Halkımız işsizlikten yakınıyor. Gençlerimiz köşe bucak iş arıyor. Kendi bölgesinde iş bulamadığı zaman ise iş bulurum umuduyla başka illere gidiyor.
Çerkezköy gibi sanayi bölgelerinde başka illerden gelenlerin nüfusu büyük mahalleye ulaştı.
Eğer gerekli önlemler alınmaz, insanlarımız bölgelerinde geçim zorluğu çekip, özellikle tarımda yaşam zorlaşırsa Edirne’den göç daha da hız kazanacaktır.
Bu konuda acil önlemler alınması gerekiyor.
Değer taraftan bölgemiz sanayi kuruluşlarında , işyerlerinde çarşaf çarşaf ilan verilerek işçi arayanlar da var.
Bu bir çelişki olmuyor mu?
Bir ilde hem iççi eksikliği hem de iş bulamama korkusu var. Bu ülke ihtiyacı olan eleman yetişmemesinden plansızlıktan kaynaklanıyor.
Ülkemizde iş sahibi olunmayacak okullarda eğitim görenlerin sayısı artmasına karşın Meslek okullarına ilgi azalıyor.
Edirne meslek ve Teknik Anadolu Lisesine gittiğimde buna tanık oldum.
Bu okulumuz bugüne kadar çeşitli dallarda aranan eleman yetiştiriyordu. Eğitim amacı buydu. Bu okulumuzda daha önceki yıllarda 1200 civarında öğrenci eğitim görüyordu .Meslek okullarına girecek öğrenciler ön elemeden geçerek alınıyordu.
Bugün olduğu gibi hiçbir okula giremeyen öğrencilerin gittiği okul konumunda değildi.
Hal böyle olunca bu okulda yetişen öğrenci kalitesi de düşmüş oluyor.
Ülkede ve bölgemiz okullarında sanayi kurumlarının ve o yöredeki işyerlerinin ihtiyacına göre eğitim olmaz ,İşsiz olup iş arayanlar “ ben her iş yaparım” talebiyle başvuru yaparsa orada işsizlik ortadan kalkmaz.
Edirne meslek ve Teknik Anadolu Lisesi’nden mezun olanların iş bulma imkanı yüksek. Bu okulu bitirenler ustalık belgesini alarak mezun oluyor, işinin ehli gençler.
Onlar tüm sanayi kurumlarınca aranan elemanlar.Organize Sanayi bölgesi bu okullara eleman talebinde bulunuyor. Fakat o dalda yeterli eleman yok.
Ülkede çok üniversite açarak, işsizler ordusu yaratarak işsizliğe nasıl çare bulunacak.
Piyasada istenen elemanların yetiştiği okullara ağırlık vermek daha doğru değil midir?
Daha önceki yıllarda binin üzerinde öğrencisi olan Edirne Meslek ve Teknik Anadolu Lisesinin bugün 600 civarında öğrencisi var. Bu ihtiyaç azlığından mı yoksa eğitimdeki tercihten mi kaynaklanıyor?
Bunun sorgulanması lazım.
KÜÇÜK HESAP YAPILARAK SİYASET OLMAZ
Mahalli seçimler öncesi şu günlerde siyasi partilerde belediye ve il genel meclisi üye hesabı yapılıyor.
Kim kimin adamı kim benim için hizmet verir , beni destekler mi hesabı peşinde koşarak bu işi kotarmak isteyenler var.
Kimse bu işlere en layık olanı seçilsin anlayışında değil.
İl Genel Meclisinde de Belediye meclisi seçimlerinde de aynı mantık çerçevesinde hareket edilmesi kime yarar sağlayacak.
Böyle önemli görevlerde bulunacak kişilerin gerçekten o görev için elverişli kişilerden oluşup oluşmadığını sıralama olduktan sonra göreceğiz.
Eğer işi göre aday yerine kendilerine yakın olanlar dikkate alınarak aday belirlenirse,buna sebep olanlar da bunun faturasını öder.
Mahalli siyasette sıkıntıların büyük kısmı kadroların görevlerini yeterice yapmamasından kaynaklanıyor.
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın bu konuda sıkıntı yaşadığı biliniyor. Sanırım bu belediye başkanlığı seçiminde aynı hataya düşülmez.
Diğer taraftan, İYİ Parti ile yapılan ittifak sonucunda bu partiye ne kadar belediye meclis adayı verileceği netlik kazanmış değil.
Bunun da belirlenmesi gerekmez mi? Seçim günü yaklaşıyor bunlar bugüne kadar çözümlenmesi gereken sorunlardı.
FIKRA
Bir yemekli toplantıda, yaşı hayli ilerlemiş bir kadın çok yakışıklı genç bir adamı köşeye sıkıştırmış durmadan onunla konuşuyordu.
Bir süre sonra durdu:
-“ Gevezeliğimle sizin canınızı sıktım galiba” dedi.” Sizin gibi genç bir adam benim gibi yaşlı bir kadının anlattıklarıyla ilgilenir mi hiç,?
Adam kibarca cevap verdi:
-“ Ne münasebet hanımefendi. Sizli yaşlı sayılmazsınız ki”
-“ Sahi mi ? Peki benim kaç yaşında olduğumu tahmin ediyorsunuz,?
Adam kadını şöyle bir süzdü . Sonra:
-“Bakınız göğüsleriniz için 20..Saçlarınız için ancak 16 yaşında.. Bacaklarınız da 25 diyelim..
-“ Oh beni çok mahbup ettiniz “diyerek kadın kırıtır.
-“ Ama bir dakika hanımefendi saydıklarımı toplamadım ki “
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
FIKRA
EV HANGİ YÖNDE
Yargıç mahkemede sanığa sordu:
“Oturduğun ev yolun hangi yanında?”
Sanık cevap verdi:
“ Her iki yanında ..”
Yargıç sanığa bir kez aha sordu:
-“ Nasıl olur, bir insan yolun her iki yanında oturabilir mi?”
Sanık hiç istifini bozmadan sözlerine devam etti:
-“Olur efendim eğer yolda yukarıdan aşağı gelirseniz evimiz yolun sol yanında , aşağıdan yukarı çıkarsanız o zaman evimiz yolun sağ yanında olur yargıç bey."
ÖZLÜ SÖZ
O DA SANA LAYIK DEĞİL
Büyük İskender ile bir fakir karşılıklı konuşuyor
Fakir:
“ Az bir şey olsa da bana ihsan etmez misiniz,?
İskender:
“Az şey vermek bana düşmez”
“ O halde çok ihsan ediniz”
“ O da sana layık değildir”