Dar gelirli halkımızın en olumsuz etkilendiği, günlük yaşamında  karşı karşıya kaldığı, hayat pahalılığı, enflasyon konusunda her kafadan ayrı ses çıkıyor.

Bazıları her şeyin güllük gülistanlık olduğunu, hayat pahalılığı diye bir durumun olmadığı iddiasında.

Buna karşın dar gelirli vatandaşlarımız  ise yaşamlarının  günden güne pahalı hale geldiğini,  fakir fukaranın  yaşam koşullarının  daha zora girdiği ortada.

Enflasyonun en  iyi  belirlendiği yeri  ,çarşı pazarda alışveriş yaparak geçimini sağlayan insanlarımız biliyor.

Onlar pazar fiyatları ile enflasyonun durumunu daha iyi tahlil edebiliyor. Son aylarda  bölgemizde yetişen fiyatı nispeten düşün sebze meyve   dışında fiyatı her hafta   yükselen ürünler hayat pahalılığının ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor.

Çarşı pazara giden vatandaşlar belki fiyatlar iner beklentisi ile pazarın dağılacağı saatlerde alışverişe gidiyor.

Büyük marketlerin önündeki insanlar hangi ürünlerin fiyatlarında indirim yapıldığını takip ediyor.

Pazardan eli boş dönen, evini ihtiyacını alamayan  vatandaşlara bir dokun bin ah işitiyorsunuz. Siyasiler boş lafları bırakıp  halkın durumunu çarşı pazardan öğrenmeli. Bu konuda yakınan kendi kendine mırıldanan bir yaşlı emekli vatandaşımız:

“Böyle bir piyasa olur mu ? Bir  hafta önceki fiyatları dikkate alarak yanınıza ona göre  para alıp pazara  gidiyorsunuz .Bir bakıyorsunuz ki  alacağımız ürün fiyatları yeniden artmış. Geçen hafta 20 lira olan bir  ürünün fiyatı 25  liraya yükselmiş.

Bu kadar zam olur mu? Çerez alayım dedim gözlerime inanamadım. Piyasanın adeta  çivisi çıkmış.,Pazarda meyve satılan yerlere bakıyorum fiyatlar almış başını gitmiş.Bu fiyatlarla dar gelirlilerin evlerine  meyve götürmesi imkansız, ancak karşıdan seyredecekler.

Tadımlık için taneyle veya yarım kilo alanlar var.Halk bu besinlerden yoksun kalırsa et,süt yemezse,tavuk eti dahi katlanarak artıyorsa toplum nasıl sağlıklı olacak..

Enflasyon gerekçe gösterilerek  ondan etkilenen ve etkilenmeyen ürünlere  bakıyorsunuz anında zam gelmiş.Ben bu yaşa geldim böyle bir pahalılık, piyasada de dengesizlik  görmedim.

Kış aylarına  girdik bu aylar geçimin zora  girdiği aylar.Masraflarımız artıyor,elektrik ve doğalgaz  masrafları da  katlanıyor.Bu  durum devam ederse vay halimize”

Bunun gibi evinin ihtiyacını karşılamayıp pazardan eli boş dönen dar gelirli insanlarımızın sayısı gittikçe artıyor.

Bugün ülkede enflasyonun hayat pahalılığının olmadığını iddia edenler bir gün çarşı pazara çıkıp halkın ne durumda olduğunu,  pazara sonrası atıklardan nafakasını sağlamaya çalışanları görüp ona göre karar versin.

Ülkemizin en acil olarak çözümlemesi gereken sorunu hayat pahalılığıdır. Toplumun huzuru, sağlıklı kalması için de bu soruna çare bulunması gerekir. Yolsa hayat pahalılığı konusunda afaki laflarla bu sorunun  önüne geçilmez.

Toplumu yakından ilgilendiren  böyle hayati sorunlara çözüm bulmayanların akıbetinin ne olduğunu anlamak için daha önceki yıllarda benzer durumu yaratan siyasilerin sonuna bakmak yeterli olur.

--------------

FIKRA

GÖZLÜK

Hoca yatağında mışıl mışıl uyurken, aniden karısını uyandırdı.

“Hatun kalk bana gözlüklerimi getir”

Karısı:

“Efendi sana ne oluyor, böyle uyurken gözlük takınır mı?”

Hoca aldırmaz, hanımı sonunda gözlüklerini getirir.

Hoca gözlerine gözlüklerini taktıktan sonra karısına dönerek:

“Hanım çok güzel bir rüya gördüm,fakat bazı yerlerini seçemediğim için gözlüklerimi  istedim “der.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.