Bakıyoruz bölgemizdeki siyasilerimiz meslek kuruluşlarımız, odalarımız bölgemizde gelişen sorunlar gerekli duyarlılığı göstermeyip gecikerek arkadan takip ediyorlar.
Bölge insanı olarak böyle konularda adeta bir vurdumduymazlık içindeyiz. Bölgemizde işsizlik dayanılmaz boyuta ulaştı.Bölgede iş alanları yok denecek kadar az,Devlet yardımları yeterli değil . Ben bu köşemde sık sık gündeme getiriyorum. Bu knular beni çok huzursuz ediyor.
Selimiye yanındaki rezil görüntü . ne zaman son bulacak ve benzeri sorunlar ne zaman çözülecek
Bu ve buna benzer eksikliklerin çeşitli örneklerini sıralayabiliriz. Bunlardan belki de en önemli olanlardan biri belki de en önemlisi, bölgemizdeki verimli tarlaların satılması. Bu konu yıllardır gündemde, ne yazık ki buna bir çözüm bulunamıyor.
En yetkili ağızlardan açıklandığına göre 200 bin dönüm belki daha üzerinde verimli toprak bölgedeki sahiplerinden, yıllardır o tarladan ekmeğini kazanan çiftçilerimizden alınıp ne olduğu belirsiz kişilere satıldı.
Bölgemiz ekonomisi tarıma dayalı bu konu dikkat alınmalı . Bu bölgemiz açısından hayati bir konu.Tarım giderse bizler burada öksüz gibi kalırız.
Ne yazık ki ne siyasilerin ne de çiftçi kuruluşlarımız bu toprak talanına yeterince eğilmiyor.
Ara bir siyasilerden ve kurum yetkililerinden ses getirmeyen, etkisi olmayan tepkiler alsa da bölgemizdeki toprak satışları devam ediyor.
Özellikle müzayede ile akrabasının tarlasını almak isteyenler meçhul kişilerin yüksek fiyat vermesi sonucu akrabalar mülkünden de mahrum kaldılar.
------------------------
MÜZAYEDE İLE TARLA ALMAK MÜMKÜN DEĞİL
Bir tarlanın müzayedeye çıkması demek, toprağın bu meçhul kişilerin resmi olarak malı olmasına çanak tutmak demekti.
Ne yazık ki, bazı kişiler akrabalar arasında tarla mirası konusunda anlaşamayınca müzayedeye çıkarmak istiyorlar.
Bu durumdan her zaman haberi olan toprak tüccarları onların uzantıları anında devreye girip yüksek fiyatla tarlayı sahipleniyor toprağı resmi tapusuyla almış oluyor.
Bu alengirli oyunlar ne yazık ki, zirai kuruluş temsilcilerimizin parlamenterlerimizin dikkatini çekmiyor.
Bir anlamda bölge arazilerinin meçhul kişilere gitmesine adeta göz yumuyorlar.
Bir süre sonra ayakları suya erecek.
Fakat o zaman iş işten geçmiş olacak.
------------------------------
TARLASI GİDEN ÇİFTÇİ BAŞKA NE İŞ YAPACAK?
Bu tür bölgemiz ekonomisine zarar verecek gelişmeleri olup bittikten sonra sahiplenir gibi görünmek yerine henüz oluşum safhasında el atılmış olsaydı tarlalarımızın el değiştirmesi önlenmiş olurdu.
Bölge halkının en büyük güvencesi olan tarlasının elinden gitmesi çiftçilerin mesleğine en büyük darbedir.
Tarlası olmayan o işten başka iş yapmayan çiftçi nerede iş bulacak. Onlar sadece o işte yoğrulmuşlar en iyi o işi yapmaktadırlar. Sen çiftçileri oradan kopardığında yaşamını zehir etmiş oluyorsun.
Özellikle politikacıların bölgedeki tarla satışlarının altında yatan gerçekleri enine boyuna araştırıp halka bilgi vermeleri gerekir.
ACABA DOĞRU MU?
İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun belediyece daha önce kullanılan ihtiyaç fazlası araçları sergileneceği yönünde vaadini yerine getiriyor.
Bu amaçla kullanılan yüzlerce araç İstanbul Yenikapı meydanında toplanıyor. Bu amaçla kullanılan araçların arasında Edirne’de görev yapan birini aracını da olduğu söyleniyor
Onu da bekleyip göreceğiz.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
YAZIK DEĞİL Mİ?
Karaağaç mahallesinde genellikle dar gelirli ailelerinin çocuklarının eğitim gördüğü “ Karaağaç Yatılı İlköğretim Okulu” bugüne kadar varlığını sürdürüyordu. Fakir ailelerin çocuklarının eğitimine katkı yapıyordu.
Herhalde, okula öğrenci talebi az olduğu için bu yıl okulun yatılı kısmı kaldırılıyormuş.
Burada eğitim gören çocuklar okulun yatılı kısmından bundan böyle yararlanamayacak.
Ben bu köşemde defalarca dile getirdim, uyarıda bulundum.
Bu okulumuza sahip çıkalım dedim.
Eğitim kadrosu da çok değerli eğitimcilerden oluşan bu okul fakir aileler için bulunmaz bir nimetti.
Çocukların aileleri hiç bir masraf yapmadan bu okulun imkanlarından yararlanıyordu.
Fakat bu okula sahip çıkılmadı .
Okulun öğrenci sayısı her geçen yıl azaldı, Bugün yatılı bölümü kapanacak duruma geldi.
Bu okula Edirne merkezden olduğu gibi Yunanistan’dan komşu ilçe ve köylerinden de öğrenciler eğitim görüyordu.
Bu öğrenciler şimdi bu imkanlardan mahrum kaldı.
--------------------------------
OKUL YETERİNCE TANITILMADI
Gerek Milli Eğitim, gerekse biz mahalli basınımız ve diğer yetkililer bölgemizdeki dar gelirlilerin yararlanabileceği bu yatılım okulu yeterince tanıtamadık.
Öğrencilere sağlanan bu imkanların hiçbir okulda olmadığını yeterince duyuramadık.
Şimdi öğrencilerin bu imkanları yok oluyor.
Çok yazık.
Gönül ister ki verilen bu karardan geri dönülsün, burada eğitim görenler yatılı hakkını yeniden kazansın.
--------------------------------------------------------------------------------------------
FIKRA
AZRAİL BELKİ SENİ ALIR
Nasrettin hoca hastalanır ölüm döşeğindedir. Karısı onun kurtulamayacağını anlayınca başlar ağıt yakmaya.
Karısının ağladığını gören Hoca:
-“ hanım ağlamayı kes git elini yüzünü yıka sürmeni çek en güzel elbiselerini giy saçını başını tara. Sonra da yanımda salına salına dolaş” demiş.
Karısı:
-“ Aman hoca sen böyle ölümle boğuşurken ben nasıl sürme çekip güzel elbiseler giyeyip yanında dolaşırım” Deyince:
Hoca:
“ canım ben bunu senin için istemiyorum ki, Azrail gecikmeden gelebilir. Belki seni görüp beğenir de benim yerine seni alır” diye söylüyorum”
ÖZLÜ SÖZLER
Başkalarının emeğiyle kazandıklarını kendine mal etmekle ihanet arasında pek fark yoktur.
İktidarda kalmak değil itibarlı kalmak önemlidir.
İsmet İNÖNÜ