Edirne bugünlerde önemli bir sınav veriyor. Kentimizin çevresini saran mülteciler sorunu ve onlarla ilgili yalan yanlış haberlerin faturası Edirne esnafına çıkıyor.
Bu durumdan sanki bizler suçluyuz gibi göstermek isteyenler var. Bu durumdan en çok olumsuz etkilenen esnaflarımız oluyor.
Daha önceleri Edirne sokaklarını dolduran komşu ülkelerden gelen günübirlik turistlerden şimdi eser yok.
En çok gelir kaynağını oluşturanın Edirne’ye gelmemesi esnaflarımız zora soktu.
Tarihi çarşılarımız, daha önceleri dolup taşan saraçlar caddesi ve marketler bom boş.
Bakıyorum bazı kişiler bu durumun faturasını mahalli yönetimlere havale etme peşinde,u konuda senaryolar yazıyor.
Bu konuda belediyelerin de önlem alması gerektiği söyleniyor.
Bu kadarına pes doğrusu.
Bu sorunla belediyenin ne ilgisi olabilir.Her mültecinin başına tarlalara ve çevreye zarar yapılmaması için bir zabıta dikme imkanı yok.
Üstelik bu olanlarla belediyelerin ilgisi yok.
Tarlalarda ürünler yağma edilmiş onun sorumlusu neden belediye olsun. Böyle ön yargıları bir yana bırakıp bir an önce ilimizin bu açmazdan az hasarla kurtulması için yöneticilere yardımcı olalım.
Dışarıda atıp tutmakla bu sorun çözüme kavuşmuyor. Sorunun kaynağına inildiğinde ne boyutta olduğunu görüyoruz.
İki ülkenin restleşmesi ile sorunun daha da büyüyeceği konusunda endişeler var. böyle zamanda Edirneliler olarak kenetlenmeliyiz.Gereksiz yere onu bunu suçlamayı son vermeliyiz. Bazıları için eleştiri merkezi Edirne belediyesi. Kuşkusuz belediyenin yaptığı hizmetlerde eksikliği olabilir.
---------------------
EDİRNE BELEDİYESİNİN NE ZORLAKLARLA KARŞILAŞTIĞINI UNUTMAMALIYIZ
Ülkemizde muhalif belediyelerin ne güçlüklerle iş yapma gayreti için de olduğunu dikkate aldığımızda bunu normal karşılamak gerekir.
Hal böyle olunca belediye ile ilgisi bulunmayan hizmetleri de beledinin suçu gibi göstermek insaf sınırlarını aşmak demektir.
Bakıyoruz, Edirne belediyesi toplumu fazla rahatsız etmeden alt yapı çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.Bu arada sosyal ve kültürel hizmetlerine de devam ediyor.
Gerektiğinde esnaflara eğitim veriliyor.Trafikte uygulamalar büyük oranda gerçekleşti halk kurallara uymaya başlandı. Bunlar olumlu gelişmeler.Belediyeye yöneltilen eleştirilerin yanında diğer kurumların eksikliklerini de gündeme taşımak gerekir.
Bunların başında TREDAŞ geliyor. Edirne gibi turizm kentinin sokaklarında hala çirkin insanın içini karartan siyah demir direkler ve etrafında salkım saçak olan elektrik telleri ile kaplı olması kimseyi rahatsız etmiyor mu?
-----------------
BELEDİYENİN OLMAYAN HİZMETLERİ BELEDİYEYE HAVALE EDİLİYOR
Yine, Selimiye yanındaki kazı alanının Edirne belediyesiyle bir ilgisi yok Bazı aklı evveller bunun suçunu da belediyeye havale ediyorlar. Bu ilin insanı olarak yeri geldiğinde mahalli yönetimleri eleştirmenin yanında yapılan hizmetleri de takdir etmeli. Bu arada diğer kuruluşların eksikliğini de gündeme getirmeli.
Bakınız, sınırlarımızda mülteci sorunu nedeniyle Edirne ekonomisi büyük zarar görüyor.Bu durumda Edirne sivil toplum kuruluşları , esnaf dernekleri , oda ve borsa bir araya gelip çözüm önerileri bulmaları ve bu durumdan en çok Edirne’nin zarar gördüğünü kamuoyunu duyurmaları gerekmez mi?
Ne yazık ki bu muhteremler işi sadece dedikodu ile geçiştiriyorlar. Bir araya gelip seslerini yükseltmeleri, medyada yer aldığı gibi Edirne merkezde mültecilerin bulunmadığını görüntülerle tüm ülkeye ve dünyaya duyurmaları gerekmez mi?
Bu iş bir iki esnafın çabası ile çözümlenmez topyekun tavır alınması gerekir.
Eğer böyle giderse Edirne’de kapanan işyeri sayısı çığ gibi büyür.
Bunun sonunda kentimizden göç hızlanır. Kurum temsilcilerimiz böyle günlerde varlıklarını hissettirecek seslerini duyuracaklar.
Şu ana kadar böyle bir girişim yak. Sadece işin dedikodusuyla meşguller. Edirne’ye yazık ediyorlar
----------------------------------------------------------------------------------------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ,?
İLK ÖZEL GAZETE CERİDE-İ HAVADİS
Türkiye’de ilk özel gazete 1840 yılında William Churchill adında bir İngiliz çıkardığı Ceride-i Havadis’ti Bu gazete 1864 yılında kapandı. Yayınladığı sürede 1212 sayı çıkardı.
Başlangıçta 10 günde bir yayınlanan gazete , daha sonra haftalık oldu.
Devletten yardım gördüğünden yarı resmi bir nebiliği vardı.
25 Eylül 1864’te Ruzname-i Ceride-i Havadis olarak adı değiştirildi.
Ceride-i Havadis’le ilk Türk özel gazetesi olan , Agah Efendinin Tercüman-ı Ahval arasında 1860 yılında başlayan çelişkiler, Türk basınında ilk tartışma örnekleridir.
*****************************************************************************
ÖZLÜ SÖZLER
Önce doğruyu bilmek gerekir, doğru bilinirse yanlış da bilinir. Önce yanlış bilinirse doğruya ulaşılmaz
FARABİ
Paylaşılan bir sevinç iki kat olur. Paylaşılan bir acı yarıya iner.
ÇİÇERO
FIKRA
Bir genç aşık sevgilisine sordu:
“Leylacığım neden bana hep canım diye hitap ediyorsun da adımı söylemiyorsun,”
-“ şaşırırım da belki yanlış bir isim söylerim diye canım”