Kooperatifçilik insanların aynı iş dalında bir araya gelmesi kısaca ortak hareket etmeleri mealinde tanımlanır.
Günümüz koşullarında güçlü sermayelere karşı küçük işletmelerin varlığını sürdürmesi çok güç onun için güçlerin birleştirmesi kendilerini yok etmek isteyen tekelleri karşı güçlü olunması gerekir. Ne demişler “ Bir elin nesi iki elin sesi var” diye birlikte olmanın önemi belirtilmiş.
Gelişmiş ülkelere bakalım, her dalda kooperatifçiliğin geliştiğini görürüz.Kooperatifçilik halk için güvence demektir.
Günümü ekonomik şartları küçük sermaye ile iş yapmak isteyenleri kısa sürede yok ediyor.
Bunun önüne geçmenin en önemli yolu kooperatifleşmeden geçiyor.Ne acıdır ki, daha önceki yıllarda filizlenen her alanda yaygın hale gelen kooperatifleşmede bazı yönetimlerin yanlış uygulaması sonucu ve izlenen kooperatifler karşıtı politikalar sonucu bugün kooperatifçilik atıl durumda kaldı .Devlet kurumlarının bir bir elden çıkması da kooperatifçiliğe sekte vurdu.
Daha önceleri kooperatifçilikte önderliği devlet kooperatifleri üstlenmişti.Bu alanda faaliyet yürüten Et Balık Kurumu Tarım Kredi kooperatifi ve benzerleri özelleştirmenin ve ihmalin kurbanı oldu.Faaliyet alanlar daraltıldı. Bazı kişiler için istihdam yeri konumuna geldi. Hesapsız kitapsız o kurumu batırmaya yönelik uygulamalar sonucu Sümerbank ve benzeri kurumlar yok edildi.
Yeni yeni faaliyete geçirilmeleri gündemde olsa da yok olan bir şeyi yeniden çalışır duruma getirmek çok zor.
Özellikle halkımız arasında kooperatiflere yönelik güvensizlik giderilmeli.Özellikle küçük esnaf, köylülerin en güvenli şekilde altına sığınacakları kurumlar kooperatiflerdir.Özellikle emekten yana olan partiler kooperatifçiliğe ağırlık vermeli.
-------------------
SİYASİLER KONUŞMA ÜSLBUNA DİKKAT ETMELİ
Bugün ülkemizin her zamankinden çok huzura,birlik ve beraberliğe ihtiyacı var. Yaşam koşullarının kısıtlandığı bir dönemde halkımız siyasetçilerin birbirini itham edici,kırıcı sözlerini dinlemek istemiyor.
Sokak üslubunu andıran siyasi tartışmalar toplumu bıktırıp usandırdı.Bu sözleri sarf edenler bir gün halkın arasına çıksınlar bu sözlerin nasıl karşılandığını nasıl tepki gördüğüne tanık olsunlar.Kötü sözler gereksiz ithamlar ağır suçlamalarla halk kandırılmaz.
Bugün toplumun öncelikli sorunu nedir siyasiler onun çözümüne yönelik politika üretmeli.Bugün izlenen kutuplaştırıcı üslup kullananların halk arasında ilgi görmediğini,sadece taraftarlarına moral vermek için bu yola başvurulduğu bilincinde olan halk yeri geldiğinde toplumu bölen üslup sahiplerine gereken dersi verir.Bu endişem şu ve bu partiye yönelik suçlama değildir.
Sadece böyle önemli günlerde siyasi söylemlerin daha barışçıl ifadelerle kullanılması gerektiğini ifade etmek istedim.
----------
FIKRA
ÖDÜL KAZANAN SÜRÜCÜ
Trafik polisi yolda çevirme yapıyor.
Polis durdurduğu aracın sürücüsüne : “ Tebrikler beyefendi…”Bugün emniyet kemeri takan ilk sürücü sizsiniz.Size 10 bin lira para ödül veriyoruz” diyor ve soruyor:
Bu parayla ne yapmayı düşünüyorsunuz”
Sürücü:
“Onunla ehliyet alırım”
“Nasıl sizin ehliyetiniz yok mu?”Sürücünün yanında oturan karısı “Siz ona bakmayın memur bey” diyor “Şu anda sarhoş ta ne söylediğini bilmiyor “Bu söz üzerine trafik polisi şaşkın şaşkın bakarken, aracın arka koltuğundan bir ses duyulur:
“Ben size çalıntı arabayla yola çıkmayalım polis çevirir demedim mi.?” Diye sorar.
Polis buna tepki verirken,bu kez bagajdan ir başka ses duyulur:
“Yahu hala sınıra gelmedik mi?”
