Sosyal ve kültürel aktivitelerin azaldığı bu pandemi döneminde böyle kısıtlı yaşamın bir süre daha devam edeceğini dikkate alarak,ilin ekonomik sorunlarının masaya yatırılıp çözüm yollarının aranması gerekir.
İlin yönetiminde söz sahibi olanlar bir kenara çekilip gelişmeleri izleme yerine özel ve resmi kuruluşlarımız bir araya gelerek bu bunalımın az hasarla nasıl atlatılması yönünde kafa yormalılar. Bu sorunlar öyle hafife atılacak sorunlar değil.
Yönetici konumunda olanlar bu alandan olumsuz etkilenmemiş olabilirler.Özellikle dar gelirliler,iş imkanı bulamayanlar ,çeşitli gerekçelerle işinden çıkarılmış olanların önümüzdeki kış aylarını geçirmeleri çok güç.
Onların yaşamını kolaylaştırabilecek yardımların da yapılmayacağını dikkate alarak mahalli yönetimlerin bu konuda çözüm bulunmasına yardımcı olmaları gerekir.
Milletvekillerimiz parti yönetimleri klasik söylemlerini bir kenara bırakıp bu acil sorunlara çözüm aramaları zorunludur. Bu konuda gündeme gelecek olumsuz gelişmeler,toplumun tepkisinin faturası onlara çıkacaktır.
Vekillerin zaten parlamentoda etkileri yok denecek kadar azaldı.Yakında meclis de kapanacağına göre vekiller meslek kuruluşları,odalarının da katkısıyla halkın ekonomik sorunlarını çözmede yardımcı olmalı.
Başka iller bu dönemde nasıl bir yol izliyorlar onların deneyimlerinde yararlanılmalı.”Ağlamayan çocuğa meme verilmez” denir.
Edirne’de meslek kuruluşları temsilcilerinin yaptıkları bir sonuç alınmayacak tepkilerin ötesinde seslerin kirle örgütleriyle birlikte daha gür çıkması gerekir.
Bu alanda gerektiğinde Ankara’ya kadar tepkilerini duyurmaları gerekir.
Sorunlar ancak yüksek perdeden toplum temsilcileri ile ortaklaşa hareket ederek çözüme kavuştuğunu unutmamalıyız Demokratik haklar çerçevesinde bölgenin ekonomik açmazını dile getirmek bu sıkıntılı zamanda halka da güven verecektir.
Buna karşın bakıyoruz ki meslek kurum yöneticilerimiz yine bilinen yöntemleriyle, yayınladıkları mesajlarla yetiniyor.
O günler artık çok geride kaldı. Sizlerin bu kuru gürültünüze aldıran yok.
Meseleleri halkın sorunlarını toplu olarak sahiplenmek gerekir.
Ancak o durumda üst yönetimlerin dikkati çekilebilir.Şunu da unutmayalım ki, merkezden ırak olan ilimiz bugüne kadar hizmetlerden de ırak kaldı.Bunu örneklerini sıralamaya gerek yok.
Biraz da bölge insanımızın siyasi tercihinden kaynaklanan hizmet mahrumiyeti ile karşı karşıya olduğumuz unutulmamalı.Bu konuda bölgenin sesini duyurma gayreti içinde olan az sayıda esnafımızın dışında olanlar da aklını başına getirmeli .
”Armut piş ağzıma düş” anlayışı yerine bu bunalımlı dönemde kendi sorunlarına sahip olma, çalışmalarına katkı yapılmalı.
Bu bunalımlı dönem sonunda herkesi etkileyecek. Onu az ziyanla atlatılmasında herkese görev düşüyor.
------------------
FATİH SULTAN MEHMET FARKI BU
Osmanlı sultanları arasında Fatih Sultan Mehmet’in ayrı bir yeri ve önemi vardır.
O sadece Orta çağı sonlandırıp yeni çağı başlatmakla kalmadı.
Görevi sırasında yaptığı yeniliklerle örnek bir padişah oldu.
İlk resmini yaptıran padişah Fatih Sultan Mehmet olmuştur.
İstanbul’u aldıktan sonra Bizans halkının zarar görmesini engellemiştir.
Bir padişah olup her şeye hükmetme imkanı olmasına rağmen,topluma verdiği önemi ile bugünkü yöneticilerin dahi örnek alması gereken hizmetleri olmuştur.
Fatih’in örnek oluşturan sözlerinden biri de Selimiye Camisi önünde kendi heykelinin bulunduğu yerdeki kitabesidir.
Oradaki sözleriyle Fatih şöyle diyor:
“İnsanlara dini ile ilgili Allah’ın kula soracağı sorular sormayınız.?
Bir sıkıntın var mı? Aç mısın susuz musun diye sorunuz ”diyor.
O zamanda,bugün medeni geçinen ülkeler olan Avrupa ülkelerindeki yöneticilerden hangisi Fatih’in halka karşı gösterdiği bu saygı ve sevgiyi göstermiştir..
Avrupa’da mezhep savaşlarının olduğu medeniyetin zerresinin bulunmadığı bir zamanda bir Türk Hakanı halkına duyduğu sevgiyi bu sözleriyle göstermiştir.
Fatih’in bu veciz sözleri bugünkü yöneticilere adata ders olacak düzeyde değil midir?
------------------------
ATASÖZÜ
Çocuklar şekerle,oyuncakla aldatılır.Büyükler ise yeminle aldatılır.
