Halkımızın özellikle dar gelirlilerin yaşamını zora sokan hayat pahalılığı konusuna bir türlü önlem alınamıyor.Çarşı pazarda bakıyorsunuz,birkaç gün önce aldığınız bir ürünün fiyatı zamlanıvermiş.
Bunun için gerekçe hazır “maliyet artışı” herkesin ortak mazereti.
Her pazarlamacı onun altına sığınarak maliyette artış olmasa da zam yapmaya kılıf sayıyor.
Böylece piyasada ticari ahlak da yara alıyor.Bundan en büyük zararı çarşı pazarda alışveriş yapan dar gelirlilerimiz oluyor.
Günün koşullarını dikkate aldığımızda asgari ücretin altında ücret alan emekli kesiminin yaşam alanı gittikçe daralıyor.Yıllarca çalışıp vergisini veren devlete karşı hükümlülüklerini yerine getiren yaşlılara bu cefanın çektirilmemesi gerekmez mi?
Yaşamının son devresinde olan bu insanlarımızın ömürlerinin son yıllarında mutlu ve huzurlu yaşaması çok mu görülüyor.?
Yaşlılık günlerinde sağlık sorunları ile cebelleşen, hastane ile evleri arasında gidip gelen bu arada aldığı ilaçlara da yüksek katılım payı ödemek zorunda kalan yaşlılarımızın ciddi hastalıkları için hastane hastane dolaşıp birikimler varsa onu da harcamak zorunda kalıyor.Daha önceki yıllarda asgari ücretin yükseğinde olan emekli maaşları her ne hikmetse aşağı çekildi.
Bu emeklilerimize halksızlık olmuyor mu?
Ülkemizde taban ve tavan arasındaki yaşam koşulları ,makası gittikçe açılıyor.Bu denli ücret dengesizliği hangi demokratik ülkede var.Bu toplum arasında huzursuzluk yaratmaz mı?
Ne diyelim bu zor hayat şartlarında emeklilerimizin yılı olarak kabul edilen 2024 yılı kutlu olsun.
Emeklilerin dul ve yetimlerin,engellilerin yaşam koşulları o ülkedeki çağdaşlık medeniyet düzeyini belirliyor.Emekliler için kendi adını taşıyan yılı yine sıkıntı içinde geçecek.Gelecek yıla ise kim öle kim kala.
