‘SESSİZ YÜRÜYÜŞ’ÜN 100. YILI KUTLU OLSUN

Büyük Taarruz öncesi yapılan hazıkların başında yer alan Fevzi Paşa’nın birlikleri güneye ve cepheye doğru sesizce kaydırılmasının 100’üncü yılını kutluyoruz. Sesiz yürüyüşün hemen ardından Büyük Taarruza geçilmiş ve Kurtuluş savaşı başarıya ulaşmıştı.

‘SESSİZ YÜRÜYÜŞ’ÜN 100. YILI KUTLU OLSUN

Büyük Taarruz öncesi yapılan hazıkların başında yer alan Fevzi Paşa’nın birlikleri güneye ve cepheye doğru sesizce kaydırılmasının 100’üncü yılını kutluyoruz. Sesiz yürüyüşün hemen ardından Büyük Taarruza geçilmiş ve Kurtuluş savaşı başarıya ulaşmıştı.

VATANDAŞ
VATANDAŞ
13 Ağustos 2022 Cumartesi 06:00
‘SESSİZ YÜRÜYÜŞ’ÜN 100. YILI KUTLU OLSUN

Atatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şubesi ‘Sesiz Yürüyüşün’ 100’üncü yılını kutladı.

ADD Edirne Şubesi yaptığı yazılı açıklamada, Büyük Taarruz öncesi yaşananları anlattı. Büyük Taarruz için bir yıla yakın hızlı ve gizli olarak savaş hazırlıklarının yapıldığını hatırlatan ADD Edirne Şubesi Yönetimi, Doğu ve güney cephelerinden takviye birliklerin getirildiği de kaydettiler.

Açıklamada şunlara yer verildi:

“Tekalif-i Milliye Kanunu bütün yurtta uygulandı. Türk ordusuna taarruz eğitimi verilmeye başlandı. Ordu içinde emir-komuta zincirin sağlandı. Ordu, hemen hemen bütün hazırlıklarını tamamlamıştı. Nihayet 1922 yılı Haziran ayının ortalarına doğru Gazi Mustafa Kemal Paşa taarruz kararı aldı. Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa’ya, Millî Savunma Bakanı Kazım Özalp ve Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’ya taarruz için gerekli tedbirlerin alınmasını emretti. 6 Ağustos 1922 tarihinde, orduya taarruz için hazırlanması emri gizli olarak verildi. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, 17 Ağustosta gizlice Ankara’dan ayrılarak, Batı Cephesi karargâhının bulunduğu Akşehir’e geldi (20 Ağustos 1922). Burada komutanlarla kısa bir toplantı yaptı. Toplantıda 26 Ağustos taarruz günü olarak kararlaştırıldı.

Büyük Taarruz öncesinde 13 Ağustos 1922’de, Fevzi Paşa ve karargahı gizlice cepheye gitti. 14 Ağustos'ta birliklerin güneye ve cepheye doğru kaydırılmasına sessizce başlandı.

13-14 Ağustostaki bu önemli günleri Turgut Özakman “Şu Çılgın Türkler” adlı kitabında şöyle anlatıyor:

“Afyon güneyine kaydırılacak birliklerin geçeceği yollar, konaklayacakları yerler belirlenmişti. İstihkam birlikleri ve işçi taburları ağır topların geçeceği yolları düzeltiyor, köprüleri güçlendiriyor, dar geçitleri genişletiyordu. Toprakta iz kalırsa, çalışıldığı anlaşılmasın diye, ağaç dalları ya da samanla örtülüyordu.

Yürüyüş sırasına bağlı olarak köyler boşaltılmaktaydı.

Yürüyüş emrini alan birlik hava kararınca yola çıkacak, yol boyunca ışık kullanmayacak, gün doğmadan önce konaklayacağı yere varacaktı. Herkes ağaç altlarına, evlere, ahırlara, ambarlara sığınıp akşama kadar gözden saklanacak, gündüz kimse görünmeyecek, ateş yakılmayacak, açıkta kalan her şey maskelenecekti.

