101 yıl önce, 23 Ağustos 1921 günü Yunan ordusunun taarruzu ile Sakarya Meydan Muharebesi başladığını hatırlatan Atatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şubesi Yönetim Kurulu, "Yunan Genelkurmayı, Kütahya-Eskişehir Muharebelerinden (10-24 Temmuz 1921) sonra, Sakarya’nın doğusuna çekilen Türk ordusuna son darbeyi indirmek amacıyla hazırlıklarını tamamlayıp harekete geçmiştir. Bu arada Türk Ordusu da kesin sonuçlu bir meydan savaşı için tüm birliklerini başarılı bir geri çekilme planıyla Sakarya’nın doğusuna çekerek 100 km. genişliğindeki bir cephe hattında toplamıştır." dedi.
Atatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şubesi Yönetim Kurulu, mesajın devamında şunları kaydetti:
"MUSTAFA KEMAL PAŞA 3 AYLIĞINA BAŞKOMUTANLIK GÖREVİNE GETİRİLDİ"
"Yunanlıların bu düşünce ve faaliyetleri karşısında Mustafa Kemal Paşa, 5 Ağustos 1921’de TBMM Hükümeti tarafından kabul edilen 144 sayılı kanunla ve geniş yetkilerle üç ay süre ile Türk Ordusunun sorumluluğunu üstüne alarak Başkomutanlık görevine getirilmiştir. Mustafa Kemal Paşa, bu yetkilere dayanarak 7-8 Ağustos 1921’de “Tekalif-i Milliye Emirleri”ni yayınlayarak orduyu personel, silah ve araç-gereç bakımından güçlendirmeye çalışmıştır.
"SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ TÜRK ORDUSU İÇİN BİR YOKLUK VE YOKSULLUK SAVAŞI OLMUŞTUR"
Kütahya-Eskişehir Muharebelerinden sonra, insan gücünün yarısını, silah gücünün de onda birini kaybetmiş olan Batı Cephesi Komutanlığı, birliklerine 18 Temmuz 1921 tarihinde Sakarya Nehrinin gerisine çekilme emrini vermiştir.
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa’dır ve Başkomutanlık karargahı Ankara’dadır. Batı Cephesi Komutanlığı, Yunan taarruzuna karşı, kuvvetlerini Sakarya Nehri doğusunda yedi grup (kolordu) halinde konuşlandırmıştır. Batı Cephesi komutanı Tümgeneral İsmet (İnönü)’dür
"YUNAN KUVVETLERİ 16 TÜMENDEN OLUŞAN BEŞ KOLORDU VE BİR SÜVARİ TUGAYINDAN KURULMUŞTUR"
Mustafa Kemal Paşa 18 Temmuz 1921 tarihinde İsmet Paşa´nın komuta merkezine giderek, durumu yakından inceledikten sonra İsmet Paşa´ya genel olarak şu direktifi vermiştir.
″Orduyu, Eskişehir´in kuzey ve güneyinde topladıktan sonra, düşman ordusuyla aramızda büyük bir açıklık bırakmak gerekir ki, orduyu derleyip toparlamak ve güçlendirmek mümkün olabilsin. Bunun için Sakarya´nın doğusuna kadar çekilmek yerindedir. Düşman hiç durmadan takip ederse, hareket üssünden uzaklaşacak ve yeniden ulaştırma hatları kurmaya mecbur olacak; herhalde beklemediği birçok güçlüklerle karşılaşacak; buna karşılık bizim ordumuz toplu bulunacak ve daha elverişli şartlara sahip olacaktır. Bu şekildeki çekilişimizin en büyük sakıncası, Eskişehir gibi önemli yerlerimizi ve birçok topraklarımızı düşmana bırakmaktan dolayı kamuoyunda doğabilecek manevi sarsıntıdır. Fakat kısa zamanda elde edebileceğimiz başarılı sonuçlarla, bu sakıncalar kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Askerliğin gereğini, tereddüt etmeden uygulayalım. Başka türden sakıncalara karşı koyabiliriz.“
M. Kemal Paşa İsmet Paşa´nın küçük odasında durumu gözden geçirdiler. Sonuç belli olmuştu. Ordu, 1.643 şehit, 4.981 yaralı ve 374 esir vermiş, 18 top, 47 ağır, 34 hafif makineli tüfek kaybetmişti. Elde yalnız 28.825 tüfek kalmıştı. Gerçek buydu. Kaçak sayısı: 30.809. Üstelik bunların 30.122´si de tüfeği ile kaçmıştı.
