesilmişti adeta.

Ne otobüs, ne tren.

Sonunda tren seferi yapılacağı duyurulunca salkım saçak bindiğimiz Tren ile bir saatlik yolu 7 saatte tamamlayarak Uzunköprü’ye ulaşmıştık.

Yunanistandan geçen Tren Pityon istasyonunda kara saplanmıştı.

Yollar kapalı olduğu için de Uzunköprü ile Meriç arasını da beş saat yürüyerek tamamlamak ta çabası.

1981 yılında hatırı sayılır bir kış geçmişti ama şartlar değiştiği için de o kadar sıkıntılar yaşanmadı bunda ve bundan sonraki yıllardaki kışlarda.

"Ama her şey zamanında güzel oluyor" derseniz katılıyorum elbette.

Her mevsimin güzellikleri bir başka oluyor aslında.

Kışında ayrı bir güzelliği var.

Tabii ki eskilerin deyimi ile "ambar doluysa kesede paralar varsa" kış daha da güzel tabii ki.

Fakir fukara için bu gibi güzel havalar iyi oluyor elbette.

Bakmayın kar özlemiyle yanıp tutuşan ifadelerin yer aldığı yazıma.

Kış ayları gelip de her taraf karlarla kaplandığında insanlar gibi hayvanları da düşünürüm hep.

İnsanlar bir şekilde sorunları halledebilirler de yaban hayvanları ne yaparlar, nasıl yaşamlarını sürdürürler düşünmeden edemem.

İnsanlar halleder dedim de, son yıllarda devlet olarak gerçekten de insanlara bu konuda yapılan yardım ve destekler azımsanmayacak boyutlara ulaştı.

Devletimiz Sosyal devlet anlayışını ön plana çıkarmak suretiyle fakir fukaraya yardım ve desteğini sürdürüyor.

Siyasi bir yatırım olarak değerlendirilmiş olsa bile yapılanlar hiçte yabana atılamayacak kadar önemli destekler bana göre.

Bu nedenle fakir fukara insanların durumları eskiye oranla daha rahat bir hal aldı.

Meteorolojiden şu an için kar ve olumsuz hava durumu haberi yok.

Son yıllarda Meteoroloji gerçekten de tahminlerinde yanılmıyor ve haftalar hatta aylar öncesinden doğru hava tahminleri yapabiliyor.

Eskilerin yaptığı gibi keçi kuyruğuna bakarak tahmin yapılmıyor artık.

Allah herkesin yardımcısı olsun diyelim ve hatasız belasız bir kış mevsimi yaşamayı dileyelim.

Ama kar yağışını özledik mi özledik..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.