Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gürcan Altun, Covid-19 pandemi süreciyle ilgili açıklamalarda bulunmak üzere Cuma günü basın toplantısı düzenledi. Türkiye geneli ve ilimiz özelinde Covid-19 verileri hakkında önemli bilgiler veren Prof. Dr. Altun, Ocak ayına göre vaka sayılarında artış görülmesinin mutant virüsle ilgili olabileceğini söyledi. Kentte mutant virüsün görüldüğünü net olarak bildiklerini belirten Prof. Dr. Altun, söz konusu durumun yetkililer tarafından Edirne halkıyla paylaşılması gerektiğini ifade etti. Aşı temini noktasında da bazı sorunlar yaşandığını dile getiren Prof. Dr. Altun, temindeki sorunların ikinci doz uygulamada problemler yaratabileceğini vurguladı.
“OCAK AYINA GÖRE ARTIŞ VAR”
Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gürcan Altun, ilimizde Ocak ayına göre artışa geçen vaka sayılarının ülke genelindeki artış trendiyle uyumlu olduğunu söyleyerek, “Edirne Tabip Odası olarak sahadan edindiğimiz bilgilere göre; Kasım ayında ortalama günlük olgu sayısı 150-200 civarında, Aralık ayında 130-150 civarlarında, Ocak ayında da 25-30 civarına düşmüştü. Şubat ayında ise günlük ortalama olgu sayısında yükselme var ve 30-40’lara çıkmış durumda. Bakıldığında sayısal olarak 5-10 yükseliş var gibi görünüyor ama salgın döneminde bu yükselişler son derece önemli rakamlardır. Sayısal yükselişte neler etkili olabilir; Şubat ayındaki artış trendi, ülkemizdeki trendle uyumlu görünüyor ama burada mutant virüsün etkisi de olabilmektedir. Sağlık Bakanlığı tarafından hafta içerisinde illere göre haftalık vaka sayıları açıklandı. Bunlar da 100 bin nüfusta görülen birey sayısına göre açıklandı. 8-14 Şubat tarihleri arasında Edirne’de 65,66 olarak açıklanan bu rakam; 411 binin üzerinden hesapladığımızda günlük ortalama yeni 38 olgunun çıktığı, toplamda da 8-14 Şubat haftasında 269 PCR testi pozitif olan hasta olduğu anlamına gelmekte.” ifadelerini kullandı.
“İLİMİZDE MUTANT VİRÜSE RASTLANDI”
Prof. Dr. Altun, Edirne’de mutant virüsün görüldüğünü belirterek, “Yine Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından yapılan açıklamada; 33 ilimizde mutant ya da varyant ismiyle adlandırılan virüse rastlandığı belirtildi. Ancak bu illerle ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı. Mutant virüsün görüldüğü illerde yaşayan yurttaşlarımızın bunu bilmeye hakkı var. Mutant virüsün bulaşıcılığının daha fazla olduğu bilindiği için görünen illerin açıklanmasıyla, bu illerde yaşayan yurttaşlarımızın daha dikkatli olması sağlanabilir. Dolayısıyla hastalığın kontrol altına alınması kolaylaşabilir. Mutant virüsün görülebileceği yerler arasında bakıldığında sınır kentleri ne yazık ki dezavantajlı konumdadır. Edirne’de de mutant virüse rastlandığını öğrenmiş bulunmaktayız. Edirne’de Ocak ayıyla Şubat ayı kıyaslandığında olgu sayısındaki artışın acaba mutant virüsle alakası var mı diye araştırılması gerekiyor. Ülkemizdeki aslında Şubat ayındaki ortalama yükseliş trendine uyumlu görünüyor ama burada mutant virüs etkisi mutlaka araştırılmalı. Saptanan mutant virüs sayıları da ayrıca bildirilmeli. Sahada çalışan meslektaşlarımızdan gelen geribildirimler sonucu; Edirne'de mutant virüsün görüldüğünü biliyoruz. Testler sonucunda ortaya çıkan bu vakaların yetkililer tarafından Edirne halkıyla paylaşılması gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“İKİNCİ DOZDA SIKINTILAR YAŞANABİLİR”
Prof. Dr. Altun, aşı temininde yaşanan sorunların ikinci dozların yapımında eksikliklere neden olabileceğini belirterek, “Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan verilere göre; 18 Şubat itibariyle ülkemizde toplamda 6 milyon 146 bin 481 aşı yapılmış. Birinci doz uygulanan birey sayısı 5 milyon 235 bin 701, ikinci doz uygulanan birey sayısı 910 bin 780. Edirne açısından bakıldığında; toplamda 45 bin 884 yurttaşımıza aşı yapıldığını biliyoruz. Bunlardan 38 bin 686’sı ilk dozu yapılanlar, 7 bin 195’i de ikinci dozu yapılanlar. Oxfors Üniversitesi’nin yaptığı bir çalışmada, ülkelerin aşılanma oranları gösteriliyor. Ülkemiz bu grafikte 11’inci sırada yer alıyor. Ülkemizdeki aşılanma oranı 6,19’luk bir oran. Bu aslında çok pozitif bir durum ama yaşanabilecek birtakım sıkıntılar var bu süreçte. Bu da aşı teminindeki sorunlar. Şu ana kadar ülkemize 13 milyon doz aşı geldi. Bu 13 milyon doz aşının yaklaşık 1 milyon dozu sağlık çalışanlarına ikinci doz olarak yapıldı. Sağlık çalışanları dışında birinci doz yapılan 5 milyon insanımız var. 13 milyon dozdan 1 milyonu çıkardığımızda 12 milyon doz aşı kalıyor. Bu şu anlama geliyor; toplamda aşılanabilecek birey sayısı 6 milyon. Çünkü her yeni parti aşı geldiğinde bunların Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından incelenmeleri yaklaşık 2 hafta sürüyor. Eğer bu aşılarda gecikme olursa, ikinci dozlarda ciddi problemler ortaya çıkabilir. 28 günlük doz aralığı aşımı ve dolayısıyla bağışıklamayla ilgili ciddi birtakım tehlikeler ortaya çıkabilecek.” dedi.
