Ülkemizin en küçük köylerine ve mezralarına kadar dağılan yerleşim alanlarımızda devletimizi temsilen muhtarlarımız görev yapar. Onlar halkla devlet arasında köprü görevi yaparlar.
Bir sıkıntısı olan, ilkin muhtara koşar, derdini ona anlatır ve çözüm yolu arar.
Aile kavgalarında, düğünlerde, derneklerde köyün sorunlarında devamlı muhtarlar ön plandadır.
Muhtarların en saygın olanı siyasete bulaşıp herhangi bir partinin militanı gibi çalışmayanıdır.
Onlar tüm halk tarafından sevilir, sayılır, işini doğru, tarafsız yapacağına güvenilir.
Onun için muhtarlarımız mümkün olduğu kadar siyasi kadrolara bağımlı hale gelmeden uzak durmalıdır.
Bu ülkede demokrasimiz daha köklü ve kalıcı hale gelip,daha çağdaş bir ülke olacaksak , bu muhtarlarımız büyük katkısıyla olacaktır.
Görevde olan, özveri ile görevini sürdüren, mahalle ve köy muhtarlarımızın bu çağdaş anlayış içinde olduğuna eminim.
Bu duygularla tüm muhtarlarımızın 19 Ekim Muhtarlar Gününü kutlar, başarılar dilerim.
YOLCU BEKLEME KABİNİ İSTENİYOR
Edirne’de 1 nolu minibüslerin yolcu taşıdığı Edirne merkez ile Trakya Üniversitesi hattında, Özel İdare karşısı Fakülte istikametindeki yolcu durağında yolcuların bekleme kabini yok.
Burası en çok yolcunun biriktiği bir durak.
Burada, insanlarımız, yağışlı havalarda soğukta, sıcakta açık mekanda minibüs bekliyorlar.
Yakınlarında sığınacak bir yer yok.
Bu durakta bekleyen vatandaşlarımız şehre giriş istikametinde olduğu gibi, çıkış yönünde de yolcular için sığınacakları bir kabin yapılması talebinde bulundular.
Vatandaşlar “ Önümüz kış yağışlı ve soğuk havalar geliyor.
Bu açık mekanda çoluk çocuk, hastaneye gidecek insanlarımız açık havada minibüs beklemek zorunda kalıyorlar.
Buraya da geliş yolunda olduğu gibi bir yolcu kabini yapılmasını istiyoruz” uyarısında bulundular.
Halkın talebi bu: Haksız değiller. Gereği için yetkililere iletiriz.
MEHMET ÖZCAN, YARIŞTA BEN DE VARIM DİYOR
Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan, daha önceleri yaptığı açıklamasında, bu kez aday olamayacağını duyurmuştu.
Başkan’ın bu açıklaması üzerine birbiri ardına başkanlık talebi geldi. Talebin yoğun olması üzerine ilçedeki siyasi havayı iyi bilen Özcan,” Madem ki bu kadar talep var, bu yarışta ben de varım” dedi .
Anlaşılan Keşan ilçemizde de Uzunköprü’de olduğu gibi başkanlık yarışı çetin geçeceğe benziyor
Adayların iddialı olduğu yerde basın mensuplarına da çok malzeme çıkar.
Edirne bu yarışın neresinde olacak henüz belli değil.
Hele bir kararın ne yönde kimin adına açıklanacağı ortaya çıksın, esas siyasetin nabzı o zaman yükselecek.
Şimdi iki parti arasındaki küçük çaplı salvolar bunun işaretini veriyor
Ne diyelim Edirne için hayırlı olacak sonuç çıksın.
ÖLÜMÜ BEKLEMEK KADAR ACI BİR ŞEY OLAMAZ
Edirne’deki hastanelerde tedavi için gidip, tedavisi mümkün olmayan daha ziyade kanserli ağır hastaların bir kısmı eski devlet hastanesinin “ ölüm aşamasında hastalar için ayrılan” bölüme yatırılıyor.
Burada hastalara sadece acılarını dindirici ilaçlar ve serum veriliyor.
Hastanenin bu bölümünde yatanların bir bölümünün oradan naşı çıkıyor.
Burası adeta ölüm merkezi gibi. Eceli yaklaşan insanların yakınları, canlarını kaybetmenin acısını üzüntüsünü yaşıyor.
Tedavinin ulaşamadığı insanların kaderine terk edildiği bir yer burası. İsmi bile ürkütücü ismi “ Ölüme terk edilen hastaların yeri” olarak tanımlanıyor. Burası sözün bittiği yer.
Burada genç bir yakınımın yaşamındaki son anları ve acılarını paylaşmak için oradayım. Burada yakınlarının ölümünü bekleyen şifa umudu tükenmiş gözleri yaşlı insanların ağzını bıçak açmıyor Hepsi yakınlarını kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor.Şairin dediği gibi” neylersin ölüm herkesin başında
Uyudun uyanmadır olacak.
Nerede, nasıl ve kaç yaşında.
Bir namazlık saltanatın olacak.
Taht misali o musalla taşında.
Edirne’de böyle bir yerin olduğundan haberim yoktu. Halkımızın birçoğu da böyle bir yer olduğundan habersizdir.
Ancak başına gelenler bu ölüm yataklarından haberdar oluyor.Sözün bittiği insan ömrünün sonlandığı yer orası.
********************************************
DİŞÇİ KOLTUĞUNDA
Diş hekimi, dişçi koltuğunda elindeki pamuğu ağzına bastırarak, koltukta yatan genç kadına,
“ Hanımefendi” dedi, “ Bu diş çekimi için sizden maalesef iki misli ücret almak zorundayım”
Kadın şaşırarak sordu:
“ Neden doktor bey?”
Diş hekimi kadına canı sıkılmış bir halde cevap verdi:
“ Dişinizi çıkarırken o kadar yaygara yaptınız ki, bekleme salonunda bulunan müşterilerimden ikisi çığlıklarınızı duyunca salonu terk ettiler!”
BİZ GÜNEŞE GİDECEĞİZ
Bir toplantıda konuşurken Amerikalı:
Biz Marsa gideceğiz, demiş
Alman:
Biz de yakıtsız giden otomobil üreteceğiz demiş.
Fransız:
Atom bombasını etkisiz hale getirecek projelerimiz var diye cevap vermiş.
Bizim Karadenizli de onlardan geri kalmamak için :
Biz de güneşe gideceğiz demiş.
Yanındakiler “ Güneşe gitmeniz mümkün değil güneş yakar” demişler
Karadenizli: “ Biz o kadar aptal değiliz tabi, biz güneşe akşam serinliğinde gideceğiz” cevabını vermiş.
********************************************************
ÖZLÜ SÖZ
Doğduğumuz zaman dünyaya hiçbir şey getiremediğimiz gibi, ölürken de hiçbir şey götüremeyiz.
Victor Hugo
