Çanakkale Öğretmen Okulu yılları…
Bir yıl çok sert bir kış olmuştu. Tam o günlerde de şubat tatili başlamıştı. Yollar kar-buz ve kapalı. Bir çok yere hem araba yok, hem yolcu. Özel araba kaldırmak gerekmiş. Öyle dediler. Çorlu’lu arkadaşlar birleşip bir araba tutmuşlar. Ama sayıları otobüsü doldurmaya yetmiyor. Vizelileri ve Pınarhisarlıları toplayınca araba doldu. Çoğumuzun üzerinde palto bile yoktu. Titreye titreye Çorlu’ya geldik Çorlulu arkadaşlar indi. Araba boşaldığı için araba başka yol almadı. Galiba oradan ya Çerkezköy’e ya Uzunköprü’ye trenle geldik. Şafak vaktiydi. Bir kamyon bulduk. Kasada yolumuz sürdü. Vize’ye geldiğimizde sabahın körüydü.
Üniversiteler sınavları falan da bitirdiler.
Ama küçücük çocuklar, yani ilköğretim öğrencileri baktım, yine okul yollarında,
Yani delikanlı olanlar erken küçücük çocuklar daha geç tatile başlıyor. Bu da eğitimdeki tersliklerden ve haksızlıklardan biri değil mi?Üniversitelerin erken kapanması yanında geç açılması da dikkat çekici.
Zıtlıklar başka konularda da geçerli Bakıyorsunuz gencecik kızımız bu sıcakta iyice giyinmiş, öteye bakıyorsunuz havalar daha iyice ısınmamış ama gencecik kızımız yarı cıbıl.
Sigara içmenin zararları yıllardır bilinir. Çok kişi de bıraktı zaten Ama gençler, kızlar da dahil sokak ortasında bile püfür püfür. Ve bu yaş , hele daha tehlikeli alışkanlıklarda yaş ortalaması dibe vurmaya başladı, diyorlar.
En çok garibime giden entel tersliklerden biri de teröriste yaklaşım. Efendim neymiş, onlarda ana kuzusuymuş. Yani katiller, esrarkeşler, askerimizi ve halkımızı pusu kurup c anından edenler ana kuzusuymuş…
Buna en kestirmeden “Hadi canım sen de… denir ancak.
Anne kuzusu olanın ne işi varmış o grubun içinde. İnsan zorla kaçırılsa bile kaçar, maçar. Verdiğimiz şehitlerin sayısının kırk bini geçtiği söyleniyor. Bunları pusular kurarak canından edenler uzaydan gelmedi ya! İnanın yalnız onlar değil, arkasında olanlar ve destek verenler de onlar kadar suçlu ve sütü bozuk.
İçten ya da dıştan olsun yapılan destek ve teşvikler onlara da zarar verecek boyutlara tırmanacaktır. Hazımsızlar ordusu ne yaparsa yapsın bizde de vatanı için canın olmayı bile göze alanlar var. Kurtuluş Savaşımızı unutmuş görünse de emperyalistler için için kuyu kazmaktalar. Etnik köken yanlıları artık tehdit kokan açıklamalar yapmaya başladı. Bu cesareti nereden bulmaktalar, anlamak zor.
Terslikler doğanın yapısında da var. Örnek: Dağların tepeleri güneşe daha yakın olduğu halde daha soğuk ovalar güneşe daha uzak oldukları halde daha sıcak.
Yine doğada hem zehir var hem panzehir. Hem katı, hem sıvı, hem gaz , hem gece hem gündüz, hem acı hem tatlı…. Yani, say say bitmez. Zıtlıklarla harmanlanmış ve dengelenmiş bir var-yok.
Galiba ve en iyisi onuncu şiir kitabıma (yeni çıktı) –AZ BULUTLU KUŞLAR- adını veren şiirle son vermek galiba.
Şiirler, hele güzelse şiirler bizi kendimize getirecektir…
AZ BULUTLU KUŞLAR
Kışlar yokuşunda az bulutlu kuşlar
Koşar durur ağaçları vagon penceresinde
Yorgun bir baston iziyken yüreğim
Sazdan-söze, sözden-köze bükünde
Rüzgar değilse esen , saçıma değen ne
Yüzüme çarpan çözümsüz bilmece
Yabanın kebesiyle yoldan geçen mart
Bir yaralı aslan kükremesiyle
Bir yanım nota kirlenmesi şarkılarda
Çöl yeşerir çayın döküldüğü yerde
