Son günlerde bir biri ardına yapılan kamuoyu yoklamalarından ilginç sonuçlar çıkıyor.Bu sonuçlar tüm anketörler için de geçerli, hepsinin ortak sonucu bu. İktidar partilerinin oy kaybetmesi yanında başta CHP olmak üzere muhalefet partileri de oy kaybediyor.
Aslında iktidar partisi oy kaybederken onun alternatifi olacak partinin oyunun artması gerekliği halde işin doğasına aykırı bir sonuç ortaya çıkıyor. Bizim ülkemizde her ikisi de iktidarı da muhalefeti de oy kaybına uğruyor.
Siyasi partilerin, özellikle muhalefetin bunu iyi tahlil etmesi gerekir.
Bu sonuçlar halkın iktidar partisine güveninin azalmasına karşın muhalefet partilerine de halkın güven duymadığını gösteriyor.
Anketlerde en çok oyu bugün hiçbir partiye oy vermeyecek partilere güvenmeyen vatandaşlar oluşturuyor.
Bu alanda tarafsız oylar üzerine başarılı politika yapan parti iktidar adayı parti olabilecek.
İşin özüne bakıldığında mevcut partilerin özellikle şu anda parlamentoda bulunan iktidar yönünde iki ve ana muhalefet partisine halk güven duymuyor.
Anket sonuçları da bunun göstergesi.
Bugünkü koşullarda bu sonuç o partiler açısından değiştirmek çok güç.Bu partilerin bugünkü siyasi yöntemlerini değiştirip halka güven verecek konuma getirmeleri gerekir.Bu da imkansız gibi görünüyor.
Bu arada yeni kurulan partilerin kurucuları iktidar partisi üst yönetimlerinde görev aldı partinin yapısını iyi biliyor.
Onların başarıları iktidarı şekillendirme açısından yeni yöntem arayışlarına yol açabilir.
Onların performansı ile tarafsız oyları kendilerine yönlendirebilirler.Bunu da önümüzdeki yıl yapacakları çalışmalarında göreceğiz.
----------------------
HALKA GİDEREK POLİTİKA YAPILMIYOR
Halk, medyanın taraflı yayınları sonucu bundan faydalanan siyasi partilere güveni gün geçtikçe azalıyor.
Toplum için önemli olan bazı haberlerin medyada yer almaması, kutuplaşan, taraf haline dönüşen yayınlar nedeniyle halk nezdinde medyanın halk nezdinde güveni azaldı.
Toplum haberleri sosyal medya kanalı ile izlemek zorunda kalıyor.Bu medyamız açısından üzüntü verici bir gelişme.
Ülkemizde tarafsız yayın yapan medya kuruluşu diğerleri yanında yok denecek az .
Onların da yayın alanları sınırlı, tüm halka yeterince ulaşamıyor.Bunu sununda halkın kendi sesi olacak sorunları tarafsız yansıtacak haberleri izleme imkanı bulamıyor.
Son bakan olayının gizlenmesi de bunun en net göstergesi oldu .
Halka iletilmesi gereken bir bakan istifası bir gün sonra %90’a ulaşan medyamız tarafından ancak halka açıklandı.
Bu halkın medyaya karşı güveninin daha da azalmasına neden oldu.
---------------------
HALKLA İÇ İÇE OLMAK GEREK
Bu koşullarda özellikle muhalefet partilerinin sesini duyurabileceği kanal çok az.Onlar seslerini ancak halkın atağına giderek,yüz yüze yapacakları siyasi çalışmalarla seslerini duyurabilirler ,halkın beklentisi de bu. Halk siyasileri yakınında görüp sorunlarını bire bir iletmek istiyorlar,
Onu yaptıkları zaman ancak başarılı olabilirler .Aksi halde beklentileri hayalden öteye gitmez.
----------------------
DAHA SIKI DENETİM GEREKİYOR
Her türlü uyarılara, tehlikenin gün geçtikçe artmasına rağmen halkımızın özelikle genç kesimin bu Colid -19 tehlikesinden haberdar olmadıkları, kendilerini düşünmeseler dahi başkalarını hayatını tehlikeye attıklarından habersiz.
Sosyal mesafeyi, maske takmayı dikkate almayanlar daha sık denetlenmeli.
Bu denetimler yaşamın her alanında yapılmalı.
Bir kişinin sorumsuzluğu onlarca kişiye mikrobun bulaşmasına neden olduğunu dikkate almayanlara yaptırım uygulanmalı.
Bu hafife alınacak bir tehlike olmaktan çıktı .Etkisinin daha da yaygınlaştığını, çevremizden ve her gün artan ölüm olaylarından anlıyoruz.
Hiç kimsenin başkalarını hayatını tehlikeye atmaya hakkı olamaz, bunun olmadığını bu sorumsuz kişilere anlayacakları şekilde duyurulmalı:
Onlar işin her gün yapılan anonslar yeterli olmadığına göre daha caydırıcı önlemler gerekiyor.
Yetkililer de bunu yapmaktan çekinmemeli.
---------------------
FIKRA
UFAK BİR FARKLA EVET
Londra’yı ziyaret eden bir Amerikalı, bir İngiliz işçisine sordu:
“Patronunuz size karşı nasıl davranıyor”
;İngiliz işçisi:
“Mükemmel mesela farz edin ki bir yağmurlu havada beni otobüs beklerken gördü.
Hemen beni otomobiline davet eder. Villasına götürür. Önce çay daha sonra da viski ikram eder.
Birlikte yemek yeriz.Öğleden sora havuzunda yüzer,viski içeriz.Akşam yemek yine viski ve beni geceleri evime kadar getirir bırakır”
Amerikalı:
“Yok canım bu sizin başınıza geldi mi hiç.?”
-“Hayır benim gelmedi ama karımın geldi”
----------------------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ.?
İSTANBUL’DA YAPILAN İLK NAMAZGÂH
29 Mayıs 1453 Salı günü İstanbul’un düşmesi üzerine Fatih Sultan Mehmet Topkapı semtinden mahiyeti ile İstanbul’a girmiş ve Secde-i Şükür’e kapanmıştı.
Fatih’in her zaman yanında yer alan satırı (koruması) olan kanlı (kıllı) Yusuf’un sultanın secde ettiği yerde namazgah inşa etmek istemesi üzerine, Fatih’in izniyle Suriçi’nde il fetih namazgahı inşa edilmişti.Bu namazgah günümüzde Topkapı Semti Beyazıt Ağa Mahallesi’nde,Kalaycı Ali Sokağı ile Aydın Sokağı’nın kesiştiği köşede şimdi de mescit olarak bulunmaktadır.