AK Parti Edirne İl Başkanlığına atamayla da olsa bir kadını atadı. Ne kadar güzel. İktidar partisinde Edirne’yi bir kadınımız temsil edecek. Kim ne derse desin AK Parti Edirne’ye bir kadın atamakla bu alanda örnek olmuştur. Bu arada sormak gerekir diğer partilerimizin İl ve ilçe başkanlıklarında neden bir kadın yok.Kadın hakları savunuculuğunu kimseye bırakmayan CHP’de neden bir kadınımız il başkanı ve ilçe başkanı olmasın. Ülke nüfusunun yarısını oluşturan kadınlarımız temsilde de aynı haklara sahip olmalı.Siyasi partilerde meclislerde demokratik kuruluşlarımızda büroklarda kadınlarımız hak ettiği yere gelmeli. Onun için diyorum ki madem ki AK Parti bu işi başardı bir kadını il başkanı yaptı. CHP ve diğer partiler neden bunu başarmasın.
---------------------
EDİRNELİLİK HİZMETLE ÖLÇÜLÜR
Bugüne kadar, imkanı olmasına karşın Edirne için hiçbir yararlı hizmet yapmamış, sadece laf üreterek Edirneli geçinen sermaye sahibi kişilerden bu kente hayır gelmeyeceğini gün geçtikçe daha iyi anlamalıyız .
Şöyle bir arşivleri karıştırıp araştıralım, kentimizde Edirneli olmakla övünüp kente iş imkanı sağlayan, şehre istihdam yaratan, sermayesini bankalarda değil bu yönde kullananların sayısı bir elin parmakları kadar olmaz.
Edirneli olmak için “Sadece ben bu kentliyim burada doğdum bu bana yeter “demekle Edirneli olunmuyor.Bu kentin gelişmesi konusunda herkes gücü oranında bu tarihi kente hizmet vermeli.
Kendimiz bugüne kadar ihmaller sonucu, ve gerekli desteği alamaması sonucu layık olduğu yerde değil.
Anadolu’nun daha önceki yıllarda Edirne’nin çok gerisinde olan kentlerimiz gelişmişlikte bizi bugün kat kat geçmektedir..
Bunu nedenlerini araştırmalıyız. Keşan ilçemizde dahi aile şirketleri ile sağlanan iş imkanları Edirne’den fazla. Öyle sanıyorum bir süre sonra Edirne’yi de geride bırakacak.
Vilayet merkezi ve sayısız imkanlar olmasına karşın Edirne ekonomisinin istikrarlı olduğunu söyleyemeyiz. Eğer Trakya Üniversitesi olmasın Edirne sıradan bir kasabaya dönecek.
Bunu ifade etmekle kara mizah yapmak amacında değilim .Anadolu’nun kasaba seviyesindeki illerinin bizi geride bıraktığını gördükçe üzülmemek elde değil. Hamasi nutuklarla tarihin güzelliklerine sığınarak Edirne’nin bu konudaki avantajlarına sığınarak kalkınma sağlanamıyor.
Gazete arşivlerini karıştırıyorum siyasilerimizin ve meslek kuruluşlarımız temsilcilerinin yıllardır, Edirne’nin kalkınması için sunduklar reçete birbirinin benzer nitelikte. Kentin güzelliklerine sığınarak kalkınacağımızı sanıyoruz “Bu güzelliklere bir katkı da sen yap ortak çaba gösterelim” dendiğinde ortada kimseyi bulamazsınız.
Rahmetli hemşerimiz Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ı makamında ziyaret ettiğimde Edirnelilerin kendisine sahip çıkmamasından yakınmış ve ziyaret için gelen hemşerilerinin ya bir tayin veya birbirini şikayet amacıyla geldiklerini, Anadolu insanları gibi bir proje hazırlayıp gelme alışkanlığı kazanmadığından yakınmıştı.
Gerçekten haklıymış. Bakanlığı döneminde Edirnelilerin birlik beraberlik içinde olup bakanlık imkânlarından yararlanma fırsatı olmasına karşın bunu gerçekleştiremedik.
Rahmetli Unakıtan her konuşmasında Edirnelilerin kendi bakanlığı dönemini değerlendirmeleri konusunda uyarılarda bulunmuştu.
Aynı şekilde Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun da değerini bilmedik.
Her ne hikmetse ilimizin menfaati konusunda hangi siyasi görüşte olursa olsun bir araya gelip sorunu çözmeyi beceremiyoruz.
Bir de bu kente başka illerden gelip yatırım yapanları yaftalamak isteyenler onlara çamur atanlar var. Bu Edirne’ye yapılacak en büyük kötülüktür.
Bu görüşte olup, sadece laf üreterek Edirneli geçinenlerin yanında bu kente yurdun herhangi bir ilinden gelip iş imkanı sağlayanlar aslında bin kat daha Edirnelidir.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------TÜRK ORDUSU 1938 YILINDA TRAKYA’YA GELDİ
Türk Ordusu Trakya’ya 24 ağustos 1938 yılında yapılan büyük manevralar sonrası girdi.
Ondan önce Lozan Antlaşması gereği, Trakya’da ordu birlikleri bulunmuyordu.
Bölgede güvenliği jandarma birlikleri sağlıyordu.
51 BİN KİLO KOZA ÜRETİLİYORMUŞ
30-7-1938 tarihli Edirne Postası gazetesinin haberine göre Edirne ili sınırları içinde51 bin kilo koza üretilmiş.
Daha sonraları koza üretimine son verildi Koza mektebi ve depoları kapatıldı.
Bahar aylarında paraya ihtiyaç duyulduğu bir zamanda yetiştirdikleri koza ile üreticilere gelir sağlayan kozadan üreticileri de bu gelirden mahrum kaldı . Koza üretimi için kullanılan dut ağaçları da tarlaya dönüştü. Bölgemizde ipekböcekçiliği böylece son buldu.
RAKIMI 1500 METREYİ AŞAN YERDE ÜZÜM OLMAZ
Rakımı 1500metreti asan topraklara ve yağışı bol olan yerlerde bağcılık olmaz.
BATI TRAKYA MUHTAR CUMHURİYETİ
1 Eylül 1913 günü erkanı harbiye umumiye reisi Süleyman Askeri bey” Batı Trakya Muhtar Cumhuriyetini” kurdu. Bu hükümet 29 Eylül 1913 yılında Osmanlı devlerinin Bulgarlar ile imzalanan anlaşması ile son buldu.
MÜTTEFİKLER ARASI TRAKYA HÜKÜMETİ
15 –Ekim 1919’da Karaağaç, Dimetoka Gümilcine.İskeçe’yi sınırları içine alan müttefikler arası Trakya hükümeti kuruldu. Bu hükümet Fransızlara bağlandı. Kurulan hükümet ancak 7 ay yaşadı. Yunanlıları diplomatik kulisleri sonucunda yapılan referandumla 23 mayıs 1920’de yunanlıların hakimiyetine girdi.
Yunanlılar Kurtuluş Savaşı sonrası savaş tazminatı olarak belirlenen 4 milyon frangı ödeyemeyince Karaağaç ve Bosnaköy’ü savaş tazminatı karşılığı Türkiye’ye verdi
