DİSK üyesi sendikalar ülkedeki sor ekonomik durumla ilgili olarak bir basın toplantısı yaptılar.toplantıda söylenenler bildik sorunlardı.
Toplantı sonrası yapılan konuşmalarda Kreş sorunu gündeme geldi.
Gerçekten ülkemizin en acil sorunlarından birisinin çocuklu ailelere büyük rahatlık getirecek kreş sorunu olduğunu tartıştık.
Onlar da bu konunun önemini biliyorlar. Bugüne kadar gündeme getirmişler fakat bir türlü çözüm bulunamamış.
Tartışılan bir başka konu ise ekonomik durumu iyi olmayan öğrenciler için kurs imkanının sağlanması oldu. Edirne’deki Disk binası çoğu zaman boş uygun bir toplantı salonu var
Gönüllü emekli öğretmenlerden veya bu konuda hizmet verecek eğitimcilerden oluşturulacak bir ekiple burada DİSK üyesi olan ailelerin çocuklarına kurs imkanının sağlanması. Bu gerçekten yararlı olacak bir öneriydi. Bu talep diğer demokratik kuruluşlarımızdan mekânları uygun olanlar için de geçerli.
Yılın büyük bölümünde boş olan bu salonlardan çocuklarımızın eğitimi için faydalanılabilir.
Takdir tabi bu kurum yöneticilerinin. Günümüz ekonomik koşullarda dar gelirlilerin çocuklarına kurs aldırmalarının imkanı yok.
Eğitim sistemimizin durumunun ne olduğu son yapılan sınavlar ortaya koydu.
Ülkemizde öğrencilerin başarı düzeyi çok düşük.
Yeterli eğitimi olmayan öğrencilerin iyi imkanlarla yetişen öğrenciler karşısında sınavlarda başarılı olmaları mümkün değil.
Bunun sonucunu öğrencilerin seçme sınavlarında gördük.
BELEDİYEMİZ DE DEVREYE GİRMELİ
Edirne Belediye Başkanımız eğim kökenli uzun süre eğitim sendikalarında görev aldı.
Çocukların eğitim durumun çok iyi bilen biri.
Edirne Belediye Başkanımızın da bir yer sağladıktan sonra öğretmenlerimize özellikle deneyim sahibi emikli öğretmenlerimize bir çağrı yaparak. öğrencilere kurs vermeleri konusunda talebi olabilir.
Bu önerinin toplumdan destek bulacağını umuyorum.
Eğitimde yaşadığımız başarısızlığın gelecek yıllarda da tekrarlanmaması için önlemler almak gerekir.
Milli Eğitim Müfredatı yeterli olmasa da ekonomik durumu işi olan aileler gerektiğinde özel öğretmen tutarak veya eğitim seviyesi iyi olan okullara çocuklarını gönderip başarılı olmasını sağlayabilir.
Önemli olan başarıya susamış dar gelirli ailelerinin çocuklarını başarı imkanı sağlamak.
Eğitim kökenli Belediye Başkanımız Gürkan bu konuda önderlik ederse çok faydalı bir iş yapmış olacak.
YAPILAN ZAMLAR GERİ ALINACAK MI,?
Ülke genelinde yapılan kampanya ve halkın özverili davranması, Devlet yetkililerimizin kararlı tutumu sayesinde Ülkemize yönelik dolar komplosu boşa çıkmış oldu.
Yedi buçuk liraya kadar yükselen Dalar bu kararlı tutum sayesinde altı liranın altına düştü.
Bu ülkemiz açısından dünyada önemli bir başarıdır. Bunu hiç kimse inkar edemez.
Bundan sonra sorun. Doların çıkışını fırsat bilerek ürettikleri ve sattıkları mallara aşırı zam yapanların dolardaki düşüşe göre indirim yapmaları.
Bunun yeterince uygulanmayacağı kanısındayım.
Tüketim ürünlerine yapılan zamların tekrar geri alınması bizim ülkemizde çok zor.
Özellikle bazı fırsatçılar, dolarla ilgisi olmayıp sattığı ürünlere zam fırsatı bulanlar yine satışlarını zamlı fiyatlarla devam edebilirler. Dolar düşse de zamlı tarifeyi uygulayabilirler.
Bu konuda piyasanın iyi denetlenmesi gerekir.
Özellikle bayram öncesinde bu tür fırsatçılar daha da artar. Bunun sonunda zarar gören halkımız olur. Bu fırsatçılara imkan verilmemeli.
KÖYLÜLERİMİZ İÇİN BÜYÜK FIRSAT
Tarım İl Müdürlüğü köylülerimizin ekonomik zorluklarını dikkate alarak. koşulları uygun köylülerimize beşer adet büyük baş hayvan dağıtımı yaptı..
Bunu çok önemli bir uygulama olarak kabul ediyorum.
Köylülerimizin tarlalarından elde ettikleri gelirleri yeterli olmuyor, geçinemiyorlar.
Hayvancılık köylülerimize bu konuda önemli bir destek oluyor.
Hayvancılıktan elde edecekleri gelirlerle çiftçilerimizin ekonomik şartları daha iyi konuma geliyor. Böylece tarım kesiminde olan ar gelirli köylülerimiz tarlalarından koparak başka illerde iş arama gereğini duymuyorlar.
Göçü önlemek için alternatif ürünlerin yanında hayvancılık da önem arz ediyor. Bölgemizde bunun için koşullar elverişli. Halkımız da hayvan yetiştiriciliğinde deneyim kazandı.
Öyle sanıyorum ki bir süre sonra Trakya hayvancılık merkezi haline gelecek.
Devletimizin de bu yönde destek vermesiyle halkın hayvancılıkta geliri artmış olacak.
Büyükbaş hayvan dağıtımına tanık olduğumda bu konuda bölgemizde geleceğin hayvancılık açısından parlak olacağı izlenimi edindim.
FIKRA
HANGİ NEFESLERİ SEVİYORMUŞ
Otoriter rejimin hakim olduğu bir ülkeyi, demir yumruklu, sert bakışlı halka işkence eden bir başkan yönetiyor.
Bu kişi cahil ve bilgisiz olduğu halde her işe burnunu sokan katı haşin despot birisiymiş.
Böyle bir ülkede bulunan bir adama” hangi nefesleri seversin” diye sormuşlar.
Adam bu soru üzerine şöyle c BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
“ALO” DEMEYE 1911’DE BAŞLADIK.
Türkiye’de ilk telefon Meşrutiyetinin ilanından sonra girmişti.
Ülkemizde ilk telefon santralını 1911 yılında İngilizler kurdu. İkinci telefon santralı İzmir’de, üçüncüsü ise 1926 yılında Ankara’da açıldı.
Ankara telefon santralı Türkiye’nin ilk otomatik telefon santralıydı.
Daha sonraki yıllarda diğer şehirlerimizde telefon santralleri kuruldu. Haberleşme ağı tüm yurda yayıldı.
evap vermiş.” Sigaramın ilk nefesiyle bizim diktatörün son nefesini severim
