Edirne’de basın mensuplarının Edirne’de sayıları bir elin parmağına ulaşan derneği bulunuyor. Bunlardan biri ve tüm Trakya Basın mensuplarının üye olabileceği Trakya Gazeteciler Derneği.
Bu derneğin kuruluşunda Lütfü Karakaş’ın nasıl bir çaba harcadığını nasıl gayret gösterdiğini inkâr edemeyiz. Onun ve çevresinde az sayıda insanın gayreti ile dernek bu günlere gelindi.
Dernekler Basın mensuplarının bugün için tek sığınağı olan yerler. Buna rağmen meslektaşlarımın derneklerini yeterince sahiplenmediğini görüyor ve üzülüyorum.
Hafta sonunda Trakya Gazeteciler Derneği genel kurulu yapıldı. İlk yapılacağı gün gerekli çoğunluk sağlanamadığı için ikinci hafta çoğunluk aranmaksızın genel kurul yapılmış oldu.
Bunda dernek yönetiminin suçu olduğu kanısında değilim. Gazeteci arkadaşlarımız derneklerine yeterince sahip çıkmıyor. Ancak başları sıkıştığında oraya başvuruyorlar. Aslında böyle olmamalı. Özellikle ülkemizde basın üzerine çeşitli oyunların, baskıların olduğu bir zamanda basın mensupları hiç olmazsa dernekleri etrafında kenetlenip birlik ve beraberlik içinde olduklarını kanıtlamalı.
Ne yazık ki dernek yöneticileri, özellikle Dernek Başkanı Orhan Doğan ve Lütfü Karakaş bu konuda büyük gayret gösteriyor.
Derneğin her türlü hizmetlerine koşuyor. Bu çabaya dernek üyesi basın mensuplarının da destek vermesi gerekir. Dilerim göreve gelen yeni yönetim kurulu üyeleri Trakya Gazeteciler Derneğine taze kan ve canlılık getirir, daha aktif olmasını sağlar.
Bu arada diğer basın derneklerinin de bundan farklı hatta bu kadar gayretli olduğunu söyleyemeyiz. Onlar da kabuğuna çekilmiş durumdalar.
Aslında Tüm basının bir dernek etrafında toplanıp sesini daha gür bir şekilde duyurması çok daha yararlı olur. Lakin bunun gerçekleşeceğini sanmıyorum.
UMUDA YOLCULUK
Yıl sonu yaklaştıkça bakıyoruz, milli piyangoya rağbet çığ gibi büyüyor. Şans meraklıları İstanbul’da soğuk altında bilet kuyruğuna girip milyoner olma köşeyi dönme beklentisinde.
Büyük ikramiyenin çıkma şansı on milyonda bir olmuş olsa da umudunu şansa bağlayanlar bana çıkacak beklentisi ile ikramiye çıkmada en şanslı yer olduğu yer kabul edilen Nimet Abla gişelerinden bilet alıp yılbaşı çekilişine kadar rüyalarında kendilerini milyonar görecek, parayı nasıl kullanacağı hesabını yapacak. Şans oyunlarının bu denli rağbet gördüğü, haftanın her günü şans oyunlarının olduğu bir ülkede 65 milyonluk ikramiye için “ belki bana çıkabilir” umuduyla neden bilet almak istemesin
Büyük ikramiyenin çıkma ihtimalinin on milyonda bir olsa da belki o ben olurum beklentisiyle insanlarımız saatlerce bilet kuyruğunda bekliyor, milyonerlik hayali görüyor parası ile neler alacağı hesabını yapıyor.
Dünya’da geleceğini, umudunu bu kadar şansa bağlayan bir ülke var mı bilmem, Biz böyleyiz işte Umut şans oyunları, emeksiz kazanç toplumun en büyük gıdası haline geldi.
KALDIRIMLAR İŞGAL EDİLMEMELİ
Edirne’de bazı caddelerin çevresinde bulunan işyerleri masalarını ve satış ürünlerini yayaların geçeceği kaldırımlar üzerine koymalarının önüne geçilmiyor. Kaldırımdan yayalar geçemeyecekmiş bunu dikkate alan yok.
Ne yazık ki yol kenarındaki kaldırımların yayaların gidip gelmesi için yapıldığını, onlara ait olduğunu dikkate almıyoruz. Bırakınız kaldırımlara eşya koymayı araçlarını gün boyunca kaldırıma park eden araç sahipleri var, onlara ne demeli.
Bu konuda yeterli yaptırım olmamasından yararlananlar kaldırımları kendi mülkü sayıyor. Bazı işyerleri sahipleri kaldırımlara masalar atıyor müşterileri bu masalarda ayaklarını uzatıp yaya geçişlerini tamamen engelliyor.
Demokraside birinin hakkının bittiği yerde diğerinin başladığı anlayışını yaygınlaştıramadık. Herkes kafasına göre yasa uyguluyor, Bu bireyci anlayış birilerinin dur demesi gerekmez mi?
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ,?
Müziğin 1917’DEN BERİ OKULU VAR
Tarihimizde ilk Devlet Müzik Okulu 10 Ocak 1917 tarihinde İstanbu’da açıldı.
O zamanki adı Darülelhan ( konservatuar) dı Dört sınıftan oluşan okulun amacı,müzik tarihini, müzik kurallarını öğretmek beste yapabilecek yetenekli öğretmenler yetiştirmekti. Ayrıca buralarda bilimsel bir yolla Batının eski ve usta bestecilerinin ürünlerini tanıtacaktı. Türk müziği çalışmaları daha ağır bastı.
Dört yıllık denemeler sırasında 1. Dünya Savaşı barış çabaları gibi olaylar okulun çalışmalarını etkiledi. Beklenen gelişme olmayınca okul kapandı.
Bir süre sonra, İstanbul Valisi Haydar Beyin desteğiyle okul çalışmalarına yeniden başladı. Batı müziği bölümü çalışmalarında Besim Tektaş, Muhittin Sadak, Cemal Reşit Rey, Mesut Cemil Tel, Zeki Üngör, Veli Kanık, Türk müziği bölümündeyse , Ahmet Ersoy, Santuri Ziya, Faize Ergin, Hayriye Örs, Mesut Cemil Tel gibi yöneticiler görev aldılar,
