Kırkpınar etkinlikleri sırasında en dikkati çeken eksiklik. Güreş tutan bir pehlivan, hangi kategoride olursa olsun rakibini yenen güreşçinin taraftarlarının anında kuralları ihlal ederek güreş sahasına doluşması oldu. Bu Kırkpınar'a yakışmayan bir görüntü. Dilerim bundan sonra yapılacak 661.Kırkpınar etkinliklerinde bu keşmekeşliğin önüne geçilir.
Saha içi kurallar gereği seyircilerin sahayı doldurması yasak.
Bu kural güreşçi yakınlarına neden uygulanmıyor.?
Böyle, seyircinin saha ihlalini önlemeyen veya önleyemeyenler için çözüm bulunmalı.
Güreşleri izleme imkanı olmayan, başka illerden güreşleri TV kanalından izleyenlerin dahi bu durum dikkatlerini çekmiş. Bana, güreşleri izlerken sordular "Başka illerde de güreşler yapılıyor. Oralarda dahi böyle bir durum, güreşçi yakınlarının sahaya dolması olmuyor. Kırkpınar gibi uluslararası bir güreş organizasyonunda buna nasıl izin veriliyor.?" Dendiğinde onlara bir Edirneli olarak inandırıcı cevap veremedim.
Sanırım yetkililer bu düzensizliği çözüm bulurlar. Sahaya dolan kişiler o anda sahadaki görenleri dahi engelliyor. Kırkpınar gibi, yağlı güreşin merkezi olan bir yerde bu soruna çözüm bulunmalı. Bu tür eksikliklerin faturası her zaman Edirne Belediyesine çıkarılıyor. Buna izin verilmemeli.
-------------
ÜLKENİN HER YERİNDE SORUNLAR BENZER
Bir süredir seyahatte olduğum için Yurdun çeşitli bölgelerinden gelen insanlarla konuşma imkanım oldu.
Özellikle emeklilerin, köylülerin, gençlerin, dar gelirli halkımızın sorunları birbiriyle benzerlik taşıyor. Tarımla geçimini sağlayan vatandaşların en önemli sorunu girdi fiyatlarının çok yüksek olması , üreticilerin ektiği ürünlerden kar edememesi. Bu konuyu çiftçilerimiz kalem kalem girdi fiyat zamlarıyla açıklıyor.
Onun yanına, ektiği üründen elde ettiği parayı da koyduğunda elinde geçinebileceği para kalmıyor. Az topraklı üreticiler girdi fiyatlarının yükselmesinin yaşam koşullarını zora soktuğunu, harç borç içinde bugüne kadar ayakta kalabildiklerini, daha fazla dayanacak güçlerinin olmadığından müzdaripler.
Emekliler ise tüketim ürünlerine gelen aşırı zamlar sonucu aldıkları maaşla geçinmelerinin imkansız duruma geldiğinden yakındılar.
Bir emekli vatandaşın dediği gibi "Bayramda emeklilere bir miktar zam geleceğinin duyulmasından sonra bir gördük ki, bunu fırsat bilen pazarcılar, marketçiler anına ürünlerine zamlı etiketleri koymuşlar.
Bir hafta önce yüz liraya aldığımız pazar ürünleri bir hafta sonra neredeyse %25 farkıyla almak zorunda kaldık. Verilen paralar cebimize girmeden eridi gitti."
Halkımızın bir diğer kangren haline gelmiş sorunu ise özellikle gençler arasında yaygın olan işsizlik. Okullarını bitirmiş, geleceğini güvence altına almak isteyen ve yuva kurmayı amaçlayan pırıl pırıl genç nüfus, iş bulamadığı için ailesinin desteği ile yaşamanın üzüntüsünü yaşıyor. İşsizlik sorunu uyduruk istatistik rakamlarıyla, kağıt üzerindeki verilerle çözülmesi mümkün değil. Gençler, ülkemizde işsizliğin azaldığı yalanına inanmıyor. Bir an önce gençlere istihdam yaratılması beklentisindeler.
Kısacası yurdumuzun her yöresinde, özellikle dar gelirlilerin sorunları benzerlik taşıyor. Onların içinde ise en önemli olan genç nüfusun işsizlik sorunu.
Bunun acil olarak çözümlenmesi gerekiyor.
