Her ne hikmetse , bölgemizde ve ülkemizde bazı yöneticilerimiz her şeyin en iyisini kendilerinin bildiğini sanırlar. Kendine yönelik eleştirilere kulak asmaz, tepki gösterirler. Yönetim kademesinde olanlar için özellikle mahalli yönetimlerde söz sahibi olanlar için bu yol çıkar yol değildir.
Bu mantıkla hareket edenler, bunda ısrar edenler bir gün duvara toslar.
Mahalli yöneticilerimizin konuşmalarında tanık oluyoruz. Sık sık “Ben herkesi dinlerim fakat yine bildiğimiz yaparım” Mantığı ile yolunu çizen yöneticilerin akıbeti ne olmuştur. Tarihe bir göz atsınlar görürler.
Mahalli seçimler öncesi çok önemli görevler üstelenecek olanlara bunu hatırlatmak istedim.
Ülkemizde başarılı olan belediye başkanlarının çalışma yöntemlerine bir bakılsın. Bu başarıların çoğu halkla yapılan istişare, diyalog sonucu bu başarı oluşmuştur.
Bu anlayış mahalli yönetimlerce ilke haline getirilmesi kendi görevlerini kolaylaştırır.
Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın göreve geldiği ilk günleri hatırlıyorum.
Her ay halkla birlikte toplantı yapıp sorunlarını dinleyeceği sözünü vermişti.
Ne yazık ki bu toplantılar çeşitli gerekçelerle gerçekleşmedi.
Bir süre sonra unutuldu gitti.
Kendisi ile görüşmek isteyenlerin uzun süre görüşemedikleri yolunda şikâyetler aldık.
Gerek Gürkan’a gerekse görev alacak diğer adaylara dostça, hiç önyargısız hatırlatmak isterim.
Halktan kopuk kendi yanındakileri “ En iyisini siz bilirsiniz efendim” diyerek gerçekleri gizleyen kendisini yanıltan iyi gün dostu olan kimselerin sözlerine şüphe ile yaklaşsın.
Yöneticilere en gerçekçi uyarıyı bilfiil o sorunların içinde olanlar kendilerine oy verenler iletir.
Büyüklerimiz boşuna söylememiş” Barika-i hakikat müsademe-i efkarla oluşur” diye.
Bazı mahalli yöneticilerin kazandıkları başarıları incelendiğinde başarılarının en önemli kaynağının toplumla diyalogunun çok iyi olmasından kaynaklandığını başarılarının böyle sağlandığını görürüz.
Yöneticilerimizin halkın önerilerini kulak ardı etmemelerini ve halkın yazılı taleplerinin sumen altı edilmemesini öneririm. Bu arada basından gelecek eleştiriler de dikkate alınmalı.
Yoksa “ben bilirim” havasına kapılarak, bilerek veya bilmeyerek bir yanlışlık yaparlarsa ülkemizin yeni yönetim koşullarında başlarına her türlü badire gelebilir.
Bunu olmuş değil olabilecek bir tehlike olarak gördüğüm için iletmek istedim.
Bu satırlar bir yerde duracak ilerdeki yıllarda dikkate alınmazsa “ haklıymış” denilmesini istemem.
HAMZA KARDEŞİMİZİ KAYBETTİK
Yaşamı süresince topluma hizmeti ilke edinen. Birlik Dayanışma Derneği kurucusu ve başkanı, DİSK Emekli Sen Edirne Şubesi kurucusu ve Başkanı,yaşamının toplumu aydınlatmaya adamış, çeşitli sosyal faaliyetlere öncülük etmiş fedakar insan Hamza Güven, tedavi gördüğü Tekirdağ Devlet hastanesinde yaşamını yitirdi.
Güven’in naşçı oradan alınarak Antalya’ya götürülüp köyünde, yakınlarının yanına defnedildi.Hamza Güven’e rahmet diler geride kalan ailesine ve sevenlerine sabırlar dilerim.Hayat böyle bir varız bir yoğuz.
AKŞAM SAATLERİNDE GELEN TELEFON
Dün akşam saatlerinde 1. Murat Mahallesinden olduğunu söyleyen bir vatandaşımız telefon etti.
Şükrüpaşa Mahallesi Şehit Üsteğmen Efkan Yıldırım Caddesi Hacı Ahmet Yesevi Caddesiyle 109. Sokağın birleştiği Lala Şahin Paşa Camisi yanındaki lağımın patladığını, kirli suların sokağa yayıldığını söyledi.
