Kimden, kimlerden yana oldukları belliydi zaten. Ancak T.C’in milletvekilleri oldukları yine ve yeniden unuttular…
Bilmem kime sayın diyen yine onlar değil miydi?
Kandil’deki eli kanlı teröriste “Onlar bizim dağdaki uzantılarımız..” diye fetva verenler ben., ve hayranlarım değildi sanıyorum. Oralara gidip onlar da katılsalar o katliamcılara daha iyi olmaz mı?
Karşı oldukları ya da bölmeye çalıştıkları ülkede yaşa parlamentoya gir, sonra da katillere arka çık, kucaklaş… olacak iş mi? Nasıl bir mantık? Bu destekçiler de bizim komşular değildi, sanıyorum.
T.C’nin sunduğu olanaklarla geçinip, arkadan kuyusunu kazanlar huzurevi sakinleri değil herhalde.
Daha söylenecek çok şey var ama, şimdilik yeter diyorum.
Yani oklar hep o yöne doğru.
Hepsi bir yana şehit ettikleri insanlarımızın sayısı kırk bini geçti çoktan. Son günlerde her gün şehit cenazeleri.. Bunların lafını bile etmeyen bir güruh. Ve acılar içinde kıvranan canlar.
Bunları ağzına almayan alamayan yandaşlar Kızılderililer ya da Zenciler değil ya!..
Onlar Irak’ta boy göstermişler, sonra da “Geldikleri gibi değil ama Amerikan Ulusal marşıyla dönmüşlerdi.
İzmir Marşı mı?
O bizim Kurtuluş Savaşımızın onurumuzun, bağımsızlığımızın , özgürlüğümüzün…
Simgesi artık.
Hasan Tahsin oraların ürünü değil miydi?
Terörün Urla’da giriştiği kalleş tuzakta yaralılara kan vermeye koşan, binlerce kişi: Ve onları bedava hastaneye taşıyan taksiler, taksiciler…
Vatan ve insan sevgisinin olağanüstü varlıkları.
“İzmir’in dağlarında çiçekler açar…” şarkısını az mı söylerdik okullarda, hem de göğsümüz kabara kabara.
Artık bu güzel bahçeden cana kıyanları , kan dökenleri kovalayıp; Anadolu bülbüllerini öttürmenin zamanı değil mi?
Birlikte oturup kardeş kardeş yaşamanın bölüşüp paylaşmanın, ve şu kısacık ömrün tadını çıkarmak varken; dolduruşa gelip dağlara çıkarak kan dökmenin ne anlamı olabilir?
En azından insanca mı?
Yok efendim onlar terörist değil , gerillaymış! Onlara aslında “kan dökücü” dense daha iyi olmaz mı: Daha çok yakışmaz mı? Hangi nedenle olursa olsun cana kıyanlar insan olamaz, bence. Onlara dense dense katiller güruhu denebilir ve yakışır da…
Eskiden katiller asılmamak için dağlara kaçarlardı. Son eşkıya da Koçero idi. Teknik geliştikçe o tür olaylar da bitti, artık derken dağlar yeniden eşkıya doldu. Bunlar kaçmak türünden değil can alma türünden.
Ben bunları yazdıktan sonra Gaziantep olayı 9 ölü ve 64 yaralı.
Daha sonra Şırnak dolaylarındaki kazada on şehit.
Bitmedi bir türlü… Her gün şehit vermek acı veriyor bana…
Eşkıya içimize mi girdi artık?
Oysa ne demiş ozanımız:
“Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz…”
NESİN
Yanar yanar yanarsın
Yıldız mısın kav mısın?
Bakışın temmuzdan sıcak
Volkan mısın lâv mısın?
Kanımda tutsaksın sen
Benim için av mısın?
Baharı kıskandırdın
Bülbüllere dal mısın?
N.T