“FAZLADAN ÖLÜM SAYILARININ NEDENLERİ AÇIKLANMALI”
Ölüm sayılarına ilişkin veriler hakkında da değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Altun, “Ülkelerin Dünya Sağlık Örgütü’ne bildirdiği veriler üzerinden konuşmak istiyorum. Nüfus benzerliği açısından Almanya’yla bir kıyaslama yapıldığında; ülkemizin nüfusu yaklaşık 85 milyon, Almanya’nın nüfusu da yaklaşık 84 milyon civarındadır. Milyon nüfus başına yapılan test sayısı açısından Almanya’da 510 bin 672 test yapılırken; ülkemizde milyon nüfus başına 375 bin test yapılmış durumda. Almanya’nın test sayısı, bizim test sayımızın yaklaşık 1,5 katı. Toplam olgu sayısı açısından bakıldığında; ülkemizde yaklaşık 2 milyon 600 bin olgu saptanırken, Almanya’da 2 milyon 350 bin civarında olgu sayısı saptanmıştır. Toplam olgu sayısını milyon nüfus üzerinden değerlendirdiğimizde; Türkiye’de 30 bin 730, Almanya’da da 28 bin 139 gibi bir rakama rastlıyoruz. Toplam ölen sayısına baktığımızda; Almanya’da 11 aylık süreç içerisinde 67 bin insan ölürken, ülkemizde 27 bin 700 kişi ölmüştür. Bu oran son derece düşük kalıyor. Milyon nüfusa vurduğumuzda Almanya’da meydana gelen ölüm sayısı yaklaşık 800, ülkemizde ise 327. Arada 2,5 kat gibi bir oransal fark var. Tabi nüfusun ortalama yaşından bağımsız hareket etmek doğru değil. Ölen bireylerin ortalama yaşını bilemiyoruz. Keşke ülkemizde ölen bireylerin ortalama yaşlarını bilebilsek. Ülkemizin ortalama yaşı 31,5 yıl; Almanya’nın ise 45,7. Ülkemiz ortalama yaş konusunda Almanya’dan 14 yaş daha genç görünüyor. Ancak ölüm sayılarındaki bu ciddi farklılık sadece daha genç nüfusa sahip olmamızla izah edilebilecek bir durum değil. Covid-19 İzleme Kurulu 11’inci ay değerlendirme raporunda Türkiye’deki fazladan ölümlere dikkat çekilmiş durumda. Ülkemiz nüfusunun yüzde 35,6’sını oluşturan 10 ilde, 10 Mart 2020-31 Aralık 2020 tarihleri arasında e-devlet üzerinden elde edilen verilere göre, son 3 yılın ortalamasına göre bu süreçte 35 bin 500 fazladan ölüm olduğu belirlenmiştir. Bu fazladan ölümlerin nedenlerinin hekimlerle ve halkımızla paylaşılması gerekmektedir. Acaba bu fazladan ölümler, ölüm bildirim sisteminde Covid-19 kodlamasının yanlışlığından mı kaynaklanıyor, yoksa bu süreçte sokağa çıkma kısıtlamaları vs. nedeniyle ya da kendilerine hastalık bulaşabileceği düşüncesiyle kronik hastalıkları olan insanlarımızın hastaneye başvurmalarındaki gecikmeden mi kaynaklanıyor? Bunun nedeninin Sağlık Bakanlığı tarafından duyurulması gerekiyor. En kısa sürede en az 120 milyon doz aşıyla toplumsal bağışıklık sağlanma yoluna gidilmelidir. Yine ülkemizde mutasyon analizleri Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanmalı ve iller düzeyinde bunlar sayısal olarak belirtilmelidir.” ifadelerini kullandı.
Kerem Filiz
