Edirne’de İŞ- KUR tarafından belediyelerimize veya başka kurumlarımıza geçici işçiler veriliyor.
Ülkede işsizliği önlemeye yöneylik bu girişimi bir anlamda olumlu karşılamak gerekir.
Peki çalışmak için alınan bu işçiler için çalışacakları alanlar yeterince belirleniyor mu?
Bakıyoruz, baza kurumlarda ve ilçe belediyelerinde çalışan geçici işçiler çoğu kez belli bir iş yapmadan mesailerini tamamlıyor.
Bunu bize o ilçelerdeki vatandaşlarımız söylüyor.
Bu kurumlarımız kendi bütçelerinden para çıkmadığı için bünyesine aldıkları bu kişileri “gününü geçirsin nasıl olsa geçici işçi beni bağlamıyor” diyemez.
O işçilere ödenen paralar devletin bütçesinden çıkıyor, orada herkesin alın teri var.
Tüm kurumlarımızın çalıştırdıkları geçici işçiler için iş taksimi yapmalı belli bir alanda çalışmalarını sağlamalı onların işsiz gibi günlerini tamamlamaları onlar için de sıkıcı oluyor.
Eğer bir göreve gelmişse orada alacağı ücrete karşılık belli bir görev yapmalıdır.
Son aylarda çeşitli kurumlarımıza yüzlerce geçici işçi alında. Bu durum aslında ülkemizdeki işsizlik sorununun çözemez.
Bu uygulama belli zamanlarda işsizliği önlemek için başvurulan yöntemlerdir.
İşsiz olan bu insanlarımıza geçici de olsa iş bulunmasına kimse karşı çıkamaz. Burada yapılması gereken geçici işçilerin belli bir işte çalışıyor olması. Yoksa gün boyu oturup vakit geçirsin diye devletin olanakları kullanılmamalı.
HİÇ OLMAZSA KALKIŞ SAATLERİ YAZILSIN
Edirne’de yaz aylarında okulların kapanmasıyla birlikte şehir içi ulaşım trafiğinde büyük oranda azalma görülüyor ulaşım araçları diğer zamanlara göre daha seyrek sefer yapıyor.
Bunu bir anlamda doğal karşılamak gerekir.
Her ne kadar okullar kapanmış olsa da, halkımızın büyük bölümü şehir içi ulaşım araçlarıyla seyahat ediyor., bu durum da dikkate alınmalıdır.
Bakıyoruz bazı duraklarda araçların geleceği ve hareket saatleri yazılı.
Onlar geçerliğini yitirmiş durumda.
Her on dakikada bir araç kalkacağı yazılı olan o listeler uygulanmıyor bunlar önemini kaybetti.
Onların yerine hatlardaki ulaşım araçlarının hangi saatlerde kalkacağı doğru bir şekilde yazılmalı.
Böyleci insanlarımız araçların duraklara geliş saatlerinde orada bulunur, uzun süre minibüs duraklarında bu sıcak günde beklemek zorunda kalmaz.
Bazı hatlarımızda bu kural uygulanıyor. Bu çok da yararlı oluyor. Özellikle E-5 yolundan gidip gelecek araçlar için araçların kalkış saatlerinin duraklara ne kadar mesafede olduğunu gösteren ışıklı levhaların yazılması yararlı olacaktır.
Zira her durakta araçların gelişini belirten ışıklı göstergeler bulunmuyor.
İlgililere duyururuz.
İNATLAŞMA DEVAM EDİYOR
CHP’deki sorunun hafta sonunda biteceği beklentisinde olanlar yanıldılar.
Gruplar arasındaki inatlaşma yine artarak devam ediyor.Hafta başında da çözüleceği kanısında değilim.
Bu durum CHP’ seçmenini çileden çıkaracak duruma geldi.
Ülkenin çok önemli sorunları olup, partililerin onlarla ilgilenmesi ,mahalli seçimlere hazırlıklı halde gelmesi gerektiği bir zamanda böyle iç çekişmelerle zaman tüketilmesi partiye güveni sarsıyor.