Amaç çok sık uçan Yunan keşif uçaklarına açık vermemekti.

Bazı birliklerin, ayrıldıklarının anlaşılmaması için çadırları sökmeden bırakması uygun görüldü. Geride kalacak az sayıda er, birlik ayrılmamış gibi günlük etkinlikleri sürdürecekti. Düşmanı kandırmak için kimi küçük birlikler gündüz ters yönde yürütülüp gece geri alınacaktı.

İsmet Paşa yürüyüşü günlük, kısa emirlerle kendi yönetecekti.

13 Ağustos günü ilk emrini verdi. 14/15 Ağustos gecesi, Birinci Kolordu’dan 15. Tümen Çay batısına kayacak, onun boşalttığı yere de Dördüncü Kolordu’dan 11. Tümen gelecekti.

Büyük yürüyüş bir gün sonra başlayacaktı.

Afyon’un güneyine dört kolordu kaydırılacaktı: 100.000 kadar insan, binlerce at, hayvan ve araba.

Birinci Kolordu Çay yakınında, İkinci Kolordu Emirdağ’da, Dördüncü Kolordu Bolvadin civarında, Süvari Kolordusu Ilgın ve Akşehir çevresindeydi.

Subaylar ve askerler erkenden yemeklerini yediler.

Komutanlar alayları, bataryaları ve ağırlık kollarını denetlediler. Bir Yunan taarruzu olasılığına karşı önlem olarak yer değiştirdiklerini sanan subaylar ve askerler, neşesiz ve öfkeliydiler.

Hava iyice kararınca 15. Tümen yürüyüşe geçti.

“Allah vatanını savunanla beraberdir”

20 Ağustos akşamı, İkinci Kolordu ile Süvari Kolordusu da hareke geçti. İki kolordu güneye inerken, büyük komutanlar da Akşehir’de Başkomutan’ın geniş odasında biraraya geldiler.

Saat 23.00’tü. Başkomutan kısa bir açıklama yaptı, kararının kesin olduğunu söyledikten sonra, taarruzun nasıl yapılacağını harita üzerinde ayrıntılı olarak anlattı…

“25 Ağustos akşamı her türlü haberleşmeye son verilecek. Limanlara giriş-çıkış durdurulacak. İstanbul ile İzmit arasındaki kara ve demiryolu ulaşımı kesilecek. Yani biz işi bitirene kadar dünyanın Anadolu’dan haberi olmayacak. Yeteri kadar uçağımız var. Çocuklar düşmanın hava keşfi yapmasını da önlesinler.”

“Başüstüne.”

İsmet Paşa’ya baktı:

“Siz de ordulara yazılı emrinizi veriniz. 26 Ağustos Cumartesi sabahı düşmana taarruz edeceğiz.”

Üç yüz yıldır verilmemiş bir karar ve emirdi bu.”

Afyon’dan taarruz edilmesinin sebebi ise, Yunanlıların taarruzu Eskişehir‘den beklemeleri ve Afyon’un ulaşım ve haberleşme açısından merkezi bir konum olmasıdır.

‘Sessiz Yürüyüş’ten sonra gerçekleşen ‘Büyük Taarruz’ sonucunda; Yunanlılar büyük bir yenilgiye uğradı. 9 Eylül’de İzmir, 18 Eylül’de Bursa düşmandan kurtarıldı. Yunan başkomutanı esir alındı. Kurtuluş Savaşı başarıya ulaştı.

Atatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şubesi Yönetim Kurulu olarak, 100 yıl önce başlayan ve bize bu güzel vatanı vatan yapan “sessiz yürüyüş’ü gerçekleştiren şehit ve gazilerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.”

Yavuz Göktaş

Son Güncelleme: 12.08.2022 19:32
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.