Bunun üzerine M. Kemal Paşa, komutanlara şunları dile getirdi: "Anadolu´yu yüzlerce yıl, yalnız canına ve malına ihtiyacın olduğu zaman hatırlarsan, bunun dışında kaderine terk ve cehalete teslim edersen, sonuç tabii böyle olur. İnsanlarımızı okutmamış, bilinçlendirmemiş, kafalarını ve yüreklerini milli bir terbiyeden geçirmemişiz ki. Cami okullarında ve medreselerde, ne tarih, coğrafya dersi verilir, ne de vatan, millet nedir öğretilir. Bu yüzden iki yıldan beri düşman kadar, cahil, gafil ve hainlerle de uğraşıyoruz. Komutanlar bu sefer çok dikkatli olsunlar, bozgunculara fırsat verilmesin."
"23 AĞUSTOS 1921 GÜNÜ YUNAN ORDUSUNUN TAARRUZU İLE SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ BAŞLADI"
13 Ağustos’ta ileri harekata geçen Yunan Ordusu Sakarya mevziinin güney kanadına yönelmiş olarak ve kuşatıcı bir tertiple taarruza geçmiştir. 22 Ağustos 1921 günü Yunanlılar saldırıya geçmek üzere hazırlık yaptı. Türk ordusu yarma harekatını engellemek için cephe savaşı konumunu koruyor. Ankara herşeyi cephenin emrine vermek için var-gücüyle çalışıyor. Cepheye her taraftan erzak ve malzeme taşınıyor. Anadolu'da birçok şehir ve kasabada yapılan mitinglerde ordu için dualar edildi.
23 Ağustos 1921 günü Yunan ordusunun taarruzu ile Sakarya Meydan Muharebesi başladı. Yunanlılar Papulas komutasında, Sakarya'nın doğusunda konuşlanmış Türk mevzilerine karşı genel saldırıya geçti. Kötü hava koşulları savaşın kaderini değiştirdi. Mangal Dağı düştü, ordunun Üçüncü Grubu'nun ileri mevzileri Yunanlıların eline geçti. Top sesleri Ankara'dan duyulmaya başladı.
Yaklaşık olarak 100 km.lik bir cephede başlayan bu kanlı boğuşma, tarihin önemli meydan muharebelerindendir. Düşmanın üstün kuvvet ve silahlarla yaptığı taarruzlarda Sakarya mevziinde yer yer çekilmeler olmuştur. Muharebeler o kadar kanlı oluyordu ki bazı alaylar mevcutlarının büyük kısmını ve subaylarını kaybediyordu.
“HATTI MÜDAFAA YOKTUR, SATHI MÜDAFAA VARDIR. O SATIH BÜTÜN VATANDIR. VATANIN HER KARIŞ TOPRAĞI VATANDAŞIN KANI İLE ISLANMADIKÇA TERK OLUNAMAZ…”
İşte bu sıralarda Başkomutan Mustafa Kemal Paşa Batı Cephesi birliklerine şu meşhur emrini yayınladı: “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça terk olunamaz…” Gerçekten de geri çekilmek zorunda kalan bir birlik, ilk tutunabildiği yerde duruyor, yeniden boğuşuyor ve mevzii savunmak çabası içinde son nefesini veriyordu. Açılan her gediği kapatmak için 70 km.yi bulan zorlu yürüyüşlerle, birlik kaydırmaları yapılıyor, her gelen birlik ertesi sabah çelikten bir kale halinde düşman karşısına çıkıyor, vuruşuyor, şehit oluyor, fakat vatan savunuluyordu.
Düşman, Türk kuvvetlerini 23-30 Ağustos günleri arasında bütün zorlamalarına rağmen kuşatıp imha edemeyince kuvvetlerinin büyük kısmıyla Türk cephesini merkezden Haymana istikametinde yarmak istemiştir. 6 Eylül’e kadar da bunun için uğraşmış fakat etten bir Türk duvarına çarpmıştır. Bundan sonra bulunduğu hatlarda savunarak kalmaya karar vermiş ancak, 10 Eylül’de başlatılan genel karşı taarruzla buna da engel olunmuştur.
"YUNAN KUVVETLERİ İÇİN YAPILACAK TEK ŞEY KALMIŞTIR. KAÇMAK"
Onlar da öyle yapmıştır. 13 Eylül’e kadar Sakarya nehrinin doğusunda tek Yunan askeri kalmamıştır. 22 gün geceli gündüzlü süren Sakarya Meydan Muharebesi Türk’ün zaferi ile sonuçlanmıştır.
Atatürkçü Düşünce Derneği Edirne Şubesi Yönetim Kurulu olarak, Sakarya Meydan Muharebesinin 101. yılında başta büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün şehit ve gazilerimizi saygı ve minnetle anıyoruz."
Gözde Kabasakal
