Önümüzdeki yıl Mart ayında yapılacak seçimde belediye başkanlarının yanında belediye meclis üyeleri ve il genel meclis üyeleri de belirlenecek.
Bölgelere hizmet getirmede ve denetimlerde bu meclislerin büyük önemi vardır.
Onlar bölgesel parlamento konumundadırlar.
Onun için seçimlerde meclis seçimlerine çok önem vermek gerekir.
Belediye meclisinde parasını yatıranlardan ve seçilecek başkanlara yakın olanların seçiminden ziyade o görevlere layık olanlar seçilmeli.
Kaliteli meclis her zaman belediye başkanlarının da yükünü hafifletir.
Belediye meclisinde her kesimin temsilcisi bulunmalı. işvereninden işçisine esnafından işçi temsilcisine, kasaca meclis halkın tüm sorunlarını meclise yansıtabilecek kadrolardan oluşmalı.
"Bu bana yakın sözümden ayrılmaz” mantığı ile meclis belirlenirse oradan kaliteli iş, sağlıklı görev beklenmemeli.
Edirne gibi kültür ve medeniyetin beşiği olan bir ilde meclisin kalitesi kültür düzeyi de üst seviyede olmalı.
-------------------------------------------------------------------------------------
İL GENEL MECLİSLERİ
Belediye meclislerinde olduğu gibi, il genel meclisinde de tüm köylülerin sorunlarına vakıf kültür seviyesi yeterli, kırsal kesimin sorunları ile yakından ilgili kişilerin seçilmesi isabetli olur.
Bu konuda yeterli özenin gösterildiğini kimse iddia edemez.
Belediye meclisindeki kıstaslar, mahalli yöneticilere sadakat burada da geçerli.
Böyle olduğu zaman meclisteki gündem konuları ve tartışmalar kahve muhabbetine dönüyor. Meclisin seviyesi düşüyor. Bu dönemde böyle seviyesiz tartışmalara tanık olduk.
İl genel meclisleri köylülerimizin yerel parlamentosu konumundadır. Oralarda köylerimize getirilecek hizmetler siyasilerin tercihine göre değil ihtiyaçlara göre sıralanmalı. Böyle bir uygulanma yapıldığı kanaatinde değilim.
Bazı köylerimizin zorunlu ihtiyaçları olduğu halde oraya hizmet verilmeyip ihtiyacı olmayan yerlere yeterinden fazla hizmetin yapıldığını biliyoruz.
Bakıyoruz, bazı köylerimizin köy içi yolları yapıldığı halde parke taşları getirilmiş. Bazı köylerde ise ihtiyaç olduğu halde bu hizmet alınamıyor.
Meclis üyelerimiz bu düzenlemeyi yapmada öncülük yapmalı. Ülkemizde teknik imkânlar gelişiyor teknoloji ilerliyor. Bu konuda donanımlı kişilerin meclis kadrolarında yer almaları zorunlu hale gelmiştir.
Bu yönde yeterli olduğumuzu söyleyemeyiz. Meclislere maddi imkanı olan, siyasilere yakın olan kişilerden çok o işlere layık olanlar göreve getirilmeli. Bu görevi sadece kendilerinin başaracağını sanıp sürekli bu göreve talip olanlar bir kenara çekilmeli.
Bu bir bayrak yarışıdır. Onların yerine taze ve zinde genç kadrolar gelmeli. İl Genel meclisinde böyle bir değişime ihtiyaç olduğu kanısındayım.
NABIZ YOKLAMASI GERÇEĞİ YANSITMALI
Daha önceki yıllarda seçimler öncesi kamuoyunun eğilimini belirlemek için bazı basın duayenleri Edirne’ye gelir kendine yakın kişilerle görüşür o akşam da güzelce ağırlanır gider ardından halkın görüşünü almadan kafasına göre kulaktan dolma anket sonuçlarını açıklardı.
Halk arasında yapıldığı söylenen buna benzer kamuoyu araştırmaları gerçek sonucu yansıtmaz.
Halkın siyasi eğilimini belirleyecek kişilerin siyasilerden bağımsız olarak halk arasına girip görüşlerini almalarıdır.Ancak böyle sağlıklı sonuç alabilirsiniz.
İktidar partisi AKP bunu en iyi şekilde yapıyor ve politikasını da ona göre belirleyip başarılı oluyor.
CHP bundan ders almalı.
Öyle, bölge siyasilerinin denetiminde kamuoyu araştırmalarının yerine, halkın her kesiminin görüşlerine başvurup toplumun siyasiler hakkında görüşleri alınmalı.
Rahmetli Ecevit böyle yapardı. Görevlendirdiği kişiler mahallelerde dolaşıp halkın görüşünü alırdı.
Bu iddia ile şu ve bu adayı kastetmiyorum.
Yarın sandık başına gidecek seçmenlerin gerçek belirleyici olduğunu belirtmek istiyorum.
CHP bugün başarıyı garanti görüp yarın hüsrana uğrarsa bunda halkın eğiliminin yeterince belirlenmemesinin etkisi olacağını unutmamalıdır.
Genel merkezden bu konuda görevlendirilen zatlar partililerin görüşünden ziyade halkın ne düşündüğüne bakmalı.
Genel merkezin de bu konuda görevli olanları partililerin etkisinde kalmaksızın görevlerini yapıp yapmadıklarını kontrol etmelerinde yarar vardır. Hatırlatırım….
FIKRA
KARTAL İLE LEŞ KARGASI
Bir kartal kargaya sormuş:
“ Karga kardeş söyle bana, sen nasıl olur da üç yüz yıl yaşarsın benim ömrüm ise toplam otuz üç yıldır,?
Karga:
“ Çünkü sen, taze et yiyip kanını içersin, ben ise leşle beslenirim” diye cevap vermiş.
Kartal düşünmüş ve “ Bunu bir de ben deneyeyim” demiş.
Bir gün kartal ile karga uçarken yolda ölmüş bir at görmüşler.
İkisi birden pike yapıp leşin üzerine konmuşlar.
Karga bir yandan ölü atı gagalarken, bir yandan da yediklerinin lezzetini anlatıyormuş.
Kartal leşi bir kere gagalamış, iki kez gagalamış, sonra kanatlarını çırparak kargaya:
“ Hayır karga kardeş” demiş. “ Böyle leşle beslenip üç yüz yıl yaşamaktansa taze et yiyip, taze kan içerek otuz üç yıl yaşamak daha iyi” demiş.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ,?
SITMA İLE SAVAŞ 1925’TE BAŞLADI.
Türkiye’de ilk sıtma savaşına 1925 yılında başlandı.
1926 yılında sıtma savaş bölgeleri beşe çıkarıldı.
Savaş alanına alınan köy sayısı ise 1454’tü
1945 yılında bu konuya verilen önem sonucu, sıtma savaş bölgeleri yirmiye,köy sayısı ise 4614’e yükseldi.1945 yılında çıkarılan bir yasayla , olağanüstü bir sıtma savaşına başlandı.
İlerde Sıtma Savaş Başkanlıkları kuruldu. 16.934 köy sıtma savaş alanına alındı. 1946 yılından 1957 yılına kadar sürdürülen üstün çabalar, yeni bulunan DDT ilaçlarıyla sıtma ile savaşta olumlu sonuçlar alındı.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------
ÖZLÜ SÖZ
Sana nasıl davranılmasını istersen, sen de başkalarına öyle davran, fakat ilk iyi davranışı sen yap.
DAVİT HUME
