Halk arasında kendimizi ilgilendirmese dahi toplumu veya komşularımızı ilgilendiren meselelerde duyarsız kalıp, kenara çekilenler, doğruyu söylemekten  korkanlar için “beni sokmayan yılan bin yıl yaşasın” benzetmesi yapılır.

Bunu söyleyenler bir gün aynı şey kendi başına geldiğinde başkalarından  da aynı duyarsızlık ile karşı karşıya kalacaklarını hesap etmezler.

İnsanlar haklı olduğu yerde yasalar çerçevesinde haklarını arama alışkanlığı kazanmalı.

Demokrasimizin sağlıklı işlemesi için  bu zorunludur.

Bir haksızlığı gördüğünde herkes bir kenara çekilip susarsa ve bu sorunlara tanık olanlar gerçekleri söylemekten çekinirse  o zaman  son günlerin tabiriyle demokrasimiz de “ topal ördeğe “ döner.

DEMEK Kİ  ÖYLE DEĞİLMİŞ.

Halkımızın kafasına uzun yıllardan bu yana nakşedilen  bir görüş vardır.

Rejim konusunda aklımıza yatmayan , uygun görmediğimiz uygulamaları   genellikle komünistlerin üzerine yükleriz. Bu konuda  kötü örnek  benzetmesi olarak komünistleri örnek gösteririz.

Hatta bazı yöneticilerin  sık sık kullandıkları  gibi “bak dikkatli olun yoksa  komünizm gelir”  benzetmeleriyle  bugüne kadar avutulduk. Komünizmi sevmeyebilirsiniz ona karşı tavır alabilirsiniz. O ayrı mesele.

Bakıyoruz adı açık olarak komünist yazan bir partinin belediye başkanı bir ilçe yönetiminde  akıl almaz başarı kazandı.

Halkı üretime kattı, Belediyenin borçlarını ödedi. Belediyece üretilen ürünleri yurdun dört bir yöresine pazarladı.Hizmetleri ile halkın gönlünü kazandı.

Tunceli’nin Ovacık ilçenin adını bilmeyenler bu belediye başkanı sayesinde öğrenmiş oldu.

Bu görevini alnını akı ile tamamlayan  Fatih Mehmet Maçoğlu bu kez Tunceli’den aynı parti adına belediye başkan adayı oldu.

Karşısındaki güçlü muhalefete rağmen Tunceli halkının desteğiyle belediye başkanlığını kazandı .Maçoğlu, halkın çoğunluğunun karşı çıktığı  uygulamasını benimsemediği , bir zamanlar adını ananların hapishaneyi boyladığı komünist partinin belediye başkanı oldu.

Şu halde adı ne olursa olsun çalışmalarıyla kendini halka kabul ettiren belediye başkanlarını halk seçmesini biliyor.

Üstelik Maçoğlu belediye başkanlığını Kayyum’dan, devlet desteği ile belediye başkanı olan kadrodan ve karşısındaki güçlü muhalefet partilerinden devraldı.

Bu ülkemizde bazı tabuların yıkılacağını gösteriyor.

Demokrasimiz açısından hoşgörü için  bu çok olumlu gelişme.

Herkes yasalar çerçevesinde hareket edip kendini halka kabul ettiği zaman başarısı kaçınılmaz oluyor. Bu kural diğer parti adayları için de geçerli.

Yine  bakıyorsunuz İstanbul’un ilçesinde  belediye başkanı olan  kimsenin adını bilmediği bir kişi mega kent İstanbul için  belediye başkanı adayı gösteriliyor.

O günlerde herkes Ekrem İmamoğlu’nun  bu görevde başarılı olamayacağı inancında olanlar çoğunluktaydı.

CHP’yi bu konuda  “yanlış aday gösterildi” diye eleştirenler de oldu.

Gün geçti, propaganda dönemi başladı bu adı sanı bilinmeyen kişi İstanbul Belediye Başkanlığı seçiminde en çok oyu aldı.

