Siyasilerin Türkiye Büyük Millet Meclisindeki konuşmalarını televizyonlardaki sözlerini dinledikçe çocuklar dahi bu seviyesiz, birbirini suçlayan konuşmalardan utanır hale geldi.
Siyasilerin konuşmaları geldiğinde çocuklar “Aman televizyonu kapatın yine birbiri ile kavga edecekler” diye uyarıda bulunuyorlar.Çocuklar bu uyarılarında haklı değil mi?
Kahvehanelerde dahi söylenmesi sakıncalı olacak, sokak ağzı sözlerin toplumun gözbebeği, kendi oyları ile seçip gönderdikleri insanların söylemesi küçük çocukları dahi huzursuz duruma getirmişse o gelecek kuşaklarımız için çok olumsuz bir örnek oluşturmaktadır.
”Büyüklerimiz böyle yapıyor ,ben neden yapmayayım “ derse haklı olmaz mı.?Bu imam cemaat benzeri bir örnek değil midir?
Onun için topluma örnek oluşturması gereken bu halk temsilcilerinin haltken alması gereken çok ders var.
Bu tür onur kırıcı, bir birini suçlayıcı konuşmalar halkın arasında yaşanmıyor.
Halkın arasında bu sözler hiçbir zaman hoş karşılanmaz, söyleyenler ayıplanır.
Siyasilerin bu konuşmaları yaptığı zamanda siyasileri tarafsız olarak değerlendiren halkın arasına geldiğinde bu durum hakkında neleri söylediklerini dinlemiş olsalar yaptıklarından pişmanlık duyarlar.
Bir eleştiriyi yapmak için Türkçemizde daha saygın sözler vardı.
Yaşları ilerlemiş olanlar bilirler.Daha önceki yılarda politikacılar ve parti liderleri eleştirilerini daha saygılı üslupla yaparlardı.
O konuşmaları halkı bu kadar rencide etmez,germez toplumu ,kutuplaştırmazdı. Vatandaşlar eğer siyasileri örnek alarak aralarında aynı üslubu kullansalar toplumda kavga eksik olmaz.
Özellikle insanların böyle sıkıntılı günlerinde siyasilerin konuşmalarını daha özenle yapmaları daha doğru olmaz mı?
Siyasilerimiz bu üsluplarıyla topluma kötü örnek olmuyorlar mı?
-------------------------------
TOPLUMSAL OLAYLARIN ARTMASINA NEDEN OLUYOR
Siyasilerin birbirini amansızca suçlamaları toplumu geriyor toplumsal olayları da körüklüyor.
Onları örnek alan bazı kişilerin yarattığı olaylara her gün televizyonlarda ve basın organlarında tanık oluyoruz.
Evlerine gün boyu kapanan, bir yanda can derdi ile uğraşırken diğer yandan siyasilerin birbiri ile dalaşmalarını görmek istemiyor.
-----------------------------
FIKRA
KARNIM ÇOK AÇ
Karnı acıkınca bir aşevine giren Bektaşi’ye garson sormuş:
“Ne emredersiniz baba”
Bektaşi azametle:
“ Yemeklerden ne var evlat” diye sormuş.
Garson yemek isimlerini birbiri ardına saymaya başlamış:
“Fırında kapama, fırında ciğer,fırında etli patates,fırında salçalı köfte,fırında etli bamya…”
Garson yemekleri sayarken erenlerin ağzı sulanıyor, fakat garsonun “fırında” sözü onu çileden çıkmıyormuş.
Garson yemek listesini saymasını bitirince ortadan ayrılmış. Bektaşi karnı iyice acıktığı için canı sıkılmış, burnundan solur duruma gelmiş.
Üzgün bir durumda olduğu yerden kalkmış.
Aşevinden çıkarken garsona:
“ Hay Allah kahretsin” demiş bütün yemekler fırında ben çok acıktım daha fazla bekleyemem”..demiş
-----------------------
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ.?
İLK SABUN EDREMİT’TA YAPILDI
On beşinci yüzyılda kullanılıp yapılmaya başlayıncaya kadar,ülkede sabun niyetine doğal soda sabunotu,sütkökü, acıağaç,,hardemtaze,tavşankulağı,hintkestanesi,kaşıkotu,mayankökü,mersinyağı,şimşirotu,gökkuşağı toprağı,seniseven yaprak tohumu,gülbahçe ve kil kullandılar
Ülkede belgelere göre ilk sabunculuk,Edremit ve dolaylarında gelişti,Türkiye’de kalıp halinde sabun yapımı başlangıcının kesinlikle 1300 yılları olduğu söylenir.
Ülkemizde sabun yapımında en gelişmiş yerler,Ayvalık,Edremit,İzmir,Burhaniye,Gemlik,Mersin,Kilis ve Gaziantep’tir
--------------------
ÖZLÜ SÖZ
İnsanlar balık gibidir. Balık sudan çıkınca,insanlar insanlığından çıkınca ölür.
ESKİ YUGOSLAV ATASÖZÜ
