“Ankara’dan abim geldi…”Böyle söylüyor bir şarkı. Güzel ve etkileyici bir pop türü. Bana da yine Ankara’dan abim değil ama bir güzel kitap geldi, bayram öncesi.
Resimli bir “gezi yazıları” kitabı.
Gönderen ve yazan: İslam Beytullah Erdi Kitabın adı:
“Evliya Çelebi’nin izinde
ROMANYA VE BULGARİSTAN
YOLLARINDA
YİRBİ BEŞ GÜN”
Bengü yayınlarınca kotarılmış yüz sayfalık bir yapıt. Kısa sürede okudum bu kez. Çünkü yazdığım şiirlerin bazılarında Rumeli kokusu var.
Ayrıca, büyüklerimiz oralardan göç etmiş. Yanlış anımsamıyorsam., 1932 göçmenlerinden.
Böylece hiç gidemediğim o yerlere yazarın yazdıkları sayesinde gitmiş; gezip görmüş oldum. Duygulandım da. O kuşaktan kimse kalmadı ama, neler çektikleri anılarda yaşıyor.
Bir de mektup:
Araştırdığım ve edindiğim intibalara göre Edirne gayet şirin ve yaşanası bir kent. Sizin oralarda Avrupa kültürünün yansımalarını görebiliyor,hissedebiliyor insan.
Herkesin gönlünde yatan güzellikleri, hayal ve özlemleri nakşettiğiniz şiirlerinizden “Balkan Özlemi”, “Vizeli Kuş Rüzgarları”, “İç Denizlerde”, “Meriç Konuşsun”u defalarca okudum. Onlar beni alıp doğup büyüdüğüm yerlere götürdü.
… eserimin size benzer duygular yaşatacağını ümit ettiği için…” (İslam Beytullah Erdi).
Yazarımızın sözünü ettiği duyguları gerçekten yaşadım.
Diyor ki; “Karagöz, Evliya Çelebi’nin anlattığına göre İstanbul Tekfuru Kostantin’in ulağı imiş. Kırkkıliseli olup, zeki bir zat olup adına Sofyozlu Bali Çelebi derlermiş.”
Burada bir ekleme yapmak uygun olur diye düşündüm.
Benim bildiğim Sofyoz Vize ilçesinin köyüdür. Sofyoz Vize ilçesinin eski adı. Karagöz yine Evliya Çelebi’nin notlarında , şimdiki adı Kızılağaç olan o orman köyünde doğmuş.
Bir yabancı araştırmacıdan aktardıklarını da a lmak istiyorum yazıma:
“… Deliorman sakinleri menşe olarak Türktür ve buraya Asya’dan gelmişlerdir. Fakat takdire şayan misafirperverlikleriyle dikkati çeken bu insanlara …”
Karagöz’den söz ederken şunları da yazmam gerekirdi.Yukarıda ki açıklamalarımın ışığında. Karagöz heykeli Vize’ye ya da o köye dikilmeliydi.
” Demek ki bu özelliğimiz yabancıların bile ilgisini çekmiş.
BÖLÜM : 2
“Boş yere ağlama, kalbini bağlama Ankara rüzgarına…” diyen bu şarkı bu yapıt için geçerli değil. Üstelik tam tersi.
Çünkü bu gezi yazılarının atalarımızın yurdu olan bitki örtüsünün, vatan özleminin, Balkan rüzgarının kokusu ve özlemi var.
İ. Beytullah Erdi’nin ince anlatımı ve emeği de satır aralarından gülümsüyor gibi. “Yazar ve çevirmen”(Türkiye edebiyatçılar ve kültür DERNEĞİ) diye anılan yazarımız, 25 Nisan 1940 Buertsi- Razgrat- Bulgaristan doğumlu.
1999 yılında sınır dışı edilince ülkemize sığınır.
Pr. Dr. Umay Türkeş diyor ki.
Yazarımızın eserlerinin hepsi bir arada değerlendirilecek olursa Osmanlı’nın Balkanlar’dan çekilmesinden sonra oralarda bozulan ahenk ve dengenin yalnız Türk’leri değil Balkanları yurt edinen bütün milletlere getirdiği acı ve kederin destanı olarak değerlendirebiliriz.
M.Mahzun Doğan bir yapıtımda benim için: “Uçurtması Balkan özlemine takılı kalmış bir çocuk o.”
Ben de Erdi için diyorum ki: “Özlemini balkan rüzgarına bırakmış, bir yürek o.”
Benim şiirlerimden çok etkilendiğini belirten yazarımız için o şiirlerden birini yazıma almayı uygun buluyorum.
BALKAN ÖZLEMİ
Ne zaman
O Rumeli rüzgarı esse
Kocaman bir Selanik
Atar yüreğim
Kızanlıkta gül toplar
Annemin
O zaman ki parmakları
Tuna gözlü acılar
Şaşar yüreğim
Ne gözleri ne bakışları
Hepsi yoksa şimdi
Bir Balkan özlemine
Takılır uçurtmam
Bir yerleşik göçü
Yaşar yüreğim
Bir yaz günü umarım
Sorunlarını aşacak (mı)
Dağ ova…
Kendi iç dertlerine
Dertlerimden esinli yeni dertlere
Koşar yüreğim
N.T
