Birçok ilde yılın belli zamanlarında mahalli ve mülki yöneticiler önderliğinde kentin meslek önderlerinin, şehre yapılması gereken hizmetler konusunda bilgi sahibi olanlar ile bir araya gelip istişarelerde bulunurlar.
Ekonomik sorunların ön planda olduğu, geçim zorluklarının gündem oluşturduğu günlerde böyle bir toplantının yapılması yararlı olmaz mı?
Çünkü ,sorunlar karşısında çözümün en sağlıklı, belirleyici olanı sorunları yaşayanlar, içinde olanların katkılarıyla sorunlar çözmektir.
Resmi görevi olanların bu alana yorum yapmaları,gerçekleri objektif şekilde tahlil etmelerine bulundukları makamlar izin vermeyebilir.
Böyle bir sorumluluğu bulunmayanlar halkın içinde olanlar , o sıkıntıları yaşayanların sorunları çözümü konusunda daha gerçekçi çözün yolu bulunabilir.
Toplum önderlerinden gelen öneriler harmanlanıp o yörenin sorunlarının çözümü konusunda daha sağlıklı yolları belirlenir.
Bunu mahalli idare yetkililerinin daha sık yapmasında yarar var. Çünkü, kentin sorunlarının büyük bölümü onları ilgilendiriyor,
Onlar bu sorunlarla doğrudan içindeler .Ülkemizde Birçok ilde yöneticiler belli zamanlarda toplum önderleriyle bir araya gelip sorunlara daha sağlıklı çözüm üretebiliyor.
Bu aynı zamanda halkla istişare yapılması nedeniyle toplum nezdinde mahalli yönetimlerin güvenirliğini de arttırmış oluyor.
Belediyemiz özellikle piyasa denetimi konusunda yeterli değil.Bundan en büyük zararı tüketiciler görüyor.özellikle Bulgarların pazara hakim olmasından sonra yerli müşteriyi dikkate alan yok.
Bakıyorsunuz ,satılan mallarının bir bölümünde etiket dahi yok.Herkes malını istediği gibi satarsa bunun sonu nereye varacak.
---------------
MALLARIN ÇOĞU HALDEN GELMİYOR
Pazarlarda satılan çoğu mal hale girmeden pazarlanıyor.Halin varlığı ile yokluğu belirsiz:Bundan belediye rüsum alamıyor.Malların alış fiyatları belli değil ..
Bu fiyatla kazandığına göre faturasız mal satan daha çok kazanmıyor mu? Bunları kontrolü edecek bir yetkili yok mu?
------------
TÜKETİCİ SAHİPSİZ Mİ?
Siyasetçilerimiz hasat zamanı geldiğinde üreticilerin yararını ön planda tutuyor , fiyatların yüksek olması için çaba harcıyor.Ürün alım fiyatlarını yüksek olmasının faturası yüksek maliyetle tüketiciye yansıyor.
Üretici yandaşlığı yapanlar biraz zamlardan en çok etkilenen tüketiciyi düşünmek zorunda değim mi.? Yüksek taban fiyat yerine girdi fiyatlarının azaltılması için çaba harcamak hem üreticiyi hem de tüketiciyi memnun eder.Ne yazık ki, bu konuda gayret gösteren yönetici ve siyasetçi çabası yok . Bundan en büyük zararı tüketicilerimiz görüyor.
--------------
FIKRA
BEN SENİ TANIRIM
Nasrettin Hoca’nın av meraklısı bir arkadaşı varmış. Bu adam çok cimriymiş.
Bu kişi, Akşehir’de pazara giden Hocanın önüne çıkarak yalvarmış.”Ne olur hocam Akşehir’den bana bir tazı al getir.Bu tazı tavşan kulaklı, geyik bacaklı ve karınca belli olsun.”demiş
-“Olur demiş ”Hoca.
Akşehir’e gidince arkadaşının istediği türde bir tazı bulamamış. Sıradan bir çoban köpeği alarak köyüne dönmüş.Avcı arkadaşı köpeği görünce:
“ Yahu hoca ben senden cins bir tazı istedim. Sen ise bana kocaman bir çoban köpeği getirmişsin.bu av peşinde koşmaz ki”
Hoca gayet soğuk kanlı , avcı arkadaşının sırtını okşayarak:
“Üzülme dostum ben seni çok iyi tanırım. Bu köpek senin yanında kalsın,bir süre sonra tazı gibi olur” demiş.