Halka inmek, onlarla kucaklaşmak, açık sözlü ve güler yüzlü dürüst olmak başarıda en önemli etken.

İmamoğlu bunu kanıtladı.

İmamoğlu,bundan sonra seçime katılacaklara örnek oluşturdu.Bugün bakıyoruz yurdun dört bir yanında  partili partisiz herkes İmamoğlu’na destek veriyor.

Maçoğlu’na da yurtiçi ve yurt dışından büyük destek var.

Bu da gösteriyor ki, halkın ilgisi kafalarda oluşturulan tabulara değil halka hizmet getiren  yöneticilere değer veriliyor.

MECLİSTEKİ  KADIN  GÜCÜ KENDİNİ GÖSTERMELİ

Bu mahalli  seçim döneminde bakıyoruz  Edirne’de kadınlarımız ön planda. Bu demokrasimiz açısından iyi bir gösterge. Kadınların olduğu yerde işler daha düzenli yapılıyor.hile hurda az oluyor.

Erkeklerimiz kızmasın yasadışı olaylarda kadınlarımızın sayısı yok denecek kadar az.

Trafikte dahi kadınların kural ihlalleri erkeklerden kat kaz az. Bu da gösteriyor ki kadınlarımız yasalara uymada çok duyarlı.

Belediye Meclisimizde kadınlarımız yer aldı, mutlu olduk. Dileğim o ki yapılacak hizmetlerde  onlar da ön planda olsun proje üretsinler.

Öyle masada oturup parmak kaldırmak için o görevde olmalarına yüreğim elvermez.

Atatürk’ün özlem duyduğu kadın her alanda başarısını kanıtlayan ,erkeklerin gölgesine sığınmayan onların her dediğine “olur” demeyen kadınlardır. Meclisteki kadınlarımızın bu anlayışta olmalarını, yapılan her hizmette kadın katkısının  izlerinin bulunmasını ve yanlış yapılacak işlerde onların uyarısının  gelmesini  bekliyoruz.

Bu aynı zamanda erkeklerin işlerinde daha duyarlı olmasına işlerini daha düzgün yapmalarına yol açacaktı.

Babaerkil bir toplumda erkeklerin demokrasi sınavını iyi vermediğini kemse inkar edemez.

Her şey ortada. Bu olumsuzluklar yönetimin başında olan erkeklerin eseridir.onların arasında daha çık kadın bulunmuş olsa bu yanlışlıkların bu boyutta olmayacaktı.

Yaşadığımız olaylar, haksızlık ve hukuksuzlukların bir nedenini de yönetimlerde yeterince kadının olmamasından kaynaklandığını bilmeliyiz.

Anlar ana şefkatiyle görevlerine ve ettiği yeminlerine sadıktırlar.

Erkek egemenliğinden uzaklaşıldığı zaman  kadınlarımız demokrasisi gelişmiş ülkeler gibi  her alanda gelişen ülke konumuna gelecek, onlarla yarışacak konumda olacaktır.

Bugün ülkemizde  olanlardan kemikleri sızlayan Atamız toplumda kadınlarımız etkin  olduğu  zaman mezarında huzurlu olacak.

Bu arada kadınlarımızın da her zaman kadınların destekçisi olması gerektiğini akıldan çıkarmamaları gerekir.

Bu destek onları yönetimlerde daha etkin duruma getirecektir.

YORUM

Bir Fransız ile  Amerikalı oturmuş dertleşiyordu. Amerikalı Fransız’a sordu-“ Sizin bayrağınızdaki üç renk neyi ifade eder?”

Fransız cevap verir:

“ Ödeyeceğimiz vergileri” der. Fransız.

_” İlk önce bize  maliyeden mavi bildirim kağıtları gelir. Oradaki rakamları görünce yüzümüz bembeyaz olur. Biraz sonra ise öfkelenir Kıpkırmızı oluruz. Bayrağımızın renkleri bunu ifade eder” der

Amerikalı:

“ Tıpkı bizim gibi. Biz üstelik vergiler geldiğinde yıldızları görürüz”.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.