Rahmetli Bülent Ecevit iktidarı zamanında “Köy-Kent” diye köylülerin daha modern hale gelmesin daha gelişmesinin amaçlandığı bir proje başlatmıştı
Bunu, Ordu ili Mesudiye ilçesi gibi bazı yörelerde uygulamaya koymuştu.
Ecevit’in İktidar süresi buna yetmediği için proje gerçekleştiremedi.
Eğer o proje gerçekleşmiş olsaydı, bugünkü kentlerin varışlarla dolması önlenmiş olacaktı.
Köylerin nüfusları bugünkü gibi azalmayacaktı. “Köy Kent” projeleriyle şehirlere yapılan hizmetler köylere kadar gelecek, köylüler daha da kalkınmış olacaktı.
Tarım, bugün olduğu gibi ülke ihtiyaçlarını karşılamaz duruma gelmeyecekti.
Köylerin ihmal edilmesi toprağı ile geçimini sağlayamayan kırsal kesim insanları devletten de gereken desteği bulamayınca toprağından koparak büyük kentlerin varoşlarında sanayi işçisi oldu, Bulabiliyorsa asgari ücretle hayatını sürdürmek zorunda kaldı.
Son yıllardaki ekonomideki açmaz dar gelirlilerin kentlerde yaşamasını zorlaştırdı.
Bakıyorum, Trakya’nın ilçelerinde köy meralarında şehirden gelip yerleşen insan sayısı gün geçtikçe artıyor.
Şimdi üretimden uzak yaşayan bu kesimler oralarda kalıcı hale gelince bölgemiz tarımında, sebze ve meyvecilikte üretim de gelişecek.” Bir serencam bin nasihatten iyidir” diye bir özdeyiş vardır.Bu gerçek olacak.
Ülkemizde devam eden bu hayat pahalılığı toplumda şehirden köye dönüşü de hızlandıracak gibi, görünüyor.
Köyler de zamanla kendilerinden uzaklaşan komşularına yeniden kavuşacaklar .
Böylece, köylerimiz yeniden eski güzelliğine kavuşacak. Köyler sadece yaşlıların kaldığı, şehre göç edenlerin sadece bayramdan bayrama geldiği görüntüden kurtulmuş olacak.
------------
FIKRA
TOKAT
Nasrettin hoca su alması için oğlunun eline bir test vermiş.
-“ Haydi git testiyi kırmadan su getir” demiş
Ensesine de bir tokat atmış.
Çocuğu gereksiz yere tokatladığını gören komşusu hocaya tepki göstermiş.
-“Çocuğun bir suç işlemedi ki hoca efendi.Neden çocuğu tokatlıyorsun?
-“Komşu,insan önceden önlem almalı.Testi kırıldıktan sonra önlem neye yarar”