Sel felaketi, deprem ve yangın anlarında ilk olarak yardıma koşan AFAD gibi acil yardım kurumlarının Edirne’deki sel felaketinde yeterli olmadığı yolunda yakınmalar var.
Bu şikayetler bir değil birkaç yoldan teyit edildi.
Oğulpaşa köyünde sel nedeniyle evlerinde mahsur kalan insanlar toplumdan yardım beklerken AFAD yetkililerinin ellerinde botları olduğu halde sel sularının çevresinde bekledikleri, botlarla sel suları içine girmeleri durumunda botların çevreye çarpmasından çekindikleri için insanların yardımına zamanında koşmadıkları sel sularının azalmasını bekledikleri söyleniyor.
Bu ilgisizlik için AFAD mensupları ile köyde tartışanlar da olmuş. Bu konuda uygulanan kuralları bilmem .
Fakat insanlar evlerinde kurtarmayı beklerken bu kişilerin suyun çekilmesini beklemeleri ne derece doğru?
Her türlü donanıma sahip olan bu kuruluşlar böyle sel felaketinde gereken yardımı yapacak durumda değilse o zaman bunların durumunu sorgulamak gerekmez mi?
Açıkça belirtmek gerekirse insanlar kendi imkanları ile su altında kalan evlerdeki insanları traktörleri ile kurtarma gayreti içinde olduğu bir zamanda yardıma koşması gerekenler çevrede seyrediyorlarsa ona söylenecek başka bir şey olamaz .
Zaten çevredeki halk kendilerine gereken tepkiyi göstermiş.
Dilerim bu ilgisizlik, organizasyon eksikliği son olur.
Allah esirgesin daha geniş kapsamlı bir felaket anında bu hatalar tekrarlanırsa bunun sorumlusu kim olacak.?
TOPLUMA CAMBAZA BAK DENİLİYOR
Ülkemizde tam “ Cambaza bak” denilen dönemini yaşıyoruz.
İnsanlar siyasetçilerin söylemlerini kendisini iyice kaptırmış. Ülkede neler olup bitiyor ülke ne durumda olduğundan habersiz.
Pancar ekicileri ürünlerini teslim edemiyor. Kimse bununla ilgilendiği yok.
Çorlu’da meydana gelen tren kazasında 25 canımız gitti.
Bunun sorumlusu kim ortada yok . Bu olayın üstü kapatılmak isteniyor.
Bu kadar geniş kapsamlı bir kaza siyasilerimizin ilgisini çekmiyor.
Sanki sıradan bir trafik kazası gibi geçiştirilmek isteniyor.
Bu konuda TBMM’de yapılan girişimler de sonuç vermiyor.
Yarın, siyasiler bu kazadan etkilenen bölgelerde kendilerine bu konuda soru sorulduğunda ne yanıt verece?
İnsan canı bu kadar ucuz mu?
Bu ve benzer olaylar sıradan magazin haberlerinden daha geride yer alıyor.
Suni gündemlerle insanlarımız oyalanıyor.
Döviz fiyatları geriledi diyorlar. Peki, Bu ucuzlamaya karşılık piyasaya yansıyıp ucuzluk görülüyor mu?
Çarşı pazarda fiyatlar aynı düzeyde seyrediyor. Ucuzluk filan yok.
Doğalgaz elektrik fiyatlarında indirim yapılıyor mu? Faturalar geldiğinde ödeyeceğimiz parayı görünce ne yapacağız.
Halkımız gereksiz sorunlara odaklanmaktan kendi sorunlarını unutur duruma geldi.
Bu durumu değerlendiren siyasiler soğan stokları var ve benzeri gerekçelerle insanların kendi sorunları ile ilgilenmesini önlüyor.
Kasaca “ cambaza bak” deniliyor. Biz oraya bakarken kendi gündemimizle ilgilenme gereğini duymuyoruz.
