Basın açıklamasında, Saltanatın kaldırılması (1 Kasım 1922) ve Cumhuriyetin ilanı (29 Ekim 1923) devrimlerinden hemen sonra çıkarılan üç temel devrim yasasının, Türkiye’nin laikleşme sürecinde önemli bir adım olduğu vurgulandı. 3 Mart 1924’te kabul edilen 3 yasa, Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş, laik ve demokratik yapısını inşa eden reformların temel taşları olarak kabul ediliyor:
1. 429 sayılı yasa: Şeriye, Evkaf ve Erkanı Harbiye Vekâletlerinin kaldırılması ve yerine Diyanet İşleri Başkanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Genelkurmay Başkanlığının kurulması. 2. 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat (Eğitim Birliği) Yasası: Eğitimde çok başlılığın sona erdirilmesi, milli ve çağdaş eğitimin temelinin atılması.3. 431 sayılı yasa: Halifeliğin kaldırılması.Bu yasalar, Türkiye’nin laik hukuk devleti kimliğini şekillendiren temel düzenlemeler olarak tarihe geçti.
"DEVRİM YASALARI KAĞIT ÜZERİNDE KALDI"
Basın açıklamasında, 3 Mart 1924 Devrim Yasaları yürürlükte olmasına rağmen, günümüzde laik devlet yapısının ciddi tehditlerle karşı karşıya olduğu ifade edildi. Özellikle tarikat ve cemaat yapılanmalarının devlet kurumları, eğitim sistemi ve ekonomi üzerindeki etkisine dikkat çekildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluş amacından saptığı, bazı yöneticilerinin tarikat ve cemaatlere hizmet eder hale geldiği belirtilirken, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün de tarikat vakıflarına büyük destek sağladığı ifade edildi.
Genelkurmay Başkanlığı’nın ise 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından etkisiz hale getirildiği, kuvvet komutanlarının Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanarak ordu komuta bütünlüğünün zayıflatıldığı kaydedildi.
"ÜLKEDE EĞİTİM GERİLEDİ"
ADD açıklamasında, 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Yasası’nın fiilen ortadan kalktığı ve eğitimin tarikat-cemaat etkisine girdiği belirtildi. Laik ve bilimsel eğitimin yerini dini referanslara dayalı eğitim modellerinin aldığı, bu durumun ülkenin uluslararası eğitim sıralamalarında geriye düşmesine yol açtığı dile getirildi.
Özellikle 4+4+4 eğitim sistemiyle kesintisiz eğitimin kaldırıldığı, köy okullarının kapatıldığı, parasız ve laik eğitimin yerini tarikatların elindeki özel okulların aldığı vurgulandı. Açıklamada, Türkiye’nin eğitim sistemindeki çöküşü gözler önüne seren PISA raporlarına da atıfta bulunularak, “Öğrencilerimiz okuduğunu anlamada 72 ülke arasında 54. sırada. Bilimsel eğitimden uzaklaşıldıkça, uluslararası sıralamalarda geriye düşüyoruz.” denildi.
"BU GİDİŞ İYİ GİDİŞ DEĞİL"
Açıklamada, laik Cumhuriyetin temel ilkelerinden uzaklaşmanın ülkeyi Afganistan, Irak, Suriye ve Libya gibi istikrarsız ve çatışmalı bir yapıya sürükleyeceğini belirtti. "Atatürk'ün uyarılarını dikkate almayanlar, tarih boyunca bu hataların bedelini ağır ödemiştir" denilen açıklamada, Atatürk’ün şu sözleri hatırlatıldı:
“Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz. Görürsünüz ki, milleti mahveden, esir eden, harabeden fenalıklar hep din örtüsü altındaki küfür ve melanetten gelmiştir.”
"ATATÜRK CUMHURİYETİ İÇİN MÜCADELE"
Atatürkçü Düşünce Derneği, Cumhuriyetin 102. yılında ve Devrim Yasalarının 101. yılında, laiklikten uzaklaşmaya karşı kararlı bir mücadele yürüteceklerini belirtti. Açıklamada, "Çözüm bellidir: Atatürk’ün akıl ve bilim yoluna geri dönmek, laik ve demokratik Cumhuriyeti yeniden inşa etmektir" denildi.
Bülent Sarıçiçek