Peki bundan sonra ne olur?
Genel merkez “delege sayısı yeterli değil kurultay yapılamaz” dendiğinde karşı tarafın bunu kabulleneceğini sanmıyorum.
Bu kez “Kurultay yapılsın” diye onay verenler CHP Genel Merkezi önünde toplanıp bu olanları protesto ederse şaşırmamalı.
Eğer sorun çözülmezse bunun yapılacağı konusunda duyumlar alıyoruz.
Onun ötesinde partiden biri çıkıp CHP sorununu yargıya taşıması halinde CHP kayyuma teslim edilirse partinin saygınlığı ne olacaktır?
Onun için iki kanat ortak noktada buluşup bu sorunu çözmek zorundadır
CHP’nin bu durumu değer partilere alay konusu oluyor.
Köklü bir partinin bu duruma düşmesinin sorumlusu bugün yönetimde olanlar, işi bu raddeye getirenlerdir.
Bu sorunu çözmek de onlara düşmektedir. Yoksa bu vebalin altından kalkamazlar.
Bundan sonra da halkın karşısına çıkıp oy isteme hakları olmaz.
BU OLUİR MU DEMEYİN
Bu vaka Kayseri’de polis kayıtlarında yer alıyor.
Olay şöyle:
İlde hırsızın biri evin damına çıkıp televizyon anten kablosunu keser.
Evin erkeği Bu saatlerde televizyon seyrederken TV kablosu kesilince orasını burasını kurcalar, televizyonda görüntü gelmeyince de” herhalde bozuldu diye televizyon başından ayrılır.
Bir sonraki gün adam işe gittikten sonra hırsız televizyon antenini kestikleri evin kapısını çalıp adamın karısına “ Beni eşiniz gönderdi evde televizyon bozulmuş onu alıp bakınız” dedi. Der.
Kadıncağız nereden bilsin televizyonu gelen kişilere teslim eder.
Adam işinden eve dönüp televizyonu yerinde görmeyince merakla eşine sorar, kadın durumu anlatınca şok olur.
Şaşkınlık yaşayan çift nasıl böyle bir oyuna geldiklerine inanamazlar.
Aradan bir süre geçer. Ayni çift balkonda çay keyfi yaparken. Bu yoldan geçerken sırıtarak evin balkonuna bakan kişiyi gören kadın,” İşte televizyonu çalan hırsız bu” diye feryat eder.
Adam bunun üzerine telaşla yerinden fırlayıp hırsızın peşine düşer. Pijamalarıyla yalın ayak hırsızı kovalar.
Kısa süre sonra evin kapısı çalınır. Kadın kapıyı açtığında düzgün kıyafetli biri önce kendisinin polis memuru olduğunu söyler. Kadına “ Eşiniz biraz önce yakaladığı bir hırsızı emniyete teslim etti.
Eşiniz telaşla pantolon ve cüzdanının evde unutmuş. Onları almaya geldim “ der
Bunun üzerine kadın çok sevinir ve gelen kişiye eşinin pantolonunun ve cüzdanının teslim eder.
Aradan 15 dakika geçer, adam soluk soluğa eve döner.
Kadının keyfi yerimdedir, adam eve girer girmez, boynunu sarılır” Helal olsun sana bey bu yaşlı halinle o genç hırsızı nasıl da yakaladın” diye tebrik eder.
Adam öfke ile kadına “ benimle dalga mı geçiyorsun hanım adam tazı gibi koşuyor onu yakalamam mümkün mü, don gömlek herkese rezil oldum” demesi üzerine kadının neşesi kaçar.
Eşine” Peki öyleyse eve senin pantolonunu ve cüzdanını almaya gelen polis neden senin hırsızı yakaladığını söyledi” der Adam karısına “ yoksa onları da mı verdin “ diye öfke ile çıkışır.