Bu tür su ve kanalizasyon kesintileri devam ediyor.
Hafta sonu Koca Sinan Mahallesinin bir bölümü uzun süre susuz kaldı.
İşin teknik yanının bilemem .
Basıncın yükseltilmesi sorucu alçak semtlerdeki eskimiş boruların patladığı söyleniyor.
Bu işin başında olan kişiler acaba görevlerini yeterince yapıyorlar mı? Son günlerde bu tür arazılar neden artıyor? Bu insanların kafasında soru işareti yaratıyor…
Yine yüksek kesimlerden gelen kanalizasyon hattının tıkanması sonucu su patlaklarının oluştuğu belirtiliyor. Bunda yeterli olmayan hattın etkisinin olduğu gibi insanlarımızın da kanalizasyonlara atılmaması gereken şeyleri atmaları sonucu da meydana gelebilir.
Bu kentte yaşayan her fert,şehirde yaşamanın bir bedeli ve sorumluluğu olduğunu unutmamalı.
Bu hatların yeterli olmadığı kuşkusuz. Onun yanında şehrin yüksek yerlerindeki apartmanların üst katlarına su çıkarmak için halkı uzun süre susuz bırakılması konusuna geçici de olsa çözüm bulunmalı.
--------------------------------------------------------------------------------------------
KREŞ SORUNU NE ZAMAN GÜNDEME GELECEK
Daha önceki yıllarda hemen hemen her kurumda küçük çocukların bakımı için kreşler vardı.
Daha sonra bunlar kaldırıldı.
Şimdi küçük çocuklu aileler evde bakıcıları yoksa çocuklarını teslim edeceği yer sıkıntısı yaşıyor.
En ucuz bir kreş 12-15 bin lira. Buna başka giderlerde eklenince aileler bunun altından nasıl kalkacak?
Devletimizin en önemli görevlerinden biri olan kreş sorununa neden el atılmıyor?
Çalışan aileler çocukları güvende olduğu zaman daha verimli çalışacaklar.
Bu konu savsaklanıp kadınlar eve mi dönülmesi isteniyor?
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
GÜZEL GÜNLER ÖZLEMİ
İnsan ömrü hep özlemle geçiyor. Geleceğin daha iyi ve huzurlu geçmesi insanoğlunun en büyük beklentisi.
Ünlü Ozan Nazım’ın dizelerinde belirttiği gibi” Güzel günler göreceğiz çocuklar- Güzel ve güneşli günler göreceğiz. Yelkenleri maviliklere salacağız” satırlarıyla gençlerden gelecek özlemini ne güzel vurgulamıştır.
Sabahın erken saatlerinde uykulu gözlerle işe giden gençleri ve kreşe giden çocukları gördükçe Nazım’ın ünlü şairimiz Nazım’ın “ Güzel Günler Göreceğiz Çocuklar ”satırları aklıma geldi.
Ünlü şairimiz çileli yaşamında her zaman, ülkesinde gelecekte güzel günlere ulaşma beklentisini, o günlerin daha huzurlu olması arzusunu vurgulamıştır.
Atatürk’ün de Söylev’inde ve çeşitli konuşmasında ülkenin gelecek güvencesinin gençler olduğu ifade edilmiştir.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
FIKRA
TASLAK OLARAK YARATILMIŞ
Kocası karısına öfke ile sordu:“ Erkeğin önemi şundan belli ki, Cenabı Hak bile onu kadından önce yaratmış.”
Erkeğin bu konuşması üzerine karısı hemen cevabı yapıştırdı.
“Şaşarım aklına, bir sanat eseri yaratmak için önceden bir taslak yapmanın adet olduğunu bilmiyor musunuz?
****************************************************************
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
İLK KADIN TİYATROCULARIN TAMAMI ERMENİ’YDİ
Türkiye’de ilk kadın tiyatro oyuncusu Ermeni asıllı İstepan Ekşiyan’dı. Agavnihamoyan ve Hekimyan topluluğu ile sahneye çıkan Agavni Kegorkya da bunlardan biriydi.
Ancak bu gönüllü oyunculara karşılık sahneye profesyonel olarak çıkan kadın oyuncu Arusyak Papazyan oldu. 14 Aralık 1861 yılında sahneye çıkmış daha sonra onu başkaları izlemişti.