İYİ Parti Edirne Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Akalın, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşmada, İstanbul’daki bazı belediye yöneticilerine yönelik operasyonları sert bir dille eleştirdi. Akalın, seçim öncesinde herhangi bir suçlama yöneltilmeyen belediye başkan yardımcıları ve meclis üyelerinin birdenbire "terörist" ilan edilmesinin, hukukun siyasallaştırıldığının açık bir göstergesi olduğunu ifade etti.
"Hukuk, siyasi hesaplaşmaların aracı haline getirildiğinde, yurttaşın devlete olan güveni sarsılır," diyen Akalın, seçim sürecinde bu tür iddiaların en başından yargıya taşınması gerektiğini vurguladı. "Bir aday seçim öncesinde terörle iltisaklı değilse, seçim sonrası hakkında aniden böyle bir iddianın ortaya atılması ciddi bir güven sorunu yaratır," şeklinde konuştu.
Son dönemde muhalefete yönelik baskıların giderek arttığını belirten Akalın, Esenyurt Belediye Başkanı’nın gözaltına alınması ve bir siyasi parti genel başkanının tutuklanmasının bu sürecin bir parçası olduğunu ifade etti.
"Siyasetçilerin, sadece fikirleri ve muhalif duruşları nedeniyle hapse atılması, Türkiye’yi demokrasiyle yönetilen bir ülke olmaktan hızla uzaklaştırmaktadır," diyen Akalın, demokrasinin temel prensibinin siyasi rekabetin eşit ve adil şartlarda yapılabilmesi olduğunu söyledi.
Muhalefetin sindirilmesine yönelik her adımın Türkiye’nin uluslararası alandaki demokratik itibarını zedelediğini belirten Akalın, "Bu tür baskılar, ülkeyi otoriter bir yönetime sürükler ve demokratik değerleri ortadan kaldırır" diye konuştu.
Kayyum uygulamalarına da değinen Akalın, bu uygulamaların artık sadece belirli bölgelerle sınırlı kalmadığını, büyükşehirlerde de muhalefete baskı aracı haline getirildiğini söyledi.
"Seçimle gelenin seçimle gitmesi ilkesine aykırı bir şekilde belediye yönetimlerine el konulması, halkın sandıkta verdiği yetkinin gasp edilmesidir," diyen Akalın, kayyım rejiminin demokratik hukuk devleti anlayışına aykırı olduğunu dile getirdi.
Akalın "İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerde de kayyım uygulamalarının konuşulması, artık siyasi rekabetin yargı eliyle bastırılmaya çalışıldığını gösteriyor. Bu, Türkiye’nin siyasi tarihine kara bir leke olarak geçecektir" ifadelerini kullandı.
İktidarın yargıyı siyasi bir araç olarak kullandığını öne süren Akalın, "Türkiye, hukuksuz operasyonlarla, yargının sopa olarak kullanılmasıyla yönetilecek bir ülke değildir! Halk iradesi yargı kararıyla bastırılamaz" dedi.
Bağımsız yargının demokratik sistemin en temel güvencesi olduğunu vurgulayan Akalın, "Eğer yargı, siyasi otoritenin baskısı altında karar alıyorsa, o ülkede hukukun üstünlüğünden bahsetmek mümkün değildir. Türkiye, yasaların kişilere göre uygulandığı bir ülke haline getirilemez" dedi.
İYİ Parti olarak hukuksuzluklara karşı mücadeleye devam edeceklerini belirten Akalın, "Türkiye, bir şahsın ya da grubun vesayetinde değil, halkın iradesiyle yönetilecektir" diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Mert Hamarat
