“AZ BULUTLU KUŞLAR”onuncu şiir kitabımın adı. Aynı zamanda bir şiirimin de adı. Yeni ve son kitabım desem de neredeyse bir buçuk yıl oldu.
Bu yapıtımın adı başka da olabilirdi. Örneğin çok bulutlu kuşlar.
Sanatta hesap kitap yapılmaz. Esin , doğaçlama ve çağrışımla gelir döktürmek istediklerin. Üretimin temelinde yetenek ve yaratma gücünün de yetenek ve çalışmanın da eksik olmaması gerektiğini sanıyorum. Yani bir ömrü adamak gerekebilir. Geçici hevesler adından da anlaşılacağı gibi kısa sürede geçip gider.
Duygu yükü, simge, arındırma ve sözcük seçiciliği olmayabilir.
Neyse…
Bunlar çok yazılıp çizilmiş şeyler. Uzatmamın ve ahkâm kesmenin anlamı yok. Yazanların bir bölümü bunları hiçe sayar. Okumadan yazar.
Ortaya çıkan ucubeye belki de manzume demek daha doğru olacaktır.
Kimse yazmasın mı? Ne demek… herkes yazabilir. Ancak yukarıdaki notlarım devreye girebilirse daha güzel şeyler ortaya çıkar, sanırım.
Bir saptama daha.
Bir şeyler üretirken bazen, en yakınlarınız bile sizi küçümseyebilir; yadırgayabilir.Ancak, ünlenip bir yerlere ulaşınca; o zaman da peşinizden koşarlar. Siz yine de hiç birine aldırmayın. Bildiğiniz yolda tek başına kalsanız bile “devam” deyin.
Burada Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaç) Bodrum’a sürülmeseydi. Ve “Mavi Sürgün’ü yazmasaydı, Bodrum bu günlere taşınabilir miydi?
Ramazan başladı.
Arkası bayram…
Aklım Ramazan türü etkinliklerine takılıyor, nedense. Özellikle iftar yemeklerine ve çadırlara.
Merak ettiğim de şu: Bu örgütlenmeleri yapanlar ve iftar yemeklerine katılanların tümü gerçekten oruçlu mu?
Bunların çoğu gösteriş, caka ve oya dönüştürme kökenli değil mi sizce? Değilse ne?
Yoksullara yardım…
Ancak bunun başka yolları da var. Yardım, onur kırıcı ve açıkça olmamalı. Çok bilmişler, bu yolları da bilir. Ama bilmezlikten gelirler.İnançların türlü çıkarlar için kullanılması bence günahların en irisidir.
Yanlış değilsem sevap işlemek de gösteriş ve sömürüden uzak olursa önem kazanır, değerli olur. Aklıma takılan bir durum da şu: Bu masraflar nereden , niçin çıkıyor?
Bunlara sosyal yardımlaşma deniyorsa eğer, sosyoloji bilimi öyle demiyor.
Yoksa bunlar eski dönemlerin çağdaş imaretleri mi?
---------------------------
Parçalı bulutlu ve rüzgarlı bir hava yine.
İnsanı kıpırdatmayan bir sıcaklar yakında yine başlar
Edirne’de sıcaklar özellikle şu son yıllarda İzmir’i, Antalya’yı, Adana’yı bile sollamaya başladı.
Bence incelenmesi gereken bir konu.
Küresel ısınmaysa sorun, neden en çok Edirne etkilenmekte?
İşte sorun,
İşte Üniversite!...
BU BENİM ÜLKEM
Edirne bahçelerinde
Tomurcuklanan çiçek
Bir bakarsın kars’da açar
Arda Meriç
Nemrut doruklarında oluşan bulut
Bir bakarsın
Istıranca’larda yağar
Açar çiçek
Akdeniz’in sıcağında
Yüzün yansa
Karadeniz’de ürperir sırtım
Karaca ceylan sekerim
Kendi gözlerimde
N.T