Istıranca Dağları’nın eteklerinde kurulmuş çok eski ve tarihi bir ilçe. İstanbul gibi yedi tepe değil , üç tepe üzerine kurulmuş:Hisar Tepe, Çömlek Tepe, Yılan Tepe.
Doğduğumuz büyüdüğümüz baba evi Çömlek Tepenin eteklerindeydi. Eski tip ahşap ve iki katlı (Karadeniz Tipi) ve bahçeli bir evdi. Mahalledeki evlerin tümü az farklılıklarla birbirine benzerdi. Genellikle Pomaklar ve kahyalar otururdu bu evlerde. Anca başka ırklardan da yaşayanlar vardı. Bir göçmen mahallesiydi genellikle. Bizim evin önünden geçen daracık sokağın adı “Kız Mektep sokağı” idi. Ve gerçekten de oralarda bir kız mektebi varmış yıllar önce.
Kendim için hiç şiir yazmadım. Ama tüm şiirlerimde ucundan kenarından hep ben de vardım.
Bu şiir biraz da olsa beni anlatıyor (mu)?..
BALKAN YELİ
Duruşuma
Istıranca karışmış
Gülüşümde yıldız izleri
Marmara’nın kirli mavisinden
Örülmüş yeleğim
Sonsuzdan beri
Trakya acılarında
Unutulmuş
Ergene duruşlu
Orpheus bakışlı
Bir Balkan yeliyim
Rumeli’den göçmen olarak buralara gelip yerleşen atalarımızı da unutmuş değilim:
BALKAN ÖZLEMİ
Ne zaman
O Rumeli rüzgarı esse
Kocaman bir Selanik atar yüreğim
Kızanlıkta gül toplar
Annemin
O zaman ki parmakları
Tuna gözlü acılar
Şaşar yüreğim
Ne gözleri ne bakışları
Hiç biri yoksa şimdi
Bir Balkan özlemine
Takılır uçurtmam
Bir çapraşık göçü
Yaşar yüreğim
Bir yaz günü umarım
Sorunlarını aşacak (mı)?
Dağ ova…
Kendi iç cebinden
Dertlerimden esinli yeni dertlere
Koşar yüreğim
N.T