Ülkemizde döviz dalgalanmasını fırsat bilen bazı  açıkgöz satıcılar, fırsat bu fırsat diyerek  sattıkları  ürünlerine  zam üstüne zam yapıyorlar. Dövizle ilgisi olmaya yurtiçi üretilen   de bu zamlardan nasibini alıyor.

Zam farkını, piyasadaki pahalılığı  en iyi çarşı pazarda alışveriş yapan ev hanımları  oluyor.

 Marketten gelen bir bayan vatandaş elindeki  poşeti gösterip,  satın aldığı temizlik malzemelerine   bir iki  ay gibi kısa sürede  yarı yarıya zam yapıldığından yakınarak “ Zamlar böyle devam ederse  bizler gibi dar gelirlilere  yaşam hakkı  tanınmayacak,  aldığımız para ile zorunlu ihtiyaçlarımızı dahi karşılamayacak duruma geleceğiz.

Emeklilere  yıl sonunda üç kuruş zam yapacaklar, bazı yayın organları şimdiden onun müjdesini veriyor. yapacakları zam daha verilmeden eridi gitti. Emeklilere  verilecek zam ise %3 dolayında, bunun farkı ne olacak ortada .

Devletin resmi kurumları  halkın geçim standartlarını açıklıyor. Bugün emeklilerin aldığı para ile  en tasarruflu  davransanız dahi geçiminiz mümkün değil. Özellikle bir arabanız da olursa alacağınız para yakıt parası ve vergisine dayanmaz.

Ülkenin suni gündemleriyle  halkımız   avutulurken, toplumun belini büken hayat pahalılığı, yapılan aşırı  zamlar göz ardı ediliyor. Halkımızın asıl derdi bu. Yakıt pahalı  kışı nasıl geçineceğini düşünüyor. Kış ayları  zor aylar . elektrik telefon  faturaları neye göre hesaplanıyor bilen yok.

Aslında siyasilerimiz  bu konulara  yoğunlaşmalı oraya kafa yormalı. Emekçilerin dar gelirlilerin hakkını savunmakla yükümlü olanlar bu konuda seslerini yükseltmeli.

Bütçesi yeterli olmayan dar gelirli insanlarımız , marketlerin sattığı ürünlerde indirim yapacağı günleri dört gözle bekliyor. Kullanma süreleri bitme noktasına gelen bu ürünler de ne kadar sağlığa uygun  bilinmiyor.

Onun için ülke yönetiminden sorumlu olan yöneticiler suni gündemle uğraşacaklarına  halkın gündemi ile ilgilensinler” diye  tepkini açıkladı.

BİR OKURUM  SORUYOR

                Bana  telefon eden bir okurum, merak ederek soruyor ve şöyle diyor: “Yasa ile müftülere nikah kıyma hakkı tanınıyor. Müftülerimiz  aynı zamanda dini kuralları uygulamakla yükümlüler.  Diyelim ki bir Müslüman’ la Hıristiyan evlenecek Hıristiyan olan , dinini  değiştirmiyor. İslami yasalara göre bir Müslüman’la başka dinden olan birinin evlenmesi uygun olmadığına göre müftülerimiz bu çiftlerin nikahlarını kıyacak mı? Eğer nikahlarını kıyacak olurlarsa  Kuran’ın  hükümlerine karşı  hareket etmiş olmayacaklar mı?”

LÜTFEN YAŞLILARA VE ÇOCUKLU KADINLARA SAYGI

Toplu taşıma araçlarında seyahat eden  yaşlılar ve çocuklu bayanların   minibüslerde ayakta kaldıklarına  şahit oluyorum. Toplumumuz her zaman  yaşlı ve çocuğu olan kadınlara  saygılıdır.

Yolculuk anında gençlerimiz   bu durumda olanlara  yerlerini   vermeleri gerekir .  Toplumunun büyüklere saygısında  ve geleneğinde  bu vardır.

Sağ olsun  bazı gençlerimiz bu konuda duyarlı bazıları ise  bu saygıdan bihaber kendisinden kat kat yaşlı kimseler ayakta olduğunu gördüğü halde   kalkıp yaşlılara yerini vermeye gerek duymuyor. Halkımız bu tür gençleri ayıplıyor, ülkemiz gençliliğinin böyle olmaması gerektiğine inanıyor. Aslında minibüslerin bir kenarına bu yönde uyarı yazısı yazılsa olmaz mı?

Bir  de  Minibüsler şehir içi turlarında  bazı yolcular sürücü ile  konuşmayı onu lafa tutmayı adet edinmiş Yolculuk süresince sürekli şoförü lafa tutuyor onlar da zorunlu olarak cevap veriyor. Bunun da yolcuların can güvenliği açısından tehlikeli olduğu  uyarısı yapılmalı. Toplum kurallarla yaşamaya alışmalı.

                BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ ?

                İLK KANUNNAME  FATİH SULTAN MEHMET’İN ESERİ.

İlk kanunname  Fatih Sultan Mehmet tarafından çıkarıldı. Kanunnameler genellikle padişah fermanlarına dayanırdı. Bu  ilk kanunnamede Osmanlı Devleti sınırları  içindeki azınlıkların ve Müslüman halkın , devlet düzenindeki davranışları belirlenmişti.

Fatih kanunnamesi gelenek ve göreneklere  dayanırdı. Zamanla “ Kanunu Kadim”, “ Usulü Kadim” gibi değişik adlarla da anılan bu kanunname, Fatihten sonra gelen padişahların çıkardıkları  kanunnamelere kaynak  olmuştu.

İkinci kanunname kanuni Sultan Süleyman, üçüncüsü ise 2. Selim, dördüncüsü 1. Ahmet, beşincisi  4. Murat tarafından çıkarıldı.

                LAYIK DEĞİL

                 Büyük İskender’e bir gün fakirin biri gelerek:

                -“ Az bir şey ihsan etmez misin?  diyerek para talebinde bulunur. İskender ona der ki:

                -“ Az bir şey vermek bana  layık değildir.”

                 O halde çok ihsan et.!

                -“ O da sana layık değildir “ der

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.