kaçak bahis

deneme bonusu

casino siteleri

canlı bahis siteleri

deneme bonusu veren siteler

bahis siteleri

porno izle

EDİRNE’DE YIKICI 3 DEPREM OLMUŞ

Geçtiğimiz gün Edirne’de yaşanan 2.6 şiddetindeki depremle birlikte Edirne’de deprem olup olmayacağı sokakta tartışılır hale geldi.  Edirne’de deprem olur mu? olmaz mı? Bilinmez ama Edirne’de bugüne kadar 3 yıkıcı deprem olduğunu biliyor muydunuz? Bilindiği kadarıyla Edirne’de 1509, 1752 ve 1953 yıllarında büyük depremler olmuş ve kentte depremlerin yıkıcı etkileri görülmüştü.

EDİRNE’DE YIKICI 3 DEPREM OLMUŞ

Geçtiğimiz gün Edirne’de yaşanan 2.6 şiddetindeki depremle birlikte Edirne’de deprem olup olmayacağı sokakta tartışılır hale geldi.  Edirne’de deprem olur mu? olmaz mı? Bilinmez ama Edirne’de bugüne kadar 3 yıkıcı deprem olduğunu biliyor muydunuz? Bilindiği kadarıyla Edirne’de 1509, 1752 ve 1953 yıllarında büyük depremler olmuş ve kentte depremlerin yıkıcı etkileri görülmüştü.

VATANDAŞ
VATANDAŞ
16 Mart 2022 Çarşamba 07:05
EDİRNE’DE YIKICI 3 DEPREM OLMUŞ

Edinilen bilgiye göre, Edirne'de meydana gelen şiddetli depremlerin ilki 1509 ikincisi de 1752 yıllarında yaşanmıştı. 1953'te ise 5,2 büyüklüğündeki deprem birçok binada hasara yol açmıştı,

Kayıtlı verilere göre kentimizde 1509 yılında yıkıcı depremlerin ilki yaşandı. Deprem kentte büyük bir yıkıma neden olmuş ve artçı depremlerin ise 45 gün sürdüğü anlatılmıştı. İnsanlar günlerce açık alanlarda yatmak zorunda kalmış. Bu depremde kentte birçok bina da yıkılmış. Aynı yıl Sultan II. Bayezid Edirne'de bulunurken de şiddetli depremler olmuş ve aynı ay içinde yağan şiddetli yağmurlar sonucunda da Tunca nehri taşarak felaketler zinciri devam etmişti.

İKİNCİ BÜYÜK DEPREM

Edirne'de meydana gelen ikinci büyük depremin ise 31.07.1752 yılında olduğu bilinmekte. Kentte yaşanan en yıkıcı deprem olduğu da tahmin edilmekte.  Tarihçi  Ahmet Badi Efendi, Riyaz-ı Belde-i Edirne adlı eserinde depremi şöyle anlatıyor:

“31.07.1752 senesi Ramazanı'nın on dokuzuncu Pazar gecesi iftardan sonra şehrin batı yönünden tozlu topraklı bir duman yükseldi. Ayrıca gün doğuşuna benzer bir görüntü belirip ansızın bir sarsıntı başlayıp yer yüzü deniz gibi dalgalandı. Tüm binalar adeta titreyip çoğunun yerle bir olduğu görüldü. Deprem sarsıntılarının şiddetinden herkes hayrete düşüp parmaklarını ısırdılar. Art arda gelen sarsılmalarla yeryüzünün süratle hareket etmesi sonucu olarak bütün minarelerin başları secdeye yattı.

Yalnız, Sultan Selim Camii'nin dört minaresiyle İbrahim Paşa ve Defterdar Camileri'nin minareleri yıkılmamış iseler de, her birinin serviler gibi sallandıklarını yakınında olanlar görmüştür. Camilerden çoğunun kubbeleri yuvarlak taneler gibi dağılıp toprağa karıştı. Nice ev, dükkân ve taş yapılar göz açıp kapayacak süre içinde yıkılmaya yüz tutup karga ve baykuş yuvası haline döndü.

Hatta, Ayşekadın hanının Kasım paşa hamamına bakan metin taş duvarı, o korkunç gecede yıkılıp yerle bir olmuş ise de deprem durmadıkça yaklaşılması ve yıktırılması düşünülmemiştir.

Adı geçen gecede sabaha kadar binlerce kez sarsılma olup, yer altından top sesi gibi korkunç sesler çıkmış, yeryüzü parça parça olmuştur.

Mevsim yaz olduğundan, herkes evlerinin bahçelerinde kırlarda ve su kenarlarında iftar sofrasına gitmiş, namaz vakti olmadığı için camilerin içinde kimse bulunmamış olduğu halde, kandilleri yakmak için minarelerde bulunan müezzinlerle bazen duvarlar yanında bulunmuş olanlardan yüzden fazla insan binalar altında topraklara karıştı.

O sırada her yıkıntının, kendi diliyle, "Ey medet mîmârı âlem, kıl nazar viraneyim" mısrası ile yakardığından, ve korku dolu gecede herkes kendi nefsinin kurtuluşu çaresine düşmüş olduğundan, çevrenin mahşer yerine benzemiş olduğunu, herkesin sadece kendisini düşünüp babası oğlunu ve anası kızını unutmuş olduğu ve bazı yerlerde toprak yarıntılarından sular çıktığı ve bahçelerin dolap kuyuları dolup yeniden kazılmaya gerek duyulduğu, haslı depremin fazlalığından kimse çatı altında kalmaya cesaret edemeyip, bahçeler ve avlular ortasında ve başlangıçta 1746 (H:1159) tarihinde yanmış olan yerlerde, çadırlarda göçerler gibi kalıp bu durum oruç ayına rastladığından sıcaktan büyük zorluklar çekilmişti. Özellikle evlerin duvarları yıkılmış olduğundan dolayı hırsızlıkların çoğalmış olması, insanları ücretle bekçiler tutmaya sevk etmişti. On dört ay süreyle gece gündüz otuzdan fazla deprem ve yer altından gelen korkunç sesler eksik olmamış fakat sonra sarsıntılar yavaş yavaş sakinleşerek bu korkunç deprem son bulmuştur.

Camilerin çoğu vakıflarından ve bazısının kurşun örtüsü kiremite çevrilmiş ve bazıları da hayır sahipleri tarafından onarılmıştır.

En son 1953 yılında yaşanan büyük depremden etkilenen Edirne’de yıkımların olduğu da bildirilmekte.

Yavuz Göktaş

Son Güncelleme: 16.03.2022 09:23
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.