Sonunda o da oldu…
İyice azıtan terör, bir milletvekilimizi kaçırma yüzsüzlüğünü de gösterdi. Genel ve önemli bir tepki oluştu.
Bu da normaldi, sanıyorum.
Şimdiye değin bu uğurda verdiğimiz can sayısı kırk binleri geçti. Bunların içinde bebekler bile vardı.
Köyler boşaltıldı.
Sık sık kepenkler indi.
“Kurtarılmış bölge “ girişimleri oldu.
Vatani görevini yapan gencecik Mehmetçikler şehit edildi.
İnsanlar kaçırıldı.
Her gün yapılan gösteriler neredeyse ayaklanma görüntüsüne dönüştü.
Çocuklar kullanıldı. Korucular şehit edildi
Kurulan tuzaklar ve yapılan baskınlarla günahsız insanlarımız bile hayatından oldu..
Yani son otuz yıldır, çatışma, yıkım ve zarar ziyan…
Tüm bunlar neyi değiştirdi.
Ne değiştirmesi, ipler daha çok gerildi.
Neyse ki vekilimizi bıraktılar. Tepkiler yatıştı mı? Bence, yukarıda saydığım nedenlerden ötürü yatışmamalıydı. Bir tek Mehmetçiğin bile şehit edilmesi bile aynı tepkileri üretmeliydi, yıllardır. Öfke nöbetleri her gün biraz daha tırmanmakta ve patlama noktasına taşınmakta olsa da…
Aslında silahlı kuvvetlerimiz gerekeni yapıyor, Yıllardır yapmakta da.
Teröre iç ve dış destek olmasa yaşananlar buralara gelmezdi, gelemezdi.
Son günlerde hemen hemen her gün sayısı belli olmayan gencecik cenazelerimizi toprağa veriyoruz.
Bin bir acı, keder , göz yaşı… Parçalanan ana yürekleri, Ve göz yaşları göle dönen bir Türkiye
Olacak iş mi? Kurtuluş Savaşıyla kurulmuş, emperyalizme “defol” diyen bir ülkeyiz biz.
Bu olanların tümü dayanma gücümüzü zorlamaz mı? Kin ve öfke birikimini tırmandırmaz mı? Lânet okutmaz mı?
Yazık gidenlere.. Çook hem de çok yazık…
Yazık analara ve yakınlarına…
Oturup, birlikte yaşamanın yollarını arayacağımıza.barışı kanla yoğurmanın ne anlamı var?
Böyle sorunlar elbette mecliste ve birlik bütünlük içinde çözülmelidir. İnsan olmanın özünde bu vardır. Ancak, bir devlet elbette eşkıya ile aynı masaya oturmaz, oturamaz, oturmamalı…
Ama, “insan “insan gibi insan” olmazsa cahil cesareti devreye girer.İşin içine uyuşturucu ya da baskı girince; dolduruşla, öldürülme korkusuyla her şeyi yapar. İşte kandil’in hikayesi bu.
Böyleleri seve seve can alır ya da verir. Çünkü cehalet engel tanımaz, ön yargılıdır, kelle koltukta yaşar, kapasitesi o denli kör ve sağırdır. Onlari içlerindeki hayvanlar yönetir.
Her sorun mecliste çözülür ve el ele verilirse Bu açıdan: meclisin toplamaması hiç hoş değil.
Ne kaybederdik, bilmiyorum. Ama bazı şeyler kazanılabilirdi, kanısındayım.
Parlamento bu günler için değil mi? Halk sizi boşuna mı gönderdi oraya?
Aylıklarınıza zam olunca hemen bütünleşirsiniz.