ÇARPIK YAPILAŞMANIN ÖNÜ ALINAMIYOR
Edirne’de Kaleiçi ve Karaağaç mahallesine baktıkça bugünkü testere dişine dönen yapılaşmadan utanç duyuyorum.Ben binaların proje işlerinden anlamam . Bu konuda bilgisi olan biri ile Edirne sokaklarını dolaştık.
Yol kenarında bazı binaların önünde boşlukların olduğunu bazılarında ise olmadığını gördüm kendisine bunun nedenlerini sordum.
İşi kitabına uyduranların istediği gibi inşaat yaptıklarını, bu konuda plan projelerin değeri olmadığını söyledi. Bunun gibi onlarca örnek ile bana Edirne’deki yapılaşma konusunda bilgi verdi..
Hatta şöyle bir iddiada bulundu .
Bu konunu yetkilileri bir gün basın mensuplarını da alsın, Edirne caddelerini bir turlasınlar. Bu arada yanlarında Edirne belediyesinden ihale alamayan biri de bulunsun.
Edirne’de imar konusunda nasıl haksızlık yapıldığını5 göreceklerdir.
Bu durum için sadece bugünkü belediye yetkililerini suçlayamayız. Yapılaşmadaki çarpıklık diğer belediye başkanlarından miras kalmış. Bugün de düzenli gittiğini kimse iddia edemez.
Dilerin yeni dönemde bu konuda gerekli önlemler alınır.
Allah aşkına biri söylesin Edirne yeni yerleşim alanlarında insanların rahatlıkla gidip geleceği sokak var mı? Evlerde otopark sorunu çözülecek, her blokta otopark yeri olacak dendi , Hangisinde otopark alanı var.
Ayşekadın semtinde yeni binalar yapılıyor. Burada da durum aynı.
Yarın o binalar tamamlandığında dar sokaklar geçilmez hale gelecek.
Bunlara konu hakkında bilgisi olan biri iddia ediyor.Aksini savunan varsa o da iddiasını kanıtlamalı.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
Osmanlı devletinin son dönemlerinde Mahmut Şevket Paşa ve Hüseyin Hüsnü Paşa 31 mart ayaklanmasını bastırmak için Selanik’ten gelen komutanlardı.
Harekat Ordusunu İstanbul Yeşilköy’e kadar Hüseyin Avni Paşa komuta etti.
Daha sonra görevini Mahmut Şevket Paşa’ya devretti.
Mahmut Şevket paşa, 31 Mart Ayaklanmasından 4 yıl sonra sadrazam ( Başbakan) oldu.
Sadrazam olmasından 4 ay sonra 11 Haziran 1913 günü İstanbul’da suikast sonucu öldü.
Hüseyin Avni Paşanın çocuğu olmadı. Ailesini kardeşi Hikmet Süleyman devam ettirdi.
Hikmet Süleyman, krallık döneminde Irak’ta başbakanlık yaptı. Kızlarından biri olan Ayser, YÖK kurucusu İhsan Doğramacı ile evlendi. Hikmet Süleyman’ın büyük oğlu Tahsin Bey, Mehmet Ali Aybarın babası.
Hikmet Süleyman’ın eşi Hayriye hanım, aslen Alman olan Müşir ( Mareşal) Mehmet Ali Paşanın kızıydı.
Hayriye hanımın kız kardeşi Ressam Celile Hanımın oğlu ise Ünlü şairimiz Nazım Hikmet’tir
FIKRA
Bir yaya kör bir dilencinin önünde bulunan şapkasının içine bir maden para atar.
Bu para şapkanın içine düşmez etrafına yuvarlanır.
Kör dilenci hemen yerinden kalkıp parayı alır.
Bu durum karşısında hayrete düşen yardım sahibi:
-“ Siz kör değil misiniz?” diye sorar
Delenci:
-“ Değilim tabii,Ben burada dilencinin yardımcısıyım. Kendisi şimdi sinemada filim seyrediyor. , emaneten yerine ben bakıyorum